ANKARA - AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Darbeci, katil ve asla görüşmem" dediği ve Rabia işaretiyle iç siyaseti dizayn ettiği Sisi'yle girdiği bilek güreşini kaybederek, Sisi'yi Türkiye'ye davet etti.
Tunus’ta polisin seyyar satıcı üniversite mezunu Muhammed Buazizi’nin arabasına el koydu. Buazizi, duruma tepki göstermek amacıyla 17 Aralık 2010’da kendini ateşe verdi. Buazizi’nin bedenini tutuşturarak yaktığı ateş, Tunusluların eliyle sokağa taşındı. Bu ateş 23 yıl ülkeyi yöneten Zeynel Abidin Bin Ali’nin tahtına da sıçradı. Bunun üzerine Bin Ali ülkeden kaçmak zorunda kaldı.
Tunusluların otoriter rejimlere karşı başlattığı bu başkaldırı Cezayir, Ürdün, Lübnan ve Yemen gibi birçok ülkenin yanı sıra 25 Ocak 2011’de ise Mısır’a sıçradı. Ülke çapında protestolar, kamu alanlarının işgali, devlet ve polis binalarının yakılması ve cezaevi baskınları yaşandı. Bununla birlikte Mısır halkı, uzun bir süredir yönetimde olan devlet başkanı Hüsnü Mübarek’in de istifa etmesini sağladı.
HALK: YENİ FİRAVUN
Daha sonra yapılan seçimlerde ise şeriatçı hareket olan bilinen Müslüman Kardeşler Cemiyetinin kurduğu Özgürlük ve Adalet Partisi’nin adayı Muhammed Mursi seçildi. Ancak halk, Mursi’nin diktatör olduğu konusunda birleşti. “Yeni Firavun” olarak adlandırılan Mursi’ye yönelik halkın ısrarlı tepkisi sonucu dönemin Genelkurmay Başkanı Abdulfettah es- Sisi, Mursi’yi 3 Temmuz 2013’te hükümetten indirerek yönetime el koydu. Arap halkının yoğunlukta yaşadığı ülkelerde başlayan bu başkaldırı, “Arap Baharı” adlandırıldı.
SİSİ-ERDOĞAN ÇELİŞKİSİ
Tam da bu gelişmelerin yaşandığı sıralarda Türkiye’de ise, Gezi protestoları olarak yaşandı. Dönemin Başbakanı AKP’li Tayyip Erdoğan, bir açıklamasında, Türkiye’de birkaç kişinin polis tarafından öldürüldüğünü itiraf ederek, Mısır’da 300 kişinin öldürüldüğünü ancak dünyanın buna sessiz kalındığını söyledi. Mısır, Mursi’nin devrilmesinden rahatsız olan Erdoğan nedeniyle Türkiye’nin Mısır Büyükelçisini istenmeyen kişi ilan etti ve 23 Kasım 2013’te ülkeyi terk etmesini sağladı. Bunun üzerine Türkiye de Mısır’ın büyükelçisini gönderdi. Erdoğan, bu duruma dair, “Bu tavır Mısır halkına karşı değildir. Darbeci yönetime karşıdır” dedi.
‘KATİL ZALİM SİSİ’ SÖZLERİ
Bu arada Mursi’nin lehine yapılan protestolar ise her geçen gün daha yüksek bir düzeyde seyretti. Sisi, bu protestolara yönelik sert tepkiler gösterdi. Rabiatul Adeviye Camii önünde yapılan oturma eylemi sırasında ordunun saldırısı sonucu büyük bir katliam yaşandı. Erdoğan ise katliama sert tepki gösterdi. Öyle ki Erdoğan, katliamın yaşandığı Rabia Caminin adından yola çıkarak, meydanlarda sağ elinin 4 parmağını kaldırarak, Müslüman Kardeşlere desteğini gösterdi. Mısır ise Müslüman Kardeşlerin “Terör örgütü” olduğunu söyledi ve Türkiye’yi destek vermekle suçladı. Bu sıralarda mahkeme tarafından yargılanan ve 16 Mayıs 2015’te idamla cezalandırılan Mursi, yaşadığı sağlık sorunlarından ötürü yaşamını yitirdi. Mursi için Türkiye’de düzenlenen cenaze namazında söz alan Erdoğan, Sisi’ye, “Katil, zalim” dedi.
