HABER MERKEZİ - Kürt kazanımlarına dönük saldırılar ve savaşların netice getirmediğini vurgulayan Dr. Kamuran Berwarî, “Bu sorun Sayın Öcalan ile diyalog ve barış yoluyla çözülmelidir" diye konuştu.
KDP’nin 60 yıl öncesine dayanan Türkiye ile ilişkileri, Federe Kurdistan Bölgesi’nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine dönük 17 Nisan 2021’de başlatılan saldırılarla siyasi, ekonomik ve askeri bir boyuta taşındı. Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine dönük saldırılara gizli desteğini daha sonra özel kuvvetlerini katarak açık hale getiren KDP, Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi’nde askeri üsler inşa etmesi için alan açtı. Türkiye’nin saldırılarına alan açan Federe Kurdistan Bölgesel Başkanı Neçirvan Barzani ve Başbakan Mesrur Barzani, resmi olmasa da Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda kabul görmeye başladı.
Ankara’ya son ziyareti ise Mesrur Barzani gerçekleştirdi. Erdoğan, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığı’ndan Dışişleri Bakanlığı’na getirilen Hakan Fidan ile birlikte görüştüğü Barzani, seçim sonrası tebrik ziyareti gerçekleştirdiğini belirterek, “Kürdistan Bölgesi ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişimi ile Irak ve bölgedeki son gelişmeleri ele aldık” açıklamasında bulundu.
KDP-Türkiye ilişkilerini, Kürtlere dönük saldırıları değerlendiren Dûhok Üniversitesi’nden akademisyeni ve Siyaset-Demokratik Düşünce Akademisi Başkan Yardımcısı Dr. Kamuran Berwarî, KDP'nin izlediği siyasetin Kurdistan çıkarlarına büyük bir darbe vurduğunu ifade etti.
ÇIKARLARINI KORUMA GÖRÜŞMESİ
Mesrur Barzani’nin Türkiye’ye yaptığı son ziyaretin kendi çıkarlarını koruma temelinde olduğunu belirten Berwarî, bölgede yaşanan sorunların çözümü için ¬şimdiye kadar siyasi ve diplomatik yolların açılmadığının altını çizdi. Berwarî, Türkiye’nin tarih boyunca Kürtlere dönük çok sert politikalar uyguladığını ifade ederek, “Son 20 yıllık AKP-MHP iktidarı döneminde bu politika zirveye çıkmıştır. Bu soykırım politikasıdır. Kürt halkının kazanımlarını yok etme ve Kurdistan'ı işgal politikasıdır. Federe Kurdistan hükümeti ve halkı bu yanlış politikadan zarar görüyor. İşte bu yüzden Federe Kurdistan hükümeti Türkiye ile ilişkisini ve stratejisini yasal, ulusal, komşuluk, ahlaki ve vicdani temeller üzerine kurmalıydı. Kurdistan hükümeti ilişkisini sorunların çözümü noktasında geliştirmeliydi. Ancak şu anda karşımızda duran tabloya baktığımızda, Federe Kurdistan hükümeti tüm kurumlarıyla birlikte Türk devletinin hizmetine girmiştir. Son 30 yılda Federe Kurdistan'ın bütün zenginlikleri, mal varlığı, geliri Türk devletinin hizmetinde olmuştur. Türk şirketleri burada Kurdistan ekonomisini mahvetti. O yüzden bu politika Kürtlerin ve Kurdistan çıkarına değildir. Bu politika şahsi ve partilerin çıkarınadır. Bu da hem Başur Kurdistan hem de tüm Kurdistan üzerinde büyük bir felaketi doğuracaktır" dedi.
'TÜRKİYE SİYASİ HARİTADA YER ALMAYACAK'
Türkiye'de mevcut durumun iktidara karşı ayaklanmaya yol açabileceğini dile getiren Berwarî, şunları söyledi: "Federe Kurdistan, Rojava, Mexmûr ve Şengal'de devam eden bu saldırılar, Türk devletinin savaş politikasının bir parçasıdır. Bu saldırılar Türkiye'yi çıkılmaz bir duruma sürükleyecektir. Saldırıların sonucunda Türkiye, Ortadoğu bölgesinin siyasi haritasında yer alamayacak ve Türkiye'de Türklerin nüfusu kadar olan halklar, topluluklar bunu kabul etmeyecektir. Türkiye'de yaşayan halklar elbette haklarını arayacaklardır. Çünkü Türkiye'de barış, özgürlük, adalet, demokrasi ve insan hakları yoksa, halklar artık bu politikaya tahammül göstermeyecektir. Herkes haklarını talep edecektir. Bunların hepsinin hesabı sorulacaktır. Bu yüzden Türk rejimi her yere saldırarak ömrünü uzatacaktır. Ömrünü biraz daha uzun sürdürecek ve AKP-MHP önümüzdeki birkaç yıl boyunca iktidarda kalmaya çalışacaktır."
