WAN - Çocuk yaşta evlendirmelerin arttığına dikkat çeken Wan Barosu Çocuk Komisyonu Eşbaşkanı Mustafa Özoral, koruyucu mekanizmaların işletilmediğini söyledi.
İsmailağa cemaatine bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızını 29 yaşındaki Kadir İstekli ile evlendirmesi sonrası başlayan “rıza” ve “af” tartışmaları, AKP ile ittifak yapan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın 15 yaşındaki bir çocuğun evlenebileceği söylemine kadar geldi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi’nin Çocuk Gebelikleri Raporu’na göre; AKP iktidarı döneminde 19 yaş altındaki gebe sayısı 2 milyonu aştı, 22 yılda 15 yaşından küçük çocukların yaptığı doğum sayısı ise 21 bin 87 oldu. Yine rapora göre; 2012-2021 yılları arasında reşit olmadığı halde “evlenebilir” kararı verilen çocuk sayısının 129 bini geçti. Raporda, 15 yaşın altında doğum yapan çocuk sayısının 2022’de bir önceki yıla göre yüzde 25 artarak, 147’ye çıktığı kaydedildi. Gebe 19 yaş altı sayısının son 22 yılda 2 milyon 88 bin 925’e çıktığı tespitine yer verildi.
Wan Barosu Çocuk Komisyonu Eşbaşkanı Mustafa Özoral, yaşanan bu tabloyu ve çocuk yaşta evlendirme oranında yaşanan artışa ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
DEVLETİN SORUMLULUKLARI
Çocuk yaşta evlendirmelerin yasal dayanağının olmadığını vurgulayan Özoral, evlendirme yaşının 15’e düşürülmesi tartışmalarının doğru olmadığını söyledi. 18 yaşın dahi evlendirme için yeterli olmadığını, Avrupa ülkeleri bu yaşın daha üst seviyelere taşındığına dikkat çeken Özoral, “Bir erken evlilik vardır, bir de çocuk yaşta zorla evlendirilme vardır. Erken evlilikte kişinin yaşına değil, evliliğin sorumluluklarını kaldırma durumudur. Türkiye için şu an evlilik yaşının 15’e düşürülmesi mümkün görülmemektedir. Çocuk evliliklerinde sorumluluk idarededir. İdare dediğimiz şey, devlettir. Çocukları böylesi durumlardan koruyacak olanlardır. Bu hususta uluslararası sözleşmeler var, devlet ya da hükümet buradaki yükümlülükleri yerine getirebilirse, bu evlilikleri durdurabilir. Türkiye’de Çocuk Koruma Kanunu var, kanun sağlıklı uygulanıp denetim yapılırsa, bu evlilikler azaltılacaktır” şeklinde konuştu.
‘AF ANLAYIŞI ÖNÜNÜ AÇIYOR’
Çocukları “evlilik” adı altında istismara maruz bırakanlara yönelik af tartışmalarına değinen Özoral, “Bu durumu ceza kanunu çerçevesinde değerlendirmek gerekiyor. Kanunda, ‘Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu’ diye bir madde var. Bu maddeye göre 15-18 yaş aralığındaki bir çocukla ‘rıza’ ile cinsel ilişki yaşanırsa, karşı tarafa çok az bir ceza veriliyor. Eğer böyle bir ilişki varsa ve çocuk ‘rızam yoktu’ diyorsa, bu kişiler cezaevine giriyor. Buradaki af tartışmalarıyla hedeflenen çocukların üstün yararı değil, mevcut durumu düzeltme çabasıdır. Mevcut durum ise maalesef, ‘artık evlenmiş yapacak bir şey yok. Biz bu durumu nasıl temize çıkartırız. Öbür türlü biz çocukla evlenen yetişkin erkeği cezalandırırsak, bu defa eş olan çocuğu mağdur ederiz’ anlayışıyla yola çıkmışlar. Böyle bir sistemle de maalesef çocuk evliliklerinin de önünü açıyor. Toplumda ‘Bir şey olmuyor’ algısı oluşturuluyor, bu da yeni evliliklerin önü açılıyor” ifadelerini kullandı.
‘KORUCU MEKANİZMALAR İŞLETİLMİYOR’
Çocuğu korumak amacıyla işletilen hukuk ve 15 yaşında "evlendirilmesi"ne dair Özoral, “Çocuk böyle bir duruma maruz kaldığında, kendisini koruyan mekanizmalara erişebiliyor mu? Asıl önemli olan budur. Sorumluluk Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na ve kolluğa düşüyor. Bir çocuk istediğinde bütün mekanizmalara ulaşabilmeli, 15 yaşındaki bir çocuk bunlara erişemiyorsa, burada yükümlülükler yerine getirilememiştir demektir. Bilinçli bir geri durma olduğunu düşünmüyorum, fakat çocuk bunu engelleyecek mekanizmalara ulaşamıyor. 15 yaş altındaki çocuklara yönelik her türlü cinsel yönelim istismardır. Kanuna göre, 15 yaşının altındaki çocuk, ‘Benim rızam var’ dese bile, bu istismar suçudur” diye konuştu.
BAŞVURU ÇAĞRISI
İstismar ve zorla evlendirilmeyi engellemek için iki yöntemin olduğuna işaret eden Özoral, “Bunlar kanunlarla olacaktır. Kanunlar iki şekilde olur ya toplumun gelişmesi yeni koşullar doğurur ve bu durumda eski kanun işletilemez, bu yüzden yeni kanun yapılır. Ya da var olan olumsuzlukları önlemek için Meclis kanun çıkarır ve bu kanunun caydırıcılığı olur, bu topluma dayatılır. Toplum olarak da konuya ilişkin bir bilinç oluşturulmalı ve bu tarz vakalarda çocuğu mağdur etmeden ilgili mercilere bu durumu anlatmalıdır. Olayın örtbas edilmesinin önüne geçilmesi gerekir, toplum bu düzeye gelmediği sürece bu evlilikler ve istismarlar devam edecektir. Komisyon olarak da biliyoruz ki istismar maalesef var, komisyonumuz bu dosyalara gönüllü olarak bakıyor. Başvuru yapmaktan çekinmesinler” dedi.
MA / Berivan Kutlu