Bağımsızlık referandumundan sonra müttefikleri Barzani’yi yerden yere vuran ve iktidara müdahale çağrısı yapan AKP’li yazarlar, bugün yaptıklarını geçmişte “Baasçılık ve Kemalizm” olarak eleştiriyordu.
Referandum uzun bir aradan sonra tekrardan Türkiye, Irak ve İran’ı “Kürt karşıtlığında” buluşturdu. Üç ülke yaptırım üstüne yaptırımları sıralasa da, Rusya ve ABD ise “oyun kuruculuğu” bırakmıyor. Perde arkasında kavga enerjide kopuyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın büyük önem atfedilen ABD ziyaretinden eli boş döndüğü belirtiliyor. ABD'yi yakından bilen gazeteci Mutlu Çiviroğlu, "Bu ziyaretten Erdoğan’ın herhangi bir kazancı yok" dedi.
Rakka'da sona gelinirken, Rusya, İran ve Rejim, petrol ve gaz bölgesi olan Dêra Zor'a göz dikti. QSD'nin de Fırat'ın doğusundan indiği kent için "İkinci Berlin olabilir" deniliyor.
HAL’i uzatarak tepki toplayan AKP iktidarı, uluslararası ilişkilerde de çıkmazı yaşıyor. NATO'da konum kaybı, AB üyelik müzakerelerinin dondurulması, silah satışının dondurulması ve ekonomik yaptırımlar ile Suriye iç savaşındaki gelişmeler Ankara’nın önünde duran çıkmaz gündemlerden.
Referandum yaklaşırken AKP’nin yürüttüğü siyasete yönelik eleştirisizliğini sürdüren KDP, daha önce AKP’ye verdiği desteği hatırlatarak, bu desteği çekilebileceğini gündemde tutuyor.
Irak Federe Kürdistan’daki referanduma sayılı günler kala tansiyon yükseldi. Irak, İran ve Türkiye’den peş peşe “tehditler” geldi. KDP, referanduma sert tutum alan AKP’yi eleştirmekten neden imtina ediyor?
Astana sonrası İdlib'e girme hazırlığı yapan Türkiye'ye verilen ÖSO'yu tasfiye görevi, İslam dünyasından kopuşu getirebileceği yorumlarına neden oluyor.
AKP yönetiminin uygulamalarına karşı son dönemlerde Almanya ve ABD’den gelen “silah ambargosu” açıklamaları Türkiye’yi sarsıyor. Dünyada en fazla silah satın alan ülkelerden biri olan Türkiye, Kürt sorunundan kaynaklı savaş sanayisine büyük bütçe ayırıyor.