HABER MERKEZİ - KNK Eşbaşkanı Zeyneb Murad, Lozan'ın yüzüncü yılında tecridi kıracak ana unsurun Kürtlerin birliğinden geçtiğine işaret ederek, “Bu tecridi kırmalıyız. Dünyanın tecride karşı sessizliğini de kırmalıyız” dedi.
Uluslararası komployla getirildiği İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 24 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın aile ve avukat görüşüne dönük engellemeler sürüyor. Her ne kadar 2019 yılında 5 avukat görüşü gerçekleştirilse de Abdullah Öcalan’ın müdafileri ile görüşmesi, 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana sistematik bir şekilde engelleniyor. Avukatların yanı sıra aile ve vasi başvuruları da benzer şekilde ya reddediliyor ya da yanıtsız bırakılıyor. Abdullah Öcalan’dan, İmralı Adası’nda tutulduğu 24 yıl boyunca ikinci kez kullanabildiği 25 Mart 2021 tarihli aile telefon görüşmesi de yarıda kesildi. Yapılan bu görüşmenin üzerinden 28 ay geçmesine rağmen Abdullah Öcalan ile İmralı’da bulunan diğer tutuklular Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım’dan haber alınamıyor.
Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Eşbaşkanı Zeyneb Murad, İmralı tecrit sistemini, Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) yanı sıra uluslararası kurumların sessizliğini değerlendirdi.
ULUSLARARASI SESSİZLİK HALİ
Tecridin temel amacının PKK Lideri Öcalan'ın demokratik ulus projesini ortadan kaldırmaya yönelik olduğunu ifade eden Murad, uluslararası güçlerin sessizliğinin de “ikiyüzlülük” olduğunu söyledi. Sessizliğin aynı zamanda tecride onay vermek olduğunu dile getiren Murad, “Batı devletlerinin desteği ve rızası olmadan, Türk devleti bir şey yapamaz. Sayın Öcalan’ın tecrit altında tutulmasındaki en büyük aktör, uluslararası devletlerdir” dedi.
DEMOKRATİK ULUS PROJESİ
Dünyada kriz halinin her geçen gün derinleştiğini belirten Murad, “Dünyada ve Ortadoğu’da mevcut sorunların çözümü için Sayın Öcalan demokratik bir çözüm projesi ortaya koydu. Bu proje tüm halklar ve inançlar için barış ve özgürlüğün anahtarıdır. Barışı destekleyenlerin bu projeye büyük bir ilgi ve alakası var. Bu proje hegemonik güçlerin çıkarlarına göre değil. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan ulus-devlet sistemi bu yüzyılda yıkılmış bir şekilde kendini sürdürüyor. Ama Sayın Öcalan’ın ortaya koyduğu Demokratik Ulus projesi, halk örgütlemesiyle büyüyor. Tecridi derinleştirerek, bu büyümeyi engellemek istiyorlar. Bu projede halkların bir arada yaşama, kadın hakları, doğayı savunma ve kendi kimliğini tanıma var. Bunlar da bu güçlerin yönetim şekli için tehlike arz ediyor. Hegemonik güçler savaşla, kaosla kendini besler. Bununla yüzyıllık ulus-devlet sistemini devam etmek istiyorlar” şeklinde konuştu.
HEGEMONİK GÜÇLERİN HESAPLARI
Hegemonik güçlerin Ortadoğu ve dünyada derinleşen savaş ile İmralı tecrit sisteminden faydalandığını ifade eden Murad, “Hegemonik devletler Türk devletinin yaptıkları karşında sessizdir. Çünkü onların bir projeleri var ve devam ettirmek istiyorlar. Buna karşı sessiz kalmalarının nedeni, çıkarıyla bağlantılıdır. Bu nedenle İmralı üzerinde baskı ve tecridi sürdürüyorlar. Çünkü Sayın Öcalan'ı sorunların çözümünde ana unsur olarak görmek istemiyorlar. Her ne kadar Sayın Öcalan fiziki olarak tecrit altında da olsa, fikirleri her geçen gün büyüyor ve bu büyümeye engel olamıyorlar. Bu nedenle tecrit sistemini bir intikam duygusuyla sürdürüyorlar" diye belirtti.
'CPT SİSTEMİNİN BİR PARÇASIDIR'
CPT'nin tecritteki rolüne dikkat çeken Murad, bu durumun da hegemonik güçlerin projesinin bir parçası olduğunun altını çizdi.
