AMED – Amed Barosu Başkan Yardımcısı Mehdi Özdemir, gazetecilerin tutukluluğunun cezalandırmaya dönüştüğünü ve kişi özgürlüğünün ihlal edildiğini belirterek, 11 Temmuz'da görülecek duruşmayı yakından takip edeceklerini vurguladı.
Amed merkezli 8 Haziran 2022 tarihinde yapılan ev ve işyeri baskınlarında gözaltına alındıktan sonra tutuklanan 15'i tutuklu 18 gazeteci, 11 Temmuz'da ilk kez hakim karşısına çıkacak. Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle "örgüt üyesi olmak" suçlaması yöneltilen gazetecilerin ilk duruşması Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Gazeteci örgütlerinin yanı sıra çok sayıda hukuk ve sivil toplum örgütünün de duruşmayı takip etmesi bekleniyor.
Amed Barosu Başkan Yardımcısı Mehdi Özdemir, gazetecilerin mesleki faaliyetleri nedeniyle 1 yılı aşkın bir süre sonra ilk kez hakim karşısına çıkmasını ve bu süreçte yaşanan ihlalleri değerlendirdi.
‘CEZALANDIRMAYA DÖNÜŞTÜ’
Gazetecilerin faaliyetleri nedeniyle her dönem yargı tehdidine maruz bırakıldığına dikkati çeken Özdemir, 15 Temmuz askeri kalkışması sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamalarıyla birlikte gazeteciler üzerindeki baskının daha da arttığını söyledi. Özdemir, gazetecilerin keyfi bir şekilde gözaltına alındığını ve tutuklandığına işaret ederek, “Hatta tutuklulukların uzun bir sürece yayıldığını, bu durumun bir bütünen cezalandırma kararlarına dönüştüğünü görmekteyiz" dedi.
'HUKUK DIŞI YARGI PRATİĞİ VAR'
Hukukta yer alan “öngörülebilirlik” ilkesine değinen Özdemir, “Suçun tanımına uygun bir eylemin hangi kapsam ve ne şekilde gerçekleştirildiğinin üçüncü kişiler tarafından bilinmesi gerekir. Fakat Türkiye'de 'yasadışı örgüt üyeliği' suçu kapsamında kişilerin yargılanması bu minvalde bir öngörülebilir, kendi içerisinde eyleme uygun suç pratiğine dönüştüğü noktasında değil" diye kaydetti.
Özdemir, gazetecilerin mesleki faaliyetleri nedeniyle "yasadışı örgüt üyeliği" suçlamasıyla karşı karşıya kaldığını, tutuklandığını ve cezalandırıldığını ifade etti. “Kurdistan'da gazetecilerin mesleki faaliyetlerini icra etmesi yargı kıskacında" diyen Özdemir, şunları söyledi: "Halihazırda 16 Haziran'dan beri tutuklu olan gazetecilerde de gördüğümüz üzere; soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildi, masumiyet karinesi yok sayıldı, adil olmayan bir yargılama süreci yürütüldü. İddianamede, mesleki faaliyetlerini icra eden gazetecilerin suç teşkil etmeyen meşru faaliyetlerinin suçlama konusu haline getirilerek, 'yasadışı örgüt üyeliği' suçu kapsamında yargılamaya sebebiyet verdiğini, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini görmekteyiz. Bir bütünen baktığımızda; gazetecilik mesleki faaliyetinin icra edilmesinin yargı tarafından suç olarak değerlendirildiği gerçekliğiyle karşı karşıyayız."
'YARGI GAZETECİLİK İÇİN TEHDİT'
İktidarın "sindirme politikasının" yargıya da yansıdığını söyleyen Özdemir, “Yargı, iktidara muhalif olan kişilerin susturulması, sindirilmesi veya ceza tehdidiyle mevcut faaliyetlerini engelleyici ve caydırıcı bir politika üstlenmiş durumdadır. İktidara muhalif pozisyonda olan basın mensuplarına dönük yargının bir tehdit unsuru olduğunu bilmekteyiz" dedi.
'SÜRECİN TAKİPÇİSİYİZ'
Özdemir, gazetecilik faaliyetlerinin basın özgürlüğü çerçevesinde değerlendirmesi gerektiğini vurguladı. Özdemir, bu durumun Türkiye'de tam tersi şeklinde ele alındığı değerlendirmesinde bulundu. Mesleki faaliyetlerin "örgüt üyeliğine" gerekçe yapıldığına dikkati çeken Özdemir, "Burada, halkın haber alma hakkının keyfi bir şekilde, sürekli ve sistematik bir şekilde ihlal edildiği gerçekliğiyle karşı karşıyayız" diye konuştu.
Amed Barosu olarak tutuklu gazetecilerin soruşturma sürecini takip ettiklerini aktaran Özdemir, gazetecilerin mesleklerini icra edebilmeleri, basın ve ifade özgürlüğü ile haber alma hakkının sağlanması için 11 Temmuz'daki yargılama sürecinin takipçisi olacaklarını ifade etti.
NE OLMUŞTU?
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Amed merkezli yürüttüğü soruşturma kapsamında 8 Haziran 2022’de Kürt gazeteciler ve çalıştıkları yapım şirketlerine baskın düzenlenmişti. Gazeteciler, 8 gün emniyet müdürlüğünde gözaltında tutulduktan sonra 16 Haziran'da adliyeye sevk edilmişti. Gazetecilerden JINNEWS Müdürü Safiye Alagaş, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç, Xwebûn Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş ile Zeynel Abidin Bulut, Ömer Çelik, Mazlum Doğan Güler, İbrahim Koyuncu, Neşe Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Suat Doğuhan, Remziye Temel, Ramazan Geciken, Lezgin Akdeniz ve Mehmet Şahin “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklanmıştı. Gazeteciler Gülşen Koçuk, Esmer Tunç, Mehmet Yalçın ve Kadir Bayram ile Feynaz Koçuk ve İhsan Ergülen ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
15'İ TUTUKLU 18 GAZETECİ
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, tutuklu bulunan gazeteciler Abdurrahman Öncü, Aziz Oruç, Elif Üngür, İbrahim Koyuncu, Lezgin Akdeniz, Mazlum Güler, Mehmet Ali Ertaş, Neşe Toprak, Ömer Çelik, Ramazan Geciken, Remziye Temel, Serdar Altan, Suat Doğuhan, Zeynel Abidin Bulut ve Mehmet Şahin ile tutuksuz Kadir Bayram, Esmer Tunç ve Mehmet Yalçin hakkında iddianame hazırlamıştı. 728 sayfadan oluşan iddianame, Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilerek duruşma için 11 Temmuz'a gün verilmişti.
JINNEWS Yazı İşleri Müdürü Safiye Alağaş, tefrik edilen dosyası kapsamında 15 Haziran'da hakim karşısına çıkmış ve tahliye edilmişti. Tutuksuz yargılanan gazeteci Gülşen Koçuk hakkındaki dosya da tefrik edilmişti. Feynaz Koçuk ve İhsan Ergülen ise söz konusu iddianamede yer almamıştı.
MA / Müjdat Can