İSTANBUL - İmralı tecridinin kaldırılması için sanatçılara büyük görevler düştüğünü belirten rap sanatçısı Şerif Omeri, “Sanatımızla bu tecridi tüm dünyaya duyurmalıyız” diye kaydetti.
İmralı Adası’nda 25 yıldır ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan ve 31 aydır hiçbir şekilde haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a ilişkin uluslararası düzeyde başlatılan kampanya devam ediyor. "Abdullah Öcalan'a özgürlük ve Kürt sorununa siyasi çözüm" şiarıyla yürütülen kampanya kapsamda komplonun yıl dönümü olan 9 Ekim’de Almanya'nın Köln şehrinde Demokratik Aydın ve Sanatçılar İnisiyatifi tarafından bir deklarasyon yayımlandı.
Basın toplantısı ile duyurulan deklarasyonda Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye ile Federe Kürdistan Bölgeleri’ne yönelik saldırıları ile KDP’nin bu saldırılardaki işbirliğine dair tepkiler ortaya konup, buna karşı tutum belirlendi.
Toplantıya katılan isimlerden biri olan rap sanatçısı Şerif Omeri, Abdullah Öcalan’a dönük tecrit politikası ile Türkiye’nin saldırılarına dair değerlendirmelerde bulundu.
DAHA BÜYÜK BİR TOPLANTI HEDEFİ
Kürdistan’ın dört parçasından sanatçıların yanı sıra yabancı sanatçıların da katıldığını toplantının çok önemli olduğunu dile getiren Omeri, önümüzdeki günlerde çok daha büyük bir toplantı yapmayı planladıkların paylaştı.
Abdullah Öcalan’a dönük tecridi kabul etmediklerini söyleyen Omeri, tecrit politikası ile Kürt halkının mücadelesinin ve Kürtlük “ruhunu” yok edilmek istendiğini kaydetti. Fakat Kürt halkının yüz yıldır devam eden baskı politikalarına boyun eğemediklerinin altını çizen Omeri, “Devlet, bütün kirli politika ve tecrit uygulamalarına rağmen amacına ulaşamamıştır. Devlet bu tecridi uygulayarak, Kürt halkının önderi olan Abdullah Öcalan’ı unutmamızı istiyor. Bunun için büyük bir çaba ve kirli siyaset yürütülüyor” dedi.
‘TECRİDE KARŞI SESSİZ KALINMAMALI’
Öcalan üzerindeki tecridin dört parçada bulunan Kürt halkını etkilediğini vurgulayan Omeri, “Türkiye’de bulunan Kürtlere yönelik baskı ve saldırılar tecritten bağımsız değil. Devlet Abdullah Öcalan’a tecrit uygulayarak Kürt halkına ‘sizi kimsesiz bırakıyorum, öldürebilirim, hapse atabilirim, elimdesiniz’ mesajını vermek istiyor. Kürtleri iradesizleştirmek, umutsuz bırakmak istiyor. Çok uzun zamandır bu saldırılar var. Kürdistan’da milyonlarca Kürt var ama ana dilleriyle konuşamıyor, eğitim alamıyor. Kürtler eski Kürtler değil, artık bütün dünya Kürtleri tanıyor. Bize düşen de bu tecride sessiz kalmamak buna karşı mücadele etmektir” şeklinde konuştu.
‘ÖNDERİMİZDEN ASLA VAZGEÇMEYİZ’
“Biz asla değerlerimizden, önderimizden, sembollerimizden vazgeçemeyeceğiz” diyen Omeri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Öcalan’ın “umut hakkı” ile ilgili verdiği ihlal kararını anımsattı. Türkiye’nin kararı uygulamamasının insan haklarına aykırı olduğunu söyleyen Omeri, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye, Abdullah Öcalan'ı bu haktan muaf tutarak, buna karşı sessiz kalarak insan haklarına karşı ahlaksızca davranıyor. Yine Abdullah Öcalan'ın avukat ve aileleriyle görüşmesinin engellenmesi, hem Türkiye'nin iç hukukuna aykırı hem de uluslar arası hukuka aykırıdır. Kim olursa olsun avukatları, ailesi, telefon ve görüş hakkına sahiptir. Herkes bu hakka sahipken milyonları temsil eden Abdullah Öcalan’dan hiçbir şekilde haber alamıyoruz.”
‘SANATÇILAR TECRİTTEN ETKİLENİYOR’
“Kürt sanatçılar olarak sesimizi daha çok yükseltmeliyiz” diyen Omeri, “Abdullah Öcalan, Kürt halkı için çok büyük şeyler yaptı. Bu yüzden toplumun her kesiminden buna karşı bir sesin, tepkinin yükseltilmesi gerekir. Sanatçılar, aynı zamanda topluma ayna tutan kişilerdir. Tecridin sanat ve sanatçılar üzerinde çok etkisi olduğunu görüyoruz. Bugün Türkiye'de bulunan Kürt sanatçılar, sokaklarda söyledikleri Kürtçe şarkılardan dolayı gözaltına alınıyor, öldürülüyor, birçok ünlü Kürt sanatçının konserleri yasaklanıyor. Tecridi sadece cezaevleri ve Abdullah Öcalan üzerinde düşünmemek gerekir. Kürtlerin dili, kimliği, müziği ve sanatı da tecrit altına alınıyor. Eğer ben bugün Almanya'ya gitmek zorunda kaldıysam ve kendi ülkeme gidemiyorsam bu da bir tecrittir. Kürdistan bir bütün tecrit altında. Bu anlamda bizde sanatçılara büyük görev düşüyor. Stranlarımızla, sanatımızla bu tecridi, acımızı tüm dünyaya duyurmalıyız” şeklinde konuştu.
TECRİDE KARŞI TOPYEKÜN MÜCADELE ETMELİYİZ
Türkiye’nin saldırılarla Kürtlerin statü sahibi olmasını engellemeye çalıştığını belirten Omeri, “Amaç Rojava devrimini yok etmek, Kürt halkını statüsüz bırakmaktır. Buna karşı mücadele etmeliyiz. Onların sesini dışarı taşımak bizim görevimiz. Bu tecridin kalkması için Kürtlerin birlik olması gerekiyor. Topyekûn bir saldırı varsa biz Kürtler, tecride ve saldırılara karşı topykûn karşı çıkması gerekiyor. Rojava’yı asla yalnız bırakmamalıyız. Birlik olmalıyız” dedi.
MA / Esra Solin Dal