‘KÜRTLERİ İNKAR EDEMEZLER’
Tecrit ve savaşın derinleştirilmesinin aynı zamanda Kürt inkarı olduğunu vurgulayan Murad, “Kürtler artık eski Kürtler değil, proje sahibidir ve bu kaosa alternatif olan bir halktır. Artık eskisi gibi Kürtleri inkar edemezler. Çünkü Kürtlerin uluslararası düzeyde bir diplomasisi var. Bugün kim bölgede ittifak yapmak isterse ya da adım adım atmak isterse, Kürtlere danışmak zorundadır. Bu da Sayın Öcalan’ın fikirleri ve projesiyle oldu. Bu nedenle İmralı’da yapılanlar aslında yüzyıl önceden Kürtlere ‘siz statü sahibi olamazsınız’ ısrarıdır. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit Kürt halkına uygulanan bir tecrittir. Sayın Öcalan'ın çözüm projesi tüm dünya insanlığı içindir. Aslında Sayın Öcalan’ın tutsaklığı insanlık değerinin tutsak edilmesidir. Sayın Öcalan’ın projesi sayesinde Kürtler birçok kazanım elde etti. Bu kazanımları yok etmek için İmralı’da tecrit uyguluyorlar. Kürtler buna karşı bir duruş ortaya koymalıdır. Bu proje aynı zamanda kadınların mücadelesine ve devrimine öncülük ediyor. Egemen sistemlerin diktatörlüklerine karşı bir değişimi esas alıyor. Bu sistem ve fikirler özelikle Türkiye, İran ve Irak’ın demokratikleşmesinin önünü açıyor" diye belirtti.
TECRİDE KARŞI MÜCADELE VURGUSU
Abdullah Öcalan’ın çözüm projesiyle uluslararası diyalogun önünü açtığını belirten Murad, bu noktada Kürtler arasında parçalı halin olumsuz etkileri üzerinde durdu. Kürtler arası parçalı durumun son bulması için Abdullah Öcalan’ın daha önce yaptığı ulusal birlik çağrılarının önemine vurgu yapana Murad, “Eğer bir birlik sağlanmazsa, Kürtler büyük zarar görecektir. Bu nedenle Sayın Öcalan’ın fikirleri ulusal birlik için önemlidir. Bu sebeple tüm demokratik güçler İmralı tecridini kırmak için mücadeleyi büyütmelidir. Kürt sorununun kilidinin İmralı’da olduğunu herkes biliyor. Tecrit sistemi bütün Kürtlere karşı kullanılıyor. Herkes bunu görmeli ve sorumluluk almalıdır. Bu konuda ciddi adımlar atılmalıdır. 24 yıldır tecride karşı bir mücadele var, ancak bu mücadele tecridin son bulması için yeterli değildir. Tecridin son bulması için ve mücadeleyi büyütmek için sanatçılar, aydınlar, sivil toplum örgütleri birleşmeli ve daha güçlü bir mücadele ortaya koymalıdır. Devletler üzerinde baskı kurmalıyız ve tecridi onların da gündemine sokmalıyız. Kürtler de bulundukları her yerde eylemleriyle İmralı tecridine ‘artık yeter’ demelidir. Ulusal kongre için diplomasiyi geliştirmeliyiz. Öcalan’ı fiziki özgürlüğü için mücadele etmeliyiz. Sesimizi dünyaya ulaştıracak kitlesel eylem ve etkinlikler yapmalıyız” diye seslendi.
'KÜRTLERİN YÜZYILI OLACAK'
Kürtleri dört parçaya bölen Lozan Antlaşması’nın yüzüncü yılına girildiğine dikkat çekerek, bu dönemde tecridi kıracak ana unsurun Kürtlerin ulusal birliği olduğunun altını çizen Murad, şunları söyledi: “Tüm siyasetçilere ve insanlığa, Avrupa Konseyi’ne, CTP’ye sesimizi duyuralım. Türk devleti yaptıklarıyla uluslararası hukuku, ahlakı ayaklar altında alıyor. Sayın Öcalan’dan haber almak için ciddi eylemler yapılıyor ancak bu yeterli değildir. Güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bir Kürt önderinin faşist bir devletin esareti altında olması bizler için ayıptır. Ben insanım ve insan haklarını savunuyorum diyen sivil toplum örgütlerini İmralı’da Sayın Öcalan’a uygulanan bu tecride karşı harekete geçirmeliyiz. Yeni bir yüzyıla giriyoruz ve bu yüzyıl Kürtlerin yüzyılıdır. Kürtler yüzyıl önceki gibi örgütsüz bir halk değil. Kürtler bugün demokratik bir mücadele yürütüyor ve demokratikleşmenin öncülüğünü yapıyor. Kazanımlarımız var ancak İmralı tecridi bu kazanımları eksik kılıyor. Bu nedenle İmralı kapılarını açmalıyız, kazanımlarımızı korumalıyız. Önümüzde büyük bir fırsat var, bunu değerlendirmeliyiz. Bu tecridi kırmalıyız. Dünyanın tecride karşı sessizliğini de kırmalıyız.”
MA / Zeynep Durgut