AMED - Amed'te yargılanan gazetecilerin avukatları, tutukluluğun cezaya dönüştüğünü belirtti. Av. Resul Temur, gizli tanığın "4-5 defa gördüm" dediği şirket sahibinin o tarihlerde Brüksel'de olduğunu ve dosyada oynama yapıldığını belirtti.
Amed'te 15'i tutuklu 18 gazetecinin yargılandığı davanın ilk duruşması, ikinci gününde Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediyor. Tutuklu ve tutuksuz yargılanan gazeteciler ile gizli ve açık tanık beyanlarının ardından avukat savunmaları alınmaya başlandı.
GİZLİ TANIK İDDİALARINI BOŞA ÇIKARDI
Gazetecilerin avukatlarından Resul Temur, gizli tanığın Pel Prodüksiyon sahibi Hayrettin Çelik’i 2019-2020 yılında 4-5 defa gördüğünü söylediğine işaret ederek, “Oysa Hayretin Çelik 2013 yılında Brüksel’e yerleşmiştir. Gizli tanığın Çelik’i belirttiği tarihlerde görmesi mümkün değildir. Hatta buradaki Pel Prodüksiyon çalışanların birçoğu Hayretin Çelik’in Pel Prodüksiyo'nun eski ortağı olduğunu bilmez. Gizli tanığın bunu bilmesi mümkün değildir” diye konuştu.
Temur, iddia makamının iddianamesinde gazeteciliği tanımlayarak, "gazetecileri ve gazeteciliği hakimiyet altına almaya" çalıştığını ifade etti. Türkiye’de son bir yılda 30 Kürt gazetecinin tutuklandığına dikkati çeken Temur, “Bu veri tek başına gazetecilerin nasıl bir yargı taciziyle karşı karşıya kaldığını gösteriyor” dedi.
Gazetecilerin mesleklerini yapmasının dosya üzerinden manipüle edildiğini dile getiren Temur, gazetecilerin malzemelerine gözaltı sonrası el konulduğunu, buna itiraz ettiklerini, buna itirazlarının reddedildiğini aktardı.
‘HAZİRUN OLMADAN ARAMA YAPILDI’
“Müvekkillerimiz gözaltına alındıktan sonra dosyaya gizlilik kararı konuldu” diyen Temur, şunları söyledi: "İtiraza tabi olmayan kararları istedik onlar dahi bize verilmedi. Sadece dosya numarası bize verildi. İtirazlarımızı dosya hakkında bilgi sahibi olmadan yapmak zorunda kaldık. Dosya bilgileri bize verilmezken, dosya yandaş basına servis edildi. Aynı şekilde söz konusu şirketlerde bir günlük arama karar verildi. Arama kararının uzatılmasına ilişkin yapılan itiraz reddedildi. Ancak bir üst mahkemeye yapılan itirazla arama kararları 5'eş gün uzatıldı. Toplamda 30 gün boyunca müvekkillerimizin şirketlerinde arama yapıldı. Arama sonucunda şirketleri devralmaya gittiğimizde orada 2 haziruna tutanak imzalatılmaya çalışıldığını gördük. Sorduğumuz da ‘Sizi ilgilendiren bir durum değildir’ yanıtı verildi. Öğrendik ki bu 30 günlük aramaya ilişkin hazirun olarak bulundurmaya ilişkin tutanaktı. O kişiler 30 gün boyunca aramalarda orada bulunmadılar. Ama son günde getirilerek, sanki onların huzurunda arama yapılmış gibi tutanak imzalatıldı. Bu kişilerin dinlenmesini ve HTS kayıtlarının incelenmesini istiyoruz.”
‘DOSYA ÜZERİNDE OYNAMA YAPILDI'
Müvekkillerinin tutuklandığı 8 Haziran 2022 tarihinden 4 ay sonra dosyaya “canlandırma” tutanağının eklendiğini ve 2 Aralık 2022’de başka bir tutanağın dosyaya eklendiğini söyleyen Temur, “Bu iki tutanak dosyada oynama yapıldığını, sonradan tutanak üretilerek dosyaya konulduğunu gösteriyor. Dosya üzerinde oynama yapılıp yapılmadığının bilirkişiye sorulmasını istiyoruz” talebinde bulundu.
‘MANİPÜLASYON VAR’
Savcının dosya oluştururken lehte ve aleyhte delil toplamayla yükümlü olduğunu ancak müvekkillerinin yaptığı binlerce program içinde bazılarını seçerek suç unsuru olarak gösterdiğini kaydeden Temur, soruşturma savcısının dosyada lehe olan delilleri değerlendirme dışı bırakmasını "manipülasyon" olarak değerlendirdi.
