ANKARA – HEDEP Milletvekili Nevroz Uysal, 6-8 Ekim 2014’te yaşananların araştırılması için verdikleri tüm önergelerin reddedildiğini hatırlatarak, “Eğer araştırılsaydı Kobanê Davası açılamayacak, bu kumpas devam edemeyecekti” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Şirnex Milletvekili Nevroz Uysal, Meclis Genel Kurulu’nda 6-8 Ekim 2014’te yaşananların araştırılması talebiyle verdikleri Meclis araştırması önergesi üzerine söz aldı. Uysal, Kobanê Davası ve sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘YARGI RÜŞVET TARİFESİNE GÖRE İŞLİYOR’
Kobanê Davası talimat ve özel yargıçlarla açıldığını belirten Uysal, “Dün burada yargıdaki rüşvet ve yolsuzluk çarkına ilişkin araştırma önergemiz reddedildi. Toplum için gerekli ve hakikati içeren birçok önergenin reddedildiği gibi maalesef bugün burada 13’üncü kez 6-8 Ekim olaylarının araştırılması için Meclis araştırması önergesi için söz almış bulunmaktayım. Bugüne kadarki tüm önergelerimiz reddedildi. Reddedilmesinin sebebi bizce bugün hâlâ devam eden Kobanê kumpas davasıdır. Eğer araştırılsaydı bu dava açılamayacak, bu kumpas devam edemeyecekti. Bu kürsüde her araştırma önergesi tartışıldığında ‘Tarafsız ve bağımsız yargıya teslim edilmiştir bu dava’ diye iktidar kürsülerinden, iktidar masalarından burada söz kuruldu. Yargının rüşvet tarifesine göre işlediği yerde bağımsız ve tarafsız bir yargılama yapıldığını kim söyleyebilir? Talimatla kurulan mahkeme ile özel seçilmiş yargıç ve savcısıyla, her safhası hukuk dışı usullerle yürütülen bir mahkemenin tarafsız ve bağımsız olduğuna bizi kim inandırılabilir” diye sordu.
‘DAVA ÖZEL SAVCILARLA YÖNETİLİYOR’
Davanın işleyiş sürecine değinen Uysal, “Özel yetkili yargılamalarını kaldırmakla övünen iktidar bu dosyaya özel savcı Ahmet Altun üzerinden ilk müdahalesini gerçekleştirmiştir. Özel Savcı Ahmet Altun soruşturma devam ederken 25 Temmuz 2018’de Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) kararnamesiyle İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine atanmıştır. Ancak, bu dosyayı yürütmeye yedi ay boyunca devam etmiş, el çektirilmemiş, İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekiliyken Ankara'da devam eden Kobane dosyasının savcılığını yürütmeyi sürdürmüştür. 31 Mayıs 2019’da bu dosyayı sürdürebilmesi için yeniden Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine özel bir HSK kararnamesiyle getirilmiştir. Bu özel savcının elinden çıkmış bin 530 sayfalı, 324 klasörden oluşan 30 Aralık 2020 tarihli iddianame hazırlatılmıştır. Bu iddianameden sonra, özel savcının özel saiklerle yürüttüğü bu soruşturmanın iddianamesinden sonra Ahmet Altun 19 Haziran 2022’de HSK kararnamesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yükseltilmiştir. Yine bu isimle ilgili iddialar sadece Kobane kumpas davasıyla da bitmemiştir. Sinan Ateş dosyasında bazı şüphelileri serbest bırakması teklifi karşılığında Yargıtay üyeliği teklif edilen isim yine Ahmet Altun olmuştur. Özel savcıyla hazırlanan iddianamesinin yargılaması da özel mahkeme eliyle gerçekleşmiştir. 20 Nisan 2021 tarihli Kobane yargılamasının ilk duruşmasından bir ay önce, 26 Mart 2021 tarihinde Hâkimler ve Savcılar Kurulu, Ankara 22’inci Ağır Ceza Mahkemesinde ikinci bir heyet kurulmasına, var olan heyetin sadece Kobanê yargılaması ve bağlantılı davalara bakmasına karar vermiştir” diye konuştu.
