WAN - Wan’daki tecrit panelinde konuşan Yeşil Sol Parti Milletvekili Newroz Uysal Aslan, sorunların tecritten kaynaklandığına işaret ederek, “Sayın Öcalan’ı unutturmak istiyorlar” dedi.
Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) Wan Şubesi, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecride dair kentte bulunan bir düğün salonunda "Direniş tecridi kıracak özgürlüğü getirecek" konulu panel düzenledi. Moderatörlüğünü Heval Dılbahar’ın yaptığı paneli, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin yanı sıra çok sayıda kişi izledi.
ÖZTÜRK: İŞKENCE TECRİDİ ANLATMAYA YETMİYOR
Ardından konuşan Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Raziye Öztürk, “Tecrit hayatımıza İmralı Adası’yla girdi” dedi. İmralı’da tecridini “işkence sistemi” olarak nitelendiren Öztürk, “CPT de İmralı’daki uygulamayı işkence olarak değerlendiriyor. İmralı’daki uygulamalar artık işkenceyi geçti, tek başına tecrit İmralı’daki durumu anlatmaya yetmiyor. Çünkü buradaki sistem dünyanın hiçbir yerinde yok. Dünyanın hiçbir yerinde aile ile avukat ile görüşmeme durumu söz konusu olamaz” diye konuştu.
PKK Lideri’nin uzun bir süredir tek başına tutulduğunu hatırlatan Öztürk, “3 kişi, Sayın Öcalan’ın yanına nakledildi. Uzun zamandır İmralı’daki duruma ilişkin bilgi alamıyoruz. 25 Mart’taki telefon görüşmesinin ardından İmralı’daki müvekkillerimizden hiçbir haber alamıyoruz. Şu an sadece CPT’nin İmralı Ada Hapishanesi’ne dair bilgileri var” diye kaydetti.
PKK Lideri’nin durumunun Mandela’ya benzetildiğini söyleyen Öztürk, “Mandela’nın avukatı Türkiye’ye geldiğinde kendisiyle görüştük. Mandela’nın avukatı, ‘Mandela bir izolasyon altındaydı fakat hiçbir zaman avukat görüşü engellenmedi’ dedi. Fakat Sayın Öcalan aylardır avukatlarıyla görüşemiyor. Sayın Öcalan, 1999’dan bu yana yapılan tüm düzenlemelerin dışında tutuldu. Daha sonra yapılan düzenlemeler hem Öcalan hem de diğer siyasi tutuklular yararlanamadı” şeklinde konuştu.
‘İMRALI’DA YAŞANANLAR ÜLKENİN TAMAMINA YAYILDI’
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Şirnex Milletvekili Nevroz Uysal Aslan ise, tecridin siyasi boyutuna dair konuştu. Aslan, “Tecrit, Sayın Öcalan tutuklandığından beridir gündemimize girmiş durumda. İmralı’da yaşananlar Türkiye’nin tamamına yayılıyor. Abdullah Öcalan’ın tutuklanmasıyla Kürt halkı tutuklanmaya çalışıldı. Abdullah Öcalan üzerindeki tecritle Ortadoğu’da kesintisiz bir savaş durumu söz konusu hale geldi” diye konuştu.
Tecrit politikalarıyla 3’üncü Yol siyasetinin de engellenmek istendiğini söyleyen Aslan, “Bundan kaynaklı dört parça Kürdistan savaş ve saldırı devam ediyor. Devlet kesintisiz baskı politikalarıyla tecridi unutturmak istiyor. Seçimin ardından halkımızla yaptığımız toplantılarda gelen eleştiri ‘Halktan uzaklaşıldı. Paradigma esas alınmadı’ oldu. Aslında kurumların halktan uzaklaşması da tecrit politikalarının yaşama yansıması olarak ele alınabilir” ifadelerini kullandı.
‘ÖCALAN’I UNUTTURMAK İSTİYORLAR’
Tecridin insanlık suçu olduğunu vurgulayan Aslan, “Sayın Öcalan’ın şahsında tutuklanan Kürt özgürlüğüdür. Bütün Kurdistan üçüncü dünya savaşına döndü. İkinci dünya savaşından sonra dünya iki kutba ayrıldı fakat dünya artık değişti, artık sadece iki taraf yok. Sayın Öcalan şahsında üçüncü bir yol ortaya çıktı. Sayın Öcalan demokratik modernite paradigmasını açıkladı. Bu paradigma iki taraf için de tehlike olarak görüldü. Sayın Öcalan’ın fikirleri sadece Kürtler için değil, bütün halklar için önemlidir. Dünya devletleri bu paradigmanın lideri olmasa paradigmanın yok olacağını var saydığı için Sayın Öcalan’a yönelik yürütülen tecride sessiz kaldı. Sayın Öcalan’ı unutturmak istiyorlar” şeklinde konuştu. Aslan, Kurdistan’da yaşanan sorunların temelinde tecridin yattığına dikkati çekti.
Moderatör Heval Dılbıhar ise, “Abdullah Öcalan’ın durumu evrenseldir çünkü Öcalan’ın fikirleri bütün dünya için önemlidir. Öcalan’ın fikirleri sadece insanları değil, bütün evreni korumak üzerinedir. Çin’den Mısır’a, Afganistan’dan Japonya’ya kadar artık Öcalan’ın fikirleri bütün ülkelerde kendisine yer buldu” ifadelerini kullandı.
Panel soru cevap şeklinde son buldu.