AMED – Diyarbakır 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde arkadaşlarına yönelik baskıları protesto eden 49 tutukluya verilen disiplin cezasına yapılan itirazın değerlendirildiği Diyarbakır 3’üncü İnfaz Hakimliği’nde Kürtçe savunma krizi, hakimin değişmesiyle çözüldü.
Tutukluların bir arkadaşlarının hücre cezası verilmesini sloganlarla protesto etmesiyle verilen disiplin cezasına yaptıkları itirazla başlayan Kürtçe krizi çözüldü. Diyarbakır 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde arkadaşlarının hücreye atılmasını protesto eden 49 tutukluya bir aylık iletişim yasağı cezasına tutuklular itiraz etti. İtirazın taşındığı Diyarbakır 3’üncü İnfaz Hakimliği, bir önceki duruşmada Kürtçe savunma yapmak isteyen tutukluların, savunmasını almayarak, “susma hakkını kullanmış” saydı.
HAKİM DEĞİŞTİ, SORUN ÇÖZÜLDÜ
Hakimlik üyesinin değişmesiyle Kürtçe savunma krizi çözüldü. Savunması alınmayan 12 tutuklu bugün görülen duruşmada Kürtçe beyanda bulundu. Bulundukları Diyarbakır 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden bağlanan tutuklular, tercüman eşliğinde yapılan savunmalarında olayın cezaevi idaresinin keyfi tutumu üzerine geliştiğini ve tutulan tutanağın ise gerçeğe aykırı olduğunu ifade etti.
İfadelerin ardından İnfaz Hakimliği, verilen disiplin cezasına karşı yapılan itirazda kararını daha sonra açıklamak üzere duruşmayı sonlandırdı.
NE OLMUŞTU?
Diyarbakır 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde 25 Ağustos’taki sabah sayımı sırasında A-23 numaralı koğuşa giren cezaevi personelleri, koğuşta kalan İbrahim Zeren’den yere serili olan battaniyeyi “güvenlik zafiyeti oluşturduğu” gerekçesiyle kaldırmasını istedi. Zeren ise, “güvenlik zafiyetini oluşturduğu düşünülen eşyaların personel tarafından kaldırılmasının doğru olacağı” şeklinde yanıt verdi.
Bunun üzerine Cezaevi 1’inci Müdürü, “Kaldırın diyorsam kaldıracaksınız. Burada ne talimat verirsek gerçekleştireceksiniz” diyerek bağırmaya başladı. Yine müdürün talimatıyla Zeren “müşahede odası” diye tabir edilen tekli hücreye götürüldü. Zeren’nin götürülmesi sırasında diğer tutuklular, “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganı atarak, duruma tepki gösterdi.
Olay sonrasında cezaevi idaresi 49 tutukluya “gereksiz yere marş söyleme ve slogan atma” gerekçesiyle 1 ay süreyle “haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma” cezası verildi. Tutuklular kararı Diyarbakır 3’üncü İnfaz Hakimliği’ne taşıdı. İtiraz üzerine tutukluların savunmasını alan hakimlik, Kürtçe savunma yapmak isteyen tutuklulardan tercüman ücretini ödemelerini talep etti. Tercüman ücretini ödemeyeceklerini ve Kürtçe savunma yapacaklarını söyleyen tutukluların savunmasını almayan hakimlik, tutukluları “savunma yapmaktan vazgeçmiş ve susma hakkını kullanmış” saydı.