ANKARA - Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a seslenerek, “AB'nin yolu Diyarbakır'da tutuklu gazetecilerden, Cumartesi Annelerinden geçiyor” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Mevcut iktidar tarafından uygulanan ekonomi modelini "soykırım ekonomisi" olarak nitelendiren Kılıçdaroğlu, peş peşe gelen vergi ve zamlarına tepki gösterdi.
‘TARİHİN BİZE YÜKLEDİĞİ SORUMLULUK VAR’
Türkiye’de yaşayan yurttaşların zor durumda olduklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Vatandaşlarımın zor durumda olduğunu biliyorum. Neden sesiniz daha gür çıkmıyor diye sitem ettiklerini de biliyorum. Biz sesimizi çıkaracağız ama 25 milyonu artırmak şartıyla. Bugün şikâyet eden, AK Parti'ye oy veren kardeşimi birinin ziyaret etmesi lazım. Diğer arkadaşımın da konuşması lazım. Vatan sadece benim vatanım değil hepimizin vatanı. Tarihin bize yüklediği bir sorumluluk var. Benim sıkıntım varsa, benden zor durumda olan vatandaşın da sıkıntısı var. O zaman o sıkıntıyı bile bile kendisine verilen sözlere kanarak ve 'biz size çok güzel Türkiye armağan edeceğiz' diye yola çıkıp soykırım ekonomisi uygulayan siyasal iktidara asıl oy verenlerin ders vermesi gerekiyor” dedi.
‘CEZAEVLERİ TIKA BASA DOLU’
Kılıçdaroğlu, Türkiye’deki cezaevlerinin tıka basa dolu olduğunu, siyasi gücü olanların yakınlarını cezaevlerinde çıkarttığını belirterek, “Milletvekili Can Atalay hala içeride. Merdan Yanardağ... Mahkûmiyet kararı yok hakkında ama içeride. RTÜK, TELE1'e ceza yağdırdı. Bunlar, antidemokratik ülkede karşılaştığımız olaylardır. Bizi yıldırmayacak. Bu ülkeye demokrasiyi getirmek için mücadelemizi sürdüreceğiz. 2019'da bunlar parlamentoya adli reform getirmişlerdi. Temel hedef şuydu, 'haber amacıyla, eleştiri maksatlı açıklamalar suç kabul edilemez'. Ama şu an suç kabul ediliyor. Basın hürdür, sansür edilemez. Dünyanın bütün demokrasilerinin kabul ettiği temel ilkedir” diye konuştu.
‘AB AYRI NATO AYRI’
Kılıçdaroğlu, “İsveç'in NATO'ya üyeliği dolayısıyla terör örgütü mensuplarını koruduğu, ülkesinde tuttuğu için Türkiye 'biz NATO'ya üyeliğini kabul etmiyoruz' dedi. 'Asla üye olamazlar' diye açık ve net ifadeler kullanıldı. İsveç, geri adım atmadı. Bizim kutsal kitabımız Kuran'ı yaktılar. Ona da iktidar kanadı yeterince tepki göstermedi. Biden telefon etti Erdoğan'a. Erdoğan birdenbire 180 derece döndü, İsveç'in NATO'ya girişine evet diyeceğiz, Meclis'e getireceğiz dedi. Bir devlet böyle yönetilir mi?” diye sordu.
‘AB’NİN YOLU TUTUKLU GAZETECİLERDEN GEÇİYOR’
“AB'nin demokratik standartlarını yerine getirmezseniz sizi AB'ye almazlar” diye devam eden Kılıçdaroğlu, “Kendi ülkene demokrasiyi getiriyor musun? Demokrasinin, AB'nin yolu, Can Atalay, Osman Kavala, Merdan Yanardağ, Hakan Altınay, Mücella Yapıcı, bunlardan geçiyor. Bunları serbest bırakacak mısın? Yine AB'nin yolu Demirtaş'tan, Emine Şenyaşar'dan geçiyor. Bunları yapacağına söz verdin mi? AB'nin yolu Diyarbakır'da tutuklu gazetecilerden, Cumartesi Annelerinden geçiyor” şeklinde konuştu.