AMED – Amed Kadın Bölge Konferansı’nda konuşan HDP Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu Eşsözcüsü Halide Türkoğlu, 7 yıldır kayyım politikalarına karşı geri adım atmadıklarını belirterek, mücadeleyi birlikte yükselteceklerini söyledi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu, Amed Bölge Kadın Konferansı’nı Ayaz Düğün Salonu’nda düzenledi. Konferansa, çok sayıda kadın katıldı. Konferans salonuna “Ji bo Azadiyê” ve “ Eşbaşkanlık mor çizgimizdir” yazılı pankartlar asıldı.
Saygı duruşu ile başlayan bölge konferansı, divan oluşumuyla devam etti. Burada açılış konuşmasını yapan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Yerel Yönetimler Kurulu Eşsözcüsü Halide Türkoğlu, yerel yönetimlere hazırlık konferansı gerçekleştirdiklerini söyledi. Ortadoğu’da yükselen savaşlara dikkat çeken Türkoğlu, “Filistin’den Rojava’ya ulus devletlerin kendi halkları ile barışmayan bir savaş rejimi olduğunu söyleyebiliriz. Ortadoğu’da, Kapitalist Modernite’nin 3’üncü paylaşım savaşını kadınlar olarak deneyimliyoruz. Türkiye’de de bu savaşın farklı açılardan devam ettiğini belirtebiliriz. Sayın Öcalan üzerinde oluşturulan tecrit, İmralı’daki hukuksuzluk, tüm yaşam alanlarımıza yansıdığını söyleyebiliriz. Son 7 yıldır Kurdistan’da halkın iradesi olan temsilciler olarak hak gaspına maruz kaldık. Bu savaş rejimi, kendini yerel yönetimlerde de gösterdi, kayyımlar bunun göstergesidir. Bu statü ile sizin seçme ve seçilme hakkınız gasp edilmiştir” dedi.
‘KAYYIM REJİMİ GERİ ADIM ATTIRMADI’
Kayyımlarla sistematik şiddetin sürdüğüne dikkat çeken Türkoğlu, şöyle devam etti: “Kayyımlar bunun atanmış memurları olarak görev yapıyorlar. Bu politikalar en çok ta kadınların, gençlerin yaşamlarını etkileyen politikalardır. Birçok tartışmalarımız oldu. 7 yıl boyunca kayyım rejimi gölgesinde olmak bize geri adım attırmadı. Eşbaşkanlarımız, kadın meclis üyelerimiz demokratik siyaset yürütmeye çalıştılar. Yeri geldi alanlarda, yeri geldi sokaklarda bu konuya dair gündemler oluşturdular, konferanslar yaptı. Birçok kadın hareketiyle de buluşmalar söz konusu oldu.”
‘EŞBAŞKANLIK MOR ÇİZGİMİZDİR’
“Kayyım rejiminde ısrar demek Kürt halkına karşı inkar ve yok etme politikalarında ısrar demektir” diyen Türkoğlu, “Biz hem yargı süreçlerinde, hem politik inşa süreçlerinde de eşbaşkanlık haktır diyorsak, bugün bu ülkede Kürtler, Aleviler, Ermeniler, Süryaniler de eşit halklara sahiptir demek, eşbaşkanlık sisteminin kendisidir. Başta cezaevlerindeki eşbaşkanlık sisteminin savunucu bedelini ödeyen kadınları selamlıyoruz. Eşbaşkanlık mor çizgimizdir, her alanda bunun uygulanma sözünü veriyoruz” dedi.
‘GERİ ADIM ATMADIK, ATMAYACAĞIZ’
Kayyım politikasının tecrit ve savaştan ayrı değerlendirilemeyeceğinin altını çizen Türkoğlu, şunları söyledi: “Savaşın güvenlik politikaları gerekçe edilerek her şeye ‘terör’ diyen kesimlerin halkın iradesine göz diktiğinin politikasıdır kayyım. Savaşta ısrar etmek demek, aynı zamanda kayyım rejiminde ısrar etmek demek oluyor. Bu dönem HEDEP olarak da kongremizi gerçekleştirdiğimizde dünyaya bir mesaj verdik; Onurlu barış için elimizden gelen her mücadeleyi yürüteceğiz. Kadın kazanımlarının korunması için direnişimizi geliştireceğiz mesajını verdik. Bunun bir alanı da yerel yönetimlerdir. Yerel demokrasi aslında kayyımlar eliyle bir şekilde gasp ediliyor, orada demokratik inşa gasp ediliyorsa oradan tutun ekoloji, kooperatif alanında hangi politikalarda nasıl mücadele edeceğimizin alanı yerel demokrasinin kendisidir.”
‘BU ONLARIN KORKUSUDUR’
Kayyımla paradigma ve düşüncelerinin tecrit altına alınmaya çalışıldığını kaydeden Türkoğlu, “Demokratik ulus paradigmamız var. Bu paradigma yerel demokrasiden bağımsız ele alınmadığı için kayyım rejimini oluşturmaya çalışıyorlar. Kayyımlar neyi çaldığını, biz de bizden neyin çalındığını biliyoruz. Anadille kendi toprağımızı, kendi kültürümüzle var olmanın mücadelesini verirken, erkek devletin kendisi de bizden bu çaldıklarına karşı korkuyu yayma ve bunun üzerinden politikalar geliştiriyor. Bu onların korkusudur. Kendi mücadelemizi her bir kadın arkadaşımızdan alarak, İran’da, Rojava’da herkes bugün ‘Jin jiyan azadî’ diyorsa bu bir hakikattir. Evrensel değerlere tekabül eden bir duruma dönüşmüşse biz kazanıyoruzdur. Mücadelemizi hep birlikte yükselteceğiz. Yolumuz açık olsun” dedi.
Konuşmanın ardından konferans basına kapalı devam etti.