RIHA - Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik son saldırılarında 4 çocuk katledildi, 10 çocuk ise uzuv kaybı yaşadı. Çocuk hakları savunucuları, saldırılarla çocukların yaşam haklarının ellerinden alındığını belirtti.
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye kentlerine dönük 4 Ekim’de başlattığı hava saldırıları devam ediyor. Saldırılarda bölgenin alt yapı ve sivil yerleşim alanları bombalanırken, çok sayıda sivil ve iç güvenlik gücü yaşamını yitirdi. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin saldırıların bilançosuna dair hazırladığı rapora göre, 4’ü çocuk, 29’u İç Güvenlik Gücü ve QSD savaşçısının da aralarında bulunduğu 44 kişi yaşamını yitirdi, 55 kişi yaralandı. Saldırılarda çocukların hedef alınmasının ulusal ve uluslararası birçok sözleşmeye aykırı olduğunu belirten Kuzey ve Doğu Suriye’de çalışma yürüten çocuk hakları savunucuları, yaşananları değerlendirdi.
4 ÇOCUK KATLEDİLDİ
Çocuk hakları savunuculuğu ve engelli çocukların hayata katılımına dair çalışmalar yürüten Nudem Hareketi üyesi Dayvan Mahmoud, saldırıların başladığı ilk günden bu yana 4 çocuğun katledildiğini, 10 çocuğun ise uzuv kaybı sebebiyle engelli kaldığını kaydetti. Özerk Yönetimin her alanında yaşanan son saldırılarla sivillerin yaşam koşullarının hedef alınmasına değinen Mahmoud, “Saldırılar tüm kantonlarda yapıldı. Örneğin Dirbesiyê’ye yapılan bir saldırı sırasında tarlada bulunan Farah Adnan Al-Khair isimli çocuk, her iki ayağını kaybederek engelli hale geldi. Ancak hastane sayıları kısıtlı ve hastanelere dönük de saldırılar gerçekleşiyor. İmkanların kısıtlı olması sebebiyle yaralılar, tedavi olmayı bekleyenler tıbbi yardıma ulaşamıyor. Geriye kalan çocuklar ise hastanelerin dahi bombalandığı bir saldırıda okula gitmeye korktukları için eğitimlerinden geri kaldılar. Bazı çocukların ebeveynleri yaşamını yitirdi” diye anlattı.
“Türkiye çocukların yaşama haklarını ellerinden aldı” diyen Mahmoud, çocukların söz konusu saldırılar nedeniyle fiziksel, psikolojik, ekonomik, sosyolojik etkilendiğini söyledi. Saldırılara karşı sessizliği eleştiren Mahmoud, “Bu saldırılar tüm dünyanın gözleri önünde yaşanıyor ama tek ses yok. Yazdıkları, imzaladıkları anlaşmaların, kanunların hepsinin kağıt üzerinde olduğunu görüyoruz” dedi.
İNSANLAR SUSUZ KALDI
Kadın Hakları Savunma ve Araştırma Merkezi üyesi Mizgin Hessen, yaşam alanlarının hedef alınmasıyla yurttaşların en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamadığını belirtti. Hessen, “Saldırılarda elektrik istasyonları, akaryakıt istasyonları hedef alındı. Burada yaşayan yurttaşları sadece günlerce elektriksiz ya da akaryakıtsız bırakmadı, aynı zamanda insanları elektrik ve yakıtla çalışan birçok şeyi de yapamayacak hale getirdi. En basit örneği ile evlere doğru düzgün su verilemiyor. Bu sorun sebebiyle şimdiden hastanelerde bağırsak enfeksiyonu kapmış çoğu çocuk birçok hastanın gittiğini biliyoruz” diye aktardı.
‘İNSANLIK SUÇU İŞLENİYOR’
Saldırıların çocuklara etkilerine değinen Hessen, “Çocuklar sürekli olarak stres içerisinde yaşıyorlar. Çünkü sürekli olarak bomba sesleri, patlama sesleri duyuyorlar. Uluslararası çocuk hakları sözleşmelerinde de yazar: Her çocuğun sağlıklı şartlar altında, sağlıklı bir çevrede yaşamını sürdürmesi gereklidir. Çocukların yaşam hakları vardır. Ancak Kuzey ve Doğu Suriye’de her uluslararası sözleşmenin en önemli maddesi olarak kabul edilen yaşam hakkı bile çocuklardan alınıyor. Bu çok büyük bir insanlık suçu” diye belirtti.
Filistin’de yaşanan insanlık suçlarını dikkat çeken Hessen, insan haklarının amasız ve fakatsız uygulanması gerektiğinin altını çizdi. Hessen, “Filistin’de çok büyük savaş ve insanlık suçları işleniyor. Ancak aynı şeylerin yaşandığı Rojava için çok büyük bir sessizlik ile karşılaşıyoruz. Bu siyasetlerinin de ikiyüzlülüğünü ortaya koyuyor” dedi.
MA / Ceylan Şahinli