BALIKESİR - İktidarın yeni bir maden yasası çıkarma girişimlerine başladığını belirten DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Türkiye’yi yıkımın eşiğine getiren bu iktidardan kurtulalım” diyerek ekokırımcı iktidara karşı örgütlenme çağrısı yaptı.
Halkların Demokrasi ve Eşitlik Partisi (DEM Parti) Balıkesir İl Örgütü, kentte yaşanan ekolojik yıkımları tartışacağı "Balıkesir Ekoloji Konferansı"nı DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın da katılımıyla Burhaniye ilçesinde bulunan Reha Yurdakul Kültür Merkezi'nde düzenliyor. Konferansa Balıkesir'in yanı sıra çevre illerden de çok sayıda yurttaş katıldı.
Konferans belgeselci Hakan Tosun'un ekolojik yıkımlara dair belgeselinin gösterimi ile başlarken ardından açılış konuşmaları yapıldı.
Konferansta konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, konuşmasına 3 Eylül'de Artvin Borçka'da ormanlarını korumak isterken katledilen Reşit Kibar'ı anarak başladı. Reşit Kibar'ın toprağına, suyuna, ormanına, ağacına ve orada yaşayan canlılara sahip çıktığı için katledildiğini söyleyen Bakırhan, "Katledenler çok yabancı değil. Sermaye ve onun işbirlikçileri. Daha fazla rant elde etmek, doğayı tahrip etmek isteyenler, mücadele edeceğimizi bildiği halde bu kadar ısrarlı olanlar ve onları destekleyenler, doğa düşmanı, halklar düşmanı, inançlar düşmanı, emekçi düşmanı bir iktidarla ittifak kuranlar Reşit'i katlettirdi. Reşit’i unutmayacağız, bir demokrasi şehididir. Eko kırıma karşı mücadelede artık bundan sonra unutulmaz ve sürekli anacağız" dedi.
DEMOKRASİ VE EKOLOJİ MÜCADELESİ
İktidar ve sermayenin aynı mantıkla hareket ederek, rantının önüne geçmek isteyen herkese vahşice saldırdığını vurgulayan Bakırhan, buna karşı geleceğe tertemiz bir doğa bırakma ve her şeyin sermayeye peşkeş çekilmediği bir ülke yaratma sözlerini tutacaklarını belirtti. Bir kaç aydır yaptıkları Ekmek ve Adalet Buluşmalarına değinen Bakırhan, "Mardin Nusaybin’deki buğday üreticileri, Tekirdağ'daki ayçiçek üreticileri, esnafımız, balıkçılar, kadınlar, gençler, KHK’liler adalet ve hukuk arayanların tamamı iktidar gerçekliğini her yerde ortaya koyuyorlar. Demokrasi arayışı konusunda Kürtlerin dostlarının verdiği mücadelenin yanında ekokırım karşısında Ege’nin, Balıkesir’in, Kazdağlarındaki direnişçilerin ortaya koyduğu mücadele çok önemli ve değerlidir. Sadece demokrasi mücadelesinde değil bu alanda da en az onun kadar kıymetli bir mücadele veriliyor. Bu mücadeleyi veren bütün arkadaşlara emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum" diye belirtti.
MADEN ŞİRKETLERİ MUTLU
AKP iktidarının sermayeyi halkın içinde olduğu mutsuzluktan muaf tuttuğunu kaydeden Bakırhan, tüm halkın kriz içinde olduğunu, öğrencinin sabah okula aç gittiğini, emekçinin kara karar düşündüğünü dile getirdi. Ülkenin kriz ve mutsuzluk içerisinde olmasına rağmen maden şirketlerinin mutlu olduğunu belirten Bakırhan, "Çünkü onlar gibi düşünen bir iktidar. Meclis’e sürekli torba yasalar getiriliyor. Bu ekokırımı daha da kolaylaştırmak için sürekli o torba yasaların içerisinde birkaç madde geçiyor. Sayısal çoğunluğuna güveniyor, kendisi gibi düşünen ortaklarına güveniyor. Güçlü ve ciddi olmayan muhalefete güveniyor. Onların işini kolaylaştıran bir muhalefetle karşı karşıya oldukları için her şeyi daha rahat yapabiliyorlar" ifadelerini kullandı.
