Kürt Dil Platformu: Kürtçe resmi dil olsun

AMED - Dağkapı Meydanı'nda 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı dolayısıyla açıklama yapan Kürt Dil Platformu, Kürtçenin resmi dil olması isteyerek, "Dilimiz, kırmızı çizgimizdir" dedi. 
 
Kürt Dil Platformu (Platforma Zimanê Kurdî), 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı'na ilişkin Amed'de basın açıklaması yaptı. Dağkapı Meydanı'nda (Şêx Seîd) yapılan açıklamaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Partîya Azadî Kurdistan (Kürdistan Özgürlük Partisi) Genel Başkanı Ayetullah Aşiti, DEM Parti milletvekilleri, kentteki sivil toplum örgütleri temsilcileriyle çok sayıda yurttaş katıldı. Katılımcılar, açıklamaya Kürt ulusal kıyafetleriyle katıldı. 
 
Açıklamayı, Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefxan Cizîrî Kürtçenin Kurmancî lehçesinde, DEM Parti Dil ve Kültür Komisyonu Eşsözcüsü Cemile Turhallı ise Kirmançkî lehçesinde yaptı. 
 
HAWAR’IN ÇİZGİSİNDEN DEVAM EDİYORUZ
 
Cizîrî, Kürt Dili Platformu olarak bugüne kadar Hawar Dergisi'nin çizgisini takip ettiklerini, yaptıkları çalışmalarla bu çizgiyi canlı tutmayı, Kürtçe bilincini geliştirmeyi hedeflediklerini söyledi.  Mîr Celadet Elî Bedirxan ulusal duruşunun devam etmesi ve kalıcı olması için 2007 yılında 15 Mayıs’ın "Kürt Dili Bayramı" olarak ilan ettiklerini hatırlatan Cizîrî, "O tarihten bu yana bu gün, milli ruhla, Kürt diline olan sevgiyle, değerle ve farkındalıkla kutlanıyor. Hepimiz çok iyi biliyoruz.  Yüzlerce yıldır Kürt sorunu olarak anılan sorun, gerçekte devletin Kürt kültürüne ve diline, özellikle de Kürtlerin asimilasyon arzusuna yönelik saldırgan politikaları, baskıları ve uyguladığı zorbalıktır. Bu devlet politikası önce dilimizi yok ederek, dilimizi ortadan kaldırarak, Kürtlerin iradesini ve direnişini kırmak istiyor. Devlet, Kürtlerin değerlerini yok etmek için resmen ve ortaklaşa bir asimilasyon planını gündemine almıştır. Ve bütün bunlar, birçok karmaşık yolla yapılır" ifadelerini kullandı. 
 
'ASİMİLASYON POLİTİKASI SAVAŞ VE ÇATIŞMAYA NEDEN OLDU'
 
Kürt kültürünün, dilinin ve kimliği üzerinde yürütülen asimilasyon politikalarının geçmişten bu güne savaş ve çatışmalara neden olduğunu ifade eden Cizîrî, "Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bugüne kadar onlarca kez Kürt halkında memnuniyetsizliğe yol açtığı da biliniyor. Halkımız her zaman hakkı için direndi. Teslim olmadı. Davası hâlâ hayatta. Kürt halkının ulusal değerlerine karşı uygulanan inkâr politikası çoğu zaman savaşlara ve çatışmalara neden olmuştur. Bu, bugün çok iyi bilinmektedir. Demokratik, eşit, gelişmiş bir ülkenin barış içinde yaşaması için öncelikle standartların karşılanması, seçmenler arasında karşılıklı kabulün olması gerekir. Haklar ve özgürlükler olmalı. Bu bağlamda Kürt dilinin özgürlüğünü engelleyen temel yasaların değiştirilmesi gerekmektedir: Biz Kürtler, Kürt dilinin eğitim dili ve resmi dil olmasını istiyoruz. Çünkü Kürtçe dili tüm Kürtlerindir. Bu amaçla tek ses olarak diyoruz ki: Dilimiz kimliğimizdir, rengimizdir, Kürtlerin baş tacıdır, varlığımızdır. Dilimiz kırmızı çizgimizdir" diye konuştu. 
 
'ŞİMDİ KÜRTÇE ZAMANI'
 
Yaşanan inkâr ve imha politikalarına karşı Kürt dilini yaşamın her alanında daha da yaygın bir şekilde konuşacaklarını söyleyen Cizîrî, "Evlerde, marketlerde, sokaklarda, okullarda, belediyelerde, hastanelerde, camilerde, mahkemelerde ve hayatın her alanında, biz her zaman Kürtçe konuşmayı, Kürtçe okumayı, Kürtçe yazmayı, Kürtçe yaşamayı isteyeceğiz. Bütün bunlar Kürtlüğümüzün göstergesidir. Bu tavrımızla Kürt dili konusunda her yerde farkındalık yaratmak ve Kürt dilini kimliğimizin bir parçası haline getirmek istiyoruz. Bu nedenle hayatın her alanında Kürtçe siyaset yapacağız. Kürtçe kültürel, sanatsal ve sosyal çalışmalar da yapacağız. Biz Kürt olarak her zaman gururla yaşamak, varlığımıza her zaman sahip çıkacağız. Şimdi Kürtçe zamanı" şeklinde konuştu.