DÎLOK - DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kurdistan’da yaşanan çok boyutlu özel savaş politikalarına vurgu yaparak, “İmralı’da yaşanan sadece tecrit değil, Sayın Öcalan şahsında gerçekleşen büyük bir direniştir” dedi.
Tevgera Jinên Azad (TJA) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Meclisi tarafından Dîlok'un Alêban (Şehitkamil) ilçesinde bulunan Gazikent ve Çıksorut mahallelerinde özel savaş politikalarına dair atölyeler gerçekleştirildi. Atölyelere DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar'ın yanı sıra DBP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri Berivan Helen Işık ve Narin Gezgör de katıldı.
‘JIN JIYAN AZADÎ DÜNYAYA YAYILDI’
Gazikent mahallesinde kadınlar tarafından alkışlar ve zılgıtlarla karşılanan Çiğdem Kılıçgün Uçar, dünyaya hakim olan bir erkek egemen sistemin olduğunu belirterek, “Erkeklerin bir bütünen kurduğu bir sistemden bahsediyoruz. Normal bir düzlemde erkek egemen, kadın köle olmak zorunda mıdır? Tabi ki hayır. Kürt halkının yıllardan beridir vermiş olduğu bir özgürlük mücadelesi var. Aynı zamanda Kürt kadınlarının vermiş olduğu kadın mücadelesi var. Jin jiyan azadî sloganının felsefeye dönüştüğü ve tüm dünyaya yayıldığını görüyoruz. Bu da dünya kadınlarının mücadelesine destek oluyor” diye konuştu.
KURDİSTAN’DA YÜRÜTÜLEN POLİTİKALAR
Kurdîstan’da yürütülen doğa kırımın da özel savaş politikalarının bir parçası olduğunu vurgulayan Uçar, “Ormanlar yakılıyor, ağaçlar kesiliyor. Bu da ekosistemi talan eden ve bunun üzerinden para kazanan bir durumdur. Kürdistan bu şekliyle nefessiz bırakılmak isteniyor” dedi. Kurdistan’da derin bir yoksulluk yaşandığına dikkati çeken Uçar, “Bu mevcut iktidarın Kürdistanı yeniden dizayn politikasıdır. Kurdistan’da uyuşturucu kullanımı 7 yaşın altına düşmüş. Sokak aralarında, okul önlerinde satılıyor. Şimdi denilebilir mi devletin güvenlik güçleri bunun farkında değil” diye sordu
‘GENÇLER NEDEN GÖÇ EDİYOR?’
Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçesinde fuhuş ve uyuşturucuya dair yaptığı haber sonrası 20 Eylül'de evine baskın düzenlenen JINNEWS muhabiri Rabia Önver’in yaşadıklarını hatırlatan Uçar, “Gençlerimiz yaşam alanı bulamıyorlar kendilerine. Gençler neden göç ediyor? İş bulamıyor, keyfi tutuklanmalara maruz kalıyorlar. Tüm bunlara karşı önemli olan hepimizin yan yana durmasıdır. En derin yoksulluğu kadınlar yaşıyor. Bu savaşın en büyük eziyetini biz kadınlar yaşıyoruz. Bu durum birinci ve ikinci dünya savaşında da yaşandı. Ulus devlettin kendisi Kürtleri, Alevileri tanımadığı gibi kadınları ve gençleri de tanımıyor. Kurulan sistem AKP-MHP iktidarını ayakta tutmaya çalışıyor. Kürt gençleri ölürken, bir avuç insan zengin oluyor. Dört parça Kurdistan’da İHA ve SİHA’larla saldırı yapılıyor” ifadelerini kullandı.
‘İMRALI TECRİDİ HER YERE YAYILDI’
İmralı’da başlatılan tecridin bir bütünen topluma yayıldığını söyleyen Uçar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kürt sorunun barışı konusunda onurlu bir barışın perspektifini yaratan Sayın Öcalan’a tecrit uygulayarak da hem Türk toplumunu hem Kürt toplumunu hem de Türkiye toplumunu bir barıştan, demokratik çözümden uzaklaştırmaya çalışıyor. Devlet ne kadar uzaklaştırırsa uzaklaştırsın İmralı’da yaşanan bir tecrittir. Aynı zamanda yaşanan şey Sayın Öcalan şahsında gerçekleşen büyük bir direniştir. Baskı artsa bile barıştan vazgeçmek yok. İmralı’daki direniş devam ettikçe; iktidarda bütün mekanizmaları ile tecrit derinleştirilmeye çalışılıyor. Tecritle beraber yeni bir rejim inşa edilmeye çalışılıyor. İmralı’da ki hukuksuzluk bugün Türkiye’de bir rejime dönüşmüş durumda. Ülke nefes alamıyor, kimse demokratik hakkını kullanamıyor. Kimse hak talebinde bulunamaz hale geldi. Ama tüm bunların yanı sıra Kürt özgürlük mücadelesinin sesi tüm dünya da yankılanmaya devam ediyor.”
‘ÖZGÜRLÜK MİTİNGİNE ÇAĞRI’
Ardından kadınlar, maruz kaldıkları özel savaş politikalarını dile getirerek, çözüm olunması noktasında fikir alışverişinde bulundu. Daha sonra heyet Çıksorut Mahallesinde düzenlenen atölyede de “Neden özel savaş politikası uygulanıyor?” sorusu çerçevesinde kadınlar ile bilgi alışverişinde bulundu. Buluşmalarda tecride karşı 13 Ekim’de Amed’de yapılacak olan “Özgürlük Mitingi”ne katılım çağrısı yapıldı.
Atölyeler zılgıt ve “Jin jiyan azadî” sloganlarıyla son buldu.