‘MAHKEME BAŞKANI SUÇ ÖRGÜTÜ YÖNTECİSİ’
Davaya bakan Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin eski başkanı Bahtiyar Çolak’ın suç örgütü yöneticisi olduğunu aktaran Uysal, “Özel savcıyla hazırlanan bu davaya özel bir mahkeme heyeti oluşturulmuştur. Bu özel heyetin eski Mahkeme Başkanı Bahtiyar Çolak ise derin devletin ‘ticari istihbarat ayağı’ olarak tanıtılan Ata Dedeler suç örgütünde yönetici olduğu ortaya çıkmıştır. Davayı yürütenler kadar davaya müdahil olanlar da bunun kumpas davası olduğunu gösteren bir algıdır. Devletin 180’den fazla, neredeyse tüm kurum ve kuruluşları davaya müdahil olmuştur. Mahkeme heyetinde doğrudan müdahale ederek 2 yargıcı görevden alan Adalet Bakanlığı mı istersiniz, ‘Karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz’. diyen Cumhurbaşkanlığı mı, yoksa Patnos Vergi Dairesi Müdürlüğü mü, Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketini mi, Toprak Mahsulleri Ofisini mi, bankaları, mal müdürlükleri, belediyeleri mi; yoksa Diyanet İşleri Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı, Millî İstihbarat Başkanlığı, Giresun Espiyeliler Derneği mi? Say say bitmez” diye konuştu.
‘DAVA DOSYASINDA NELER YOK?’
Dava dosyasında DAİŞ’in yaptığı saldırıların neden yer almadığını soran Uysal, “O yüzden bir de tersinden bakalım bu dosyaya. Bu dosyada ne yok? Bu dosyada asıl olması gereken 6-8 Ekim'de hayatını kaybeden Kadri Bağdu, Yunus Aktaş, Murat Dağ, Sinan Taş, Mahsum Çoban, Kamil Taş ve diğerleriyle ilgili herhangi bir bulgu, belge, olay yeri incelemesi, ölümleriyle ilgili herhangi bir otopsi, nasıl öldüklerine dair hiçbir bilimsel rapor yok. IŞİD saldırıları yok, IŞİD vahşeti yok. Sayın vekiller, bir kumpas davası ve binlerce sayfalık dosyanın içeriğindeki gerçekliğe baktığımızda 2 şey dışında ne ararsanız var. Hatta çokça tartışıldığı üzere dosyada unutulan HDP’yi kapatma talimatı bile var. Sayın Vekiller, Kobani davası şu an 68’inci periyodunda Sincan Cezaevi kampüsünde devam ediyor. Özel mahkeme, hukuka aykırı ve özel ayrımcı uygulamalarla süren bu davada savunma hakkı engelliyor. Dosyanın daha başından siyasi saiklerle başlaması, dosyaya Ahmet Altun isimli savcının tayini, hukuka aykırı delil arayışı, alınan kısıtlılık kararı, uydurma deliller ve tanık beyanlarının usulsüzlüğü, açıktan siyasilerin dâhiliyeti, AİHM kararları sonrası ‘Hamlemizi yaparız.’ deyip aldırılan tutuklama kararlarının tamamı savunma hakkının kısıtlanmasıdır. Tekrar ifade ediyoruz ki sorunları müzakere ederek demokratik, barışçıl yöntemlerle çözmediğimiz sürece bu ülkede ne demokrasi ne toplumsal barış gelir. Ezcümle ayarını bozduğunuz kantar, gün gelir sizi de tartar” ifadelerini kullandı.
AKP-MHP OYLARIYLA REDDEDİLDİ
HEDEP'in Kobanê Davası'nın açılmasına gerekçe gösterilen 6-8 Ekim 2014'te yaşananların araştırılması önergesinin Genel Kurulu’nda görüşülmesine ilişkin grup önerisi AKP-MHP oylarıyla reddedildi.