ÊLIH - HEDEP Şirnex Milletvekilli Newroz Uysal Aslan, devletin tecritle Abdullah Öcalan'ı unutturmaya çalıştığına işaret ederek, "Sayın Öcalan 24 yıldır bu sisteme karşı direniyor" dedi.
Sanatça Organizasyon, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) "Özgür Kadın Özgür Sanat” şiarıyla düzenlediği Kadın Kültür ve Sanat Festivali ikinci gününde. Festivalin ikinci gününde Zarok MA, Petrolkent’te çocuklar ile bir araya geldi. Etkinlikte çocuklarla birlikte resim çizilip, şarkılar seslendirildi. Etkinlik, çocuk korusunun “Zimanê Kurdî” şarkısını seslendirmesiyle sona erdi.
Festival kapsamında Petrol-İş Êlih Şubesi binasında "Tecrit ve asimilasyon" başlığıyla panel düzenlendi. Moderatörlüğünü TJA aktivisti Ruken Zeryam Işık Yıldız’ın yaptığı panelde, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Şirnex Milletvekili Newroz Uysal Aslan ve Destar Eş Genel Yayın Yönetmeni Jin Aryen konuştu. Panele çok sayıda kişi katıldı.
‘KOMPLOYLA BAŞLAYAN TECRİT SÜRÜYOR'
HEDEP Milletvekilli Aslan, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin ağırlaştırılarak devam ettirildiğini belirtti. Aslan, "Uluslararası alanda var olan kurallar işletilmiyor. Kendi yasallarını dahi işletmiyorlar. Uluslararası hukukta avukat ve aile görüşleri hiçbir koşulda kısıtlanamaz ve bunun önü kesilemez. Ancak İmralı’da herhangi bir gerekçe sunulmadan engel çıkarılıyor. Tecrit uygulanarak hakları ellinden alınıyor. Sayın Öcalan ‘Tutuklandığım günden bu yana tecrit uygulanıyor’ demişti. Komployla başlayan tecrit halen devam ediyor. Gardiyanın Sayın Öcalan ile konuşması bile yasak. Bulunduğu odanın koşulları çok kötü” diye konuştu.
‘KÖLE KÜRT İSTENİYOR'
İmralı tecridinin 3 aşamayla özetlenebileceğini ifade eden Uysal, “1999 ile 15 Temmuz darbe girişimine kadar olan süreç. Bu süreç tecridin en uzun sürdüğü süreç. Çözüm süreci olmasına rağmen. O süreçte de aile ve avukat görüşü engellendi. İkinci dönem ise, darbe girişimi süreci. Bu süreçte aileler için 3 ayda bir, avukatlar için 6 ayda bir görüş yasağı kararı alınıyor. Son süreçte ise hiçbir şekilde bilgi alınmıyor. En son telefon görüşünde telefon kesildi ve bir daha görüş olmadı. Tecrit uygulanma gerekçesi toplumun dizayn edilme amacıdır. Sayın Öcalan, Kürt halk önderidir. Etki alanı büyüktür. Ortadoğu'da oluşturulmak istenen yeni bir düzen var. Bu düzende özgür Kürt yerine köle Kürt isteniyor. Bunu isteyen sistemler tecridi devam ettiriyor. Öcalan’ın tecride karşı tavrı direniş oldu. Burada direnirken, Kürt halkının geleceğini düşünüyor. Sürekli bir üretim içinde. Cezaevinde 20 kitap çıkardı. Sayın Öcalan 24 yıldır bu sisteme karşı direniyor” ifadelerini kullandı.
‘İKTİDAR ETKİ ALANINA SALDIRIYOR’
Özel savaş uygulamalarının devrede olduğunu ve bununla Abdullah Öcalan’ın etki alanına saldırıda bulunulduğunu söyleyen Uysal, "Devletin halkın Sayın Öcalan’ı unutması için girişimleri var. Bunu her alanda deniyor. Özel savaşı devreye sokarak, toplumdan uzaklaştırmak istiyor. Fikirlerine saldırıyor. Ancak gelinen aşamada bunun gerçekleşmediği ve Sayın Öcalan’ın fikirlerinin ulaştığı alanın geniş bir alan olduğunu görüyoruz. En son dünya çapında başlatılan özgürlük kampanyasında da bunu gördük. Tecrit konusunda herkes duyarlı olmalı. Orada 24 yıldır devam eden bir direniş var. Tecrit kaldırılmadığı sürece Kürt halkı önündeki sorunlar bitmeyecek ve katlanarak devam edecek" ifadelerini kullandı.
ASİMİLASYON POLİTİKALARI
Jin Aryen ise, tecridin devam ettirilmesi ve bunun kaldırılmamasının "özeleştiri" gerekçesi olduğunu kaydetti. Asimilasyon politikalarına değinen Aryen, “Sayın Öcalan asimilasyon politikalarına karşı kadının gücünün önemine değinmiştir. Kadının asimilasyon politikalarına karşı birincil güç olduğunu belirtmiştir. İktidarın üzerimize farz kıldığı asimilasyon politikalarına topyekun direnişle karşı durmalıyız. Batman’ın Kürtçeye yaklaşımı çok iyi. Burada asimilasyon politikalarına karşı güçlü bir duruş var. Bu duruş ile hem dilini hem kültürünü geliştiren bir kent. Burada çalışma yürüttük, yaşamın her alanında dilini ve kültürünü yayan bir kent. Bu duruş önemli” şeklinde konuştu.
Aryen, şunları söyledi: "Eğer bizim zihniyetimiz kültür ve dilimizi geliştirme ve bunu yayma üzerine ise, buna denk bir yaklaşım ile mücadele yürütülmeli. Ağaçlarımız yakılıyor, yemeklerimiz festival adı altında farklı bir biçimde aktarılıyor. İktidar eli ile gerçekleştirilen festivaller zaten asimilasyon amaçlıdır. Halkı yanıltmak için Kürtçe şarkılar çalınıyor. Ancak buradaki tek amaç Kürtçeyi farklı göstererek, bir kalıba sokmak."
Panel, soru-cevap bölümüyle son buldu.