‘HDP BLOKESİ İÇİN GİZLİ TANIK OLUŞTURULDU’
Müvekkillerinin tutuklanmasından 6 ay sonra gizli tanık ifadesinin alındığını hatırlatan Temur, “Yılbaşı arifesinde, Cumartesi günü gizli tanık dinleniyor. O tarihte izinde olan savcı, iznini yarıda keserek gizli tanığı dinliyor. Bu gizli tanık Halkların Demokratik Partisi (HDP) kapatılmasına ilişkin açılan davada, HDP’nin hesaplarına bloke konulması kapsamında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talebiyle dinleniyor. HDP’nin hesabına bloke konuluyor, daha sonra bloke tedbiri reddediliyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, HDP’nin bazı işlerini yapan bu prodüksiyon şirketleriyle yaptığı iş karşılığında kestiği faturalar nedeniyle HDP ve bu şirketlerle bağ kurulması için alelacele gizli tanık dinleniyor. Yani bu gizli tanık HDP’nin hazine yardımının kesilmesi ve hesaplarına bloka konulması için dinleniyor. Bu şirketler üzerinden örgüt bağlantısı kurulmaya çalışılıyor” şeklinde konuştu.
TAHLİYE TALEBİ
Temur, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının “çok önemli” deliller olarak sunduğu bu bağlantının Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından HDP’nin hesaplarına konulan blokenin kaldırılmasına yetmediğini söyledi.
Temur, müvekkillerinin tutuklu kaldığı sürenin göz önünde bulundurulmasını ve tahliyelerini talep etti. Temur, "Müvekkillerim 13 aydır tutuklu. Bundan sonraki tutukluluk hali sadece rehin tutulmadır" diye konuştu.
‘MESLEK VE NİYET TARTIŞIYORSUNUZ’
MLSA Eş Direktörü Veysel Ok, Anayasa Mahkemesi (AYM), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Anayasa’daki ifade özgürlüğü maddelerini sayarak, “Gazetecilerin haber kaynaklarını sorarak, burada meslek ve niyet tartışıyorsunuz. Anayasaya aykırı olan bir şey yargılıyorsunuz. Sizin yargıçlığınızı, hakimliğinizi sorgulayamazsak siz de gazeteciliği sorgulayamazsınız” diye belirtti.
Sonrada elden edilen haberleri, yarıda kalan haberleri, yayınlanmış yada yayımlanmamış tüm haberlerin dosyadan çıkarılmasını isteyen Ok, “Buradaki tüm gazeteciler hak gazeteciliği yapan, Kürtlerin, ezilenleri sesi gazetecilerdir. Farklılıklardan haber almak haksa buradaki 15 kişi mağdur edilmemelidir. Kürt sorununu haber yapan gazetecilerin korunması gerekirken 13 aydır tutuklular” dedi.
Ok, "İddianame hukuka aykırı delillerle oluşturulmuş. Bir gazeteciye ‘siz teröristsiniz’ derseniz altını doldurmalısınız" dedi. Ok, bu konudaki AYM'nin gazeteci Cemil Uğur'a dair verdiği ihlal kararının anımsattı. Kararda sadece kişinin yayınladığı haberin yargılanabileceğini belirten Ok, “Sanıkların nerede haberinin yayıldığının bir önemi yok. Savcı delil bulamamış, gizli bir tanık yaratmış. Tüm haber içeriklerinin dosyadan çıkarılmasını talep ediyoruz. Gazetecilerin tahliyesini istiyoruz” diye konuştu.
‘TUTUKLULUK İNFAZA DÖNDÜ'
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şube Eşbaşkanı avukat Abdullah Zeytun, "Bugün burada gazeteciler üzerinde önyargı, kanı oluşturma çabası var. Yaklaşık 13 aydır tutukluluğun artık infaza döndüğünü gördük, bu temel suçlardan yoksun iddianamenin son bulmasını talep ediyoruz” dedi.
‘GAZETECİLER SERBEST BIRAKILSIN’
TGS avukatlarından Ülkü Şahin, dosyada yargılananların gazeteci olduğuna işaret ederek, “Bu dosyada çalışan herkes gazeteciliğe uygun şekilde mesleğini devam ettiriyor. Gazeteci halka ve gerçeklere karşı sorumludur. Gazetecilerin bir an evvel serbest bırakılmasını talep ediyorum” diye kaydetti.
Avukat Mehmet Emin Aktar ise, Ömer Çelik’in programına işaret ederek, “Ömer Çelik’e ‘neden bunu yaptın’ diyorlar” dedi. Abdurrahman Gök’ün Kemal Kurkut ve Çatak’ta Osman Şiban’ın helikopterden atılma haberlerine atıfta bulunan Aktar, "Gazeteciler serbest bırakılsın” dedi.
Avukat Ruşen Seydaoğlu da iddianamede somut bir delilin olmadığına dikkat çekti. Seydaoğlu, "Yapılan haberler, programlar örgüt üyeliğine gerekçe yapılıyor” diye belirtti.