TEK ÇÖZÜM: DEMOKRATİK ULUS
Bölgede ve Ortadoğu’da yaşanan sorunların çözümünün PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “Üçüncü Yol” perspektifi ile mümkün olduğunu vurgulayan Berwarî, "Türkiye'nin bu saldırılarının bir amacının olduğuna dair şüphe yok. Temel amaçları özgür Kürt’ü ortadan kaldırmak ve 21'inci yüzyılda Kurdistani kazanımları yok etmektir. Bu nedenle Kürt halkı da kendini bu esas üzerinde hazırlamıştır. Bu saldırıların ana hedeflerinden biri demokratik konfederalizm, demokratik özerkliktir. Bu yüzyılda Kürtlerin haklarını almaması için her yöntemi deneyecekler. Kürtlerin çoğunluğunun doğru ve adil bir çözüm istediğini biliyoruz. Ortadoğu halkları, özelde Kurdistan, Türkiye, Suriye, Irak ve İran için gerekli olan demokratik sistemdir. Ortadoğu’da gerçekleştirilecek en anlamlı ve önemli proje Demokratik Ulus projesidir. Çünkü daha önce denenmiş projeler büyük bir başarısızlık getirdi. Türkiye, Suriye, İran ve Irak'ın bir çözüm projesi yok. Şu anda haklı ve haksız iki taraf var. Hak, hukuk, adalet ve doğru olan taraf Kürt tarafıdır, Kurdistan halklarının olduğu taraftır, diğer taraf savaşan ve Kurdistan'ı işgal etmek isteyen taraftır. Her gün insanları katledenler, soykırımdan geçirenler, kesinlikle başarıya ulaşmayacaktır. Çünkü bunu ne ulusal kanunlar ne ahlâk kanunları ne dini kanunlar ne de halkların kanunları kabul eder” diye belirtti.
‘DEMOKRATİK STATÜ SAĞLANMALI’
21’inci yüzyılda soykırım politikalarının başarılı olamayacağını ifade eden Berwarî, “Bu nedenle demokratik ulus sistemi ve Üçüncü Yol’un başarılı olacağını düşünüyorum. Çünkü eğer bu bahsettiğimiz devletler, 21. yüzyılda Kürt halkını haksız, statüsüz, meşru ve müdafaasız bırakmakta ısrar ederse, büyük felaketlere de hazırlıklı olmaları gerekir. Dolayısıyla Suriye'den, Türkiye'den, Irak'tan ve İran'dan istenen, ulusal toplumlardan istenen, Kurdistan'ın özgürleştirilmesi, Kurdistan halkının özgürce yaşaması ve Kurdistan'ın dört parçasında demokratik statünün sağlanmasıdır. Dünyanın her yerinde herkes özgür ve bağımsız olma hakkına sahiptir. Bu hak Kürtlerin de hakkıdır. Onun için bugün istenilen şey özgürleştirilmiş bir Kurdistan ve demokratik bir statüdür. Bu kanın durdurulmasına destek olmak ve yardım etmek için Amerika, Avrupa, Rusya, İsrail, Çin, Arap ve İslam halklarına da sorumluluk düşmektedir. Çünkü bu savaş zihniyeti asırlardan beri halkları yok etmekten başka bir netice getirmemiştir. O yüzden akil insanlar gelip, bu sorunu Sayın Öcalan, KCK ve Kürt güçleriyle diyalog ve barış yoluyla çözmelidir" diye konuştu.
YÜZÜNCÜ YILINDA LOZAN ANTLAŞMASI
Kurdistan’a dönük saldırılar sürerken Lozan Antlaşması’nın yüzüncü yılında Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) öncülüğünde gerçekleştirilecek konferansların önemli olduğunun altını çizen Berwarî, “Yüzyıldır Kürt halkı üzerinde tutuklamalar, katliamlar, soykırım, yıkım ve imha politikaları var. Milyonlarca Kürt katledildi, Kurdistan'ın demografisi değiştirildi, sınırları yok edildi. Bu devletlerin Kürtlere borcunu ödemesi gerekiyor. Kurdistan'a sahip çıkmaları ve faturasını ödemesi gerekiyor. Bizler eğer politikaya, stratejimize ve siyasi kararlara halkımızı dahil etmezsek, Kürtlere kaybettiririz. Bugün Kurdistan yönetiminin yaptığı sorumsuzluk, Kürt halkı için kayıptır" dedi.
MA / Zeynep Durgut