HABER MERKEZİ - İstanbul Adaları’nın sakinleri, Bakanlığı’nın hazırladığı "Koruma Amaçlı İmar Planı"nın iptali için yarın Bölge İdare Mahkemesi’nde toplu dava açacak. Rant yerine koruma odaklı plan hazırlanmasını talep eden adalar halkı, "Son İstanbul'u kaybetmek istemiyoruz" diyerek herkesi desteğe davet etti.
Çevre, Şehircilik ve İklim değişikliği Bakanlığı’nın hazırladığı "İstanbul Adaları Koruma Amaçlı İmar Planı", adalarda yaşayanlarda rahatsızlığa yol açtı. Adalar sakinlerine göre; hazırlanan İmar Planı'nda ekosisteme vereceği zarar, deprem riski ve iklim krizi dikkate alınmadığı gibi kamunun değil, özel kişilerin çıkarını korumaya öncelik verildi.
Bu nedenle İmar Planı’nın iptalini isteyen ada halkı, yarın saat 11.00’de Mahmutbey'deki İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’ne giderek dava dilekçelerini toplu olarak verecek.
Daha önce de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na itiraz dilekçesi vermiş fakat yanıt alamamış olan Adalılar, İmar Planına itiraz gerekçelerini paylaştıkları bilgi notunda şöyle sıraladı:
"Adalar İmar Planlarında; Dört tarafı denizle çevrili Adalar’da kıyılar plan dışı bırakılmış, buraları Bakanlığın keyfi tasarruflarına terkedilmiştir,
* İmar planlarıyla birlikte mimari açıdan değer taşıyan yüzlerce modern mimari yapı, henüz tescil edilmediği için yıkım tehdidi altındadır,
* Plan, İBB'nin ODTÜ'ye yaptırdığı Tsunami Analizi ve BÜ Kandilli Rasathanesi'ne yaptırdığı Bina Hasarı ve Can Kaybı Analizi raporlarının Adalar ile ilgili bölümleri dikkate alınmadan hazırlanmıştır. Bu raporlarda riskli görülen alanlara yapılaşma izni verilmektedir ve bu haliyle uygulanırsa, Adalar'da can ve mal kaybının artmasına neden olacaktır,
* İhtiyaç olmadığı halde öngörülen “sosyal donatı alanları”, yeni inşaatları ve nüfus yoğunluğu artışını beraberinde getirecektir,
* Üzerinde hiç yapı bulunmayan yüz elliye yakın parsel yapılaşmaya açılmaktadır. Ayrıca üzerinde yapı bulunan büyük parsellerde ikinci/üçüncü yapılara izin verilmektedir. Bunların çoğu arsa bile olmayan, bağ bahçe ve tarladır,
*Orman alanlarımızın önemli bir bölümü, içinde konaklamalı turizm tesisleri de bulunmak üzere yapılaşmaya açılmaktadır,
* İmara açılacak olan vakıf arazileri üzerinde yaşayan, Adaların doğal, ticari ve kültürel ortamına canlılık katan halkın sürgün edilmesine, yaşam alanlarından koparılmasına neden olmaktadır,
* Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvuru dosyası teslim edilmiş olmasına rağmen Adalar’ın UNESCO DÜNYA MİRASI LİSTESİ adaylığının gerektirdiği özellikler, planlarda yer almamıştır,
*Planlarda adaların kültürel zenginliği göz ardı edilmiş, inançlara ve kültürlere saygı gösterilmemiştir. Burgazada’da Aya Yani Karipi Kilisesi Külliyesi bitişiğindeki parsel konaklamalı turistik tesis olarak planlanırken, Cem Evi’nin bulunduğu alan ‘sosyal tesis alanı’ olarak belirlenmiştir; 1/5000 planda ise ibadethanelerin tümü cami olarak görüntülenmiştir,
* Planlar KAMU YARARI değil, ÖZEL KİŞİLERİN çıkarları gözetilerek yapılmış olup, koruma ilke ve politikaları ile bağdaşmamaktadır,
Tüm bu nedenlerle Adalılar, Plan’ın iptali ve yeni bir planın hazırlanmasını istemektedirler.
SON İSTANBUL'U KAYBETMEK İSTEMİYORUZ!
Adalar’ın ormanları hepimizin nefes alma alanıdır. Adalar hepimizindir, bu dava hepimizindir. Bu plan bir rant planı değil koruma planı olmalıdır. Bu dava, sadece Adalıların değil, İstanbul’un, Türkiye’nin davasıdır."