'22 YILDA 32 KEZ YASA DEĞİŞTİ'
AKP'nin nerede bir dağ görse maden, dere görse baraj, orman görse kesilecek alan olarak baktığını kaydeden Bakırhan, iktidarın 22 yılda 32 defa orman yasasında değişiklik yaptığını ifade etti. Orman, yeşil, akarsu, dağ, direnen Kürt, kadın düşmanı bir iktidara karşı mücadele verdiklerini söyleyen Bakırhan, "Burada ilk defa söylüyorum. Maden şirketleri için yeni bir yasa teklifi hazırlığı içindedirler. Maden şirketlerine bu yetmiyor, daha kolay ulaşmak, daha kolay ruhsat almak, daha fazla rant elde etmek için iktidara sürekli yasa teklifi vermeye çalışıyorlar. İstiyorlar ki önlerinde hiçbir idari engel kalmasın. Zaten kalanları bir biçimiyle aşıyorlar engel yok ama onu da ortadan kaldırmak istiyorlar. İşimiz zor ama Türkiye’nin yüzde 80’i bizim gibi düşünüyor. Tek bir eksikliğimiz var. Onları örgütlemek, bir araya gelmek, bu vahşi sermaye, saraya, savaşa çalışan eko kırımcı iktidar karşısında güçlü bir zemin örememek" diye aktardı.
'MEHMET CENGİZ'İ BAKAN YAPIN'
Çevresel Etki Değerlendirme raporlarının da pervasızca düzenlendiğini sözlerine ekleyen Bakırhan, şöyle devam etti: "Asıl trajikomik olan TOBB’un Madencilik Meclisi Başkanı İbrahim Halil Kırşan, maden arama faaliyetlerinin kamu yararına yapılan bir faaliyet olarak değerlendirilmesini söylüyor. Sermaye rant elde edecek, tahrip edecek, enkaz bırakacak adına kamu yararı diyecekmişiz. Bir de onları dokunulmaz kılalım. Nerede bireylerin rantı kamu yararı olmuş. Mehmet Cengiz’i de Çevre Şehircilik bakanı yapın onun önündeki idari engelleri kaldırın. İşte böyle bir iktidarla karşı karşıyayız. İktidar böyle olursa TOBB Madencilik Meclis Başkanının söylemi de böyle olur. Zor bir süreçle karşı karşıyayız. Yani bunlar diyorlar ki işimizi uzatmayın kısa yoldan kısa sürede halledin biz rantımıza bakalım diyorlar."
'İKTİDARDAN KURTULALIM'
Balıkesir'de 155 madeni şirketinin 279 maden arama-işletme ruhsatı aldığını anımsatan Bakırhan, "Dolayısıyla bütün Balıkesir’in bütün ilçeleri aynı durumda Kazdağları altın madenciliğin adeta merkezi haline getirildi. Birkaç yabancı ve yerli firma var. Yabancı yerli fark etmez buradaki amaç ranttır. Bu firmalar o kadar pervasız ki, kapitalist sistemi tanımlarken söylüyorduk ya en az maliyetle en düşük maliyetle en yüksek rantı elde etme, suyunu çıkarma diyorlar ya öyle çalışıyor. Hayvancılık, tarım yapan, meyve, sebze ile uğraşan insanlar nereye gitsin? Bu kimsenin umurunda değil, iktidarın hiç umurunda değil. O zaman bu iktidarın da bizim umurumuzda olmaması lazım. Umurumuzda olmayan bizi uçuruma sürükleyen Türkiye’yi yıkımın eşiğine getiren bu iktidardan kurtulalım" ifadelerini kullandı.