AMED - “5. Cilo Fest” organizasyonuna tepki gösteren Mezopotamya Ekoloji Hareketi, “Son dönemlerde bilinçli bir şekilde Kurdistan’ın dört bir yanında doğa, tarih ve ekokırım suçu işleniyor” dedi.
Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçesinde Hakkâri Valiliği ile Yüksekova Kaymakamlığı ortaklığıyla yapılan “5. Cilo Fest” organizasyonuna bir tepki de Mezopotamya Ekoloji Hareketi’nden geldi. Yapılan yazılı açıklamada, yıllardır “özel güvenlik alanı” ilanıyla Colemêrg’in buzulları ile Sat Gölleri’nin yerel halka yasaklı olduğu hatırlatılan açıklamada, “Cilo Festivali adı altında Hakkari, kültürü, tarihi ve doğasıyla uyuşmayan gösterilere sahne olmuş ve talana açılmıştır. El değmemiş buzullarda bir anda yaklaşık 20 bin kişinin katılım sağladığı çadırlar kurulmuş, konserler verilmiş, buzul göllerde kanolar, benzinle çalışan jetski gösterileri yapılmıştır. Binlerce araç konvoylarla kamp alanına yolculuk yaparak doğayı kirletmiştir. Bu da yetmezmiş gibi doğasına, endemik bitkilerine hayran kalan bazı insanlar çantalarında, kopardıkları endemik çiçeklerle doğadan ayrılmışlardır” denildi.
‘KÜLTÜR VE KİMLİK KIYIMI’
Açıklamanın devamında şunlara yer verildi: “Sivil insanlardan çok üniformalı devlet güçlerinin görüldüğü doğada militarist bir görüntü verilerek gövde gösterisi yapılmıştır. Burada sadece doğal yaşam alanları ranta açılmadı, aynı zamanda kültürel dokunun da egemen zihniyet tarafından talana uğratılması söz konusudur. Son dönemlerde bilinçli bir şekilde Kurdistan’ın dört bir yanında doğa, tarih ve ekokırım suçu işleniyor. Kurdistan’da güvenlik gerekçesiyle ağaç kıyımı, HES ve JES’lerle insansızlaştırma ve doğal dokuyu tahrip etme söz konusu iken, kültür festivali adı altında da kültür, tarih ve doğa kırımı yapılmaktadır. Kapitalist popülist anlayışların ve devletin Kurdistan’da kültür ve kimlik kıyımı yapması bu anlamda kabul edilemez. Gever’in köylerinde büyüyen insanlar yıllardır buzulları göremezken, halkın dağlarını, göllerini kendisine rant ve politik alana çeviren iktidarın yaklaşımını ve burası şenlik alanıymış gibi sunmasını kabul etmiyoruz. Hakkari’de ve tüm coğrafyalarda yerelin fikri ve iradesi göz önüne alınmalı ve doğa alanları rant alanlarına dönüştürülmemelidir.”