‘DARBECİLERİ MEŞRULAŞTIRAMAM’
Erdoğan, Birleşmiş Milletleri (BM) Genel Kurulu'nda, resmi yemek programında Sisi ile aynı masada bulunmamak için yemek davetine katılmadı. Erdoğan, yemeğe katılmamasıyla ilgili yöneltilen sorular üzerine, “Aynı masaya oturup darbecileri meşrulaştırmam” cevabını verdi. Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında da Sisi için “Tiran” benzetmesini yaptı. Bu açıklama üzerine Mısır, Erdoğan'ı protesto etti.
MURSİ’YE İŞARET ETTİ
Erdoğan, yemeğe dikkat çekerek, şunları söyledi: “Ben uluslararası platformlarda şu anda darbeci Sisi'yi Cumhurbaşkanı olarak kabul etmediğimi söyledim. Yine söylüyorum. Benim için Mısır'ın Cumhurbaşkanı Mursi'dir. BM'de aynı masaya onunla oturmadım. Oturursam, kendimi inkar ederim. Oturursam demokrat olmam.”
‘MASAYA OTURMAM’
Erdoğan, Sisi’ye yönelik politikası üzerinden Türkiye’nin iç siyasetini de dizayn etti. 31 Mart 2019’da yapılan seçimler öncesinde AKP’nin mitinginde konuşan Erdoğan, “Pazar günü Sisi mi diyeceğiz, Binali Yıldırım mı diyeceğiz? Mesele bu kadar önemli” sözlerini kullandı. Tekrarlanan yerel seçim aralığında Sisi ile barıştırılmak istendiğini paylaşan Erdoğan, bu durumu asla kabul etmeyeceğini belirterek, tepki gösterdi. Erdoğan, o dönemde şöyle sözler kurdu: “Neden? İşte bunlardan dolayı. Neden? Halkının yüzde 52 oyunu almış olan bir Mursi'yi ve arkadaşlarını cezaevine mahkum eden bir antidemokratla karşı karşıya gelmem, onunla aynı masada oturmam.”
AKDENİZ DENGELERİ
Pek çok defa kullanılan bu ifadelere rağmen Türkiye ile Mısır arasında tüm iplerin kopması beklenirken, bunun tam tersi birçok ilişki ağında işbirliği arttı. Siyasi ilişkiler kopsa da ticaret ve turizmin yanı sıra pek çok alanda işbirliği hep sürdü. Bir İtalyan firmasının Akdeniz’de 3 buçuk trilyon metreküp gaz rezervi bulması sonucu Türkiye Libya ile deniz yetki antlaşması imzalayarak, Akdeniz’de Mısır ile yaşadığı sorunları kendi lehine değiştirmek istedi. Ancak Mısır ve Yunanistan karşı hamlede bulanarak, benzer bir antlaşmaya imza attı. Akdeniz’deki dengeler, Türkiye ile Mısır ilişkilerinin ve iletişiminin yeniden düzenlemesine ön ayak oldu.
‘BİLEK GÜREŞİNİ SİSİ KAZANDI’
Bu gelişmelerin ardından Mısır ile ilk teması Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından yapıldı. Daha sonra “istikşafi görüşmeler” olarak nitelendirilen görüşmeler başlandı. İki ülkenin Dışişleri Bakanları da görüşmeler sağladı. Daha sonra ise Kasım 2022’de Katar’ın ev sahipliğinde düzenlenen Dünya Kupası açılışında Erdoğan ile Sisi el sıkıştı. Erdoğan ve Sisi, 45 dakika boyunca görüştü. Bu durum, Türkiye’nin Mısır ile ilişkilerinde “U” dönüşü yaptığı yorumlarına neden oldu. Mısır medyası, söz konusu durumu, “Sisi, bilek güreşini kazandı” şeklinde gördü.
‘KATİL’ DEDİĞİ SİSİ’Yİ TÜRKİYE’YE DAVET ETTİ
Erdoğan ile Sisi arasında süren telefon görüşmeleri, büyükelçilik ataması ile başka evreye ulaştı. 4 Temmuz’da her iki ülke, karşılıklı büyükelçi atadı. 5 Temmuz’da ise Erdoğan’ın Sisi’yi Türkiye’ye davet ettiği ve Sisi’nin ise 27 Temmuz’da Türkiye’ye geleceği basına yansıdı.