İZMİR/İSTANBUL - Bütçe taslağında vergi yükünün halka yıkıldığını vurgullayan KESK İzmir Şubeler Platformu, yüksek enflasyon, düşük ücretler ve güvencesizlik sarmalına alınan milyonların açlık sınırının altına itilerek, yoksulluk ve adaletsizliğin ise normalleştirildiğini belirtti.
KESK İzmir Şubeler Platformu, mecliste görüşmeleri süren merkezi bütçe taslağına ilişkin Konak Metro çıkışında bir araya gelerek basın açıklaması düzenledi. "Emekçiler bu bütçeyi kabul etmiyor. Ya hep beraber ya hiçbirimiz" pankartının açıldığı açıklamada sık sık "Sermayeye değil emekçiye bütçe", "İnsanca bir yaşam istiyoruz" ve "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz" sloganları atıldı. Basın açıklamasını Tüm Bel Sen izmir 2 No’lu Şube Başkanı Nihat Filiz okudu.
Dünyanın neresinde olursa olsun hiçbir iktidarın halkı, emekçileri düşünmediğini kaydeden Filiz, iktidarların politikalarının ekonomik krizleri, gelir adaletsizliğini geçici bir durumdan çıkarmış olduğunu söyledi. İktidarlar eliyle bilinçli olarak sürdürülen bir yoksullaştırma düzeni ollduğunu belirten Filiz, "Yüksek enflasyon, düşük ücretler ve güvencesizlik sarmalına alınan milyonlar açlık sınırının altına itilmiş, yoksulluk ve adaletsizlik normalleştirilmiştir. Yoksulluk, açlık, sefalet, güvencesizlik adım adım sadece ekonomik değil siyasal bir kontrol aracına dönüştürülmüştür. Bir bütçenin kimin bütçesi olduğunu daha net hale getirmek için sadece üç soru sormak yeterli. Bütçenin omurgasını oluşturan vergiler kaynaklar kimden toplanacak? Bütçe teklifi rakamlarına göre iktidar bu soruyu şöyle cevaplıyor. 'Önce çeşitli muafiyet ve istisnalarla sermaye kesimlerinden alınması gereken 2,4 Trilyon vergiyi almayacağız. Bunun ardından toplayacağımız her 100 TL verginin 90 TL’sini Gelir Vergisi, KDV, ÖTV gibi vergilerle emekçi kesimlere, halka yani sizlere yıkacağız. Sadece 10 TL’sini şirketlerden, holdinglerden, patronlarda alacağız' diyorlar" ifadelerini kullandı.
'VERGİ YÜKÜ HALKA YIKILIYOR'
Tüm vergi yükünün emeği ile geçinenlere yıkıldığını vurgulayan Filiz, "Yükünü bize yıktığınız vergileri nereye, kime harcayacaksınız? Toplayacağımız 100 TL verginin 20 TL’sini faize, 5 TL’sini teşvik-prim desteği-katkı olarak sermayeye, En az 16 TL’sini silah tüccarlarına, tekellerine 3 TL’sinin ise beşli çeteye, yandaş müteahhitlere dolar cinsinden hazine garantisi olarak aktaracağız diyorlar" ifadelerini kullandı. Son olarak halk olarak emekçiler olarak bizlerin yaşadığı temel sorunlara bütçeden ne kadar kaynak ayıracaksınız? sorusunu soran Filiz, "Hiç yüzleri kızarmadan diyorlar ki: Sizden toplayacağımız her 100 TL verginin sadece 4 TL’si yoksullukla mücadeleye, 3 TL’sini istihdama, 3 TL’sini tarıma, 2 TL 80 kuruşunu hukuk ve adalete ayıracağız. Araştırma ve geliştirmeye 62 kuruş, bağımlılıkla mücadeleye 11 kuruş, kadının güçlenmesi programlarına 6 kuruş ayıracağız diyorlar"dedi.
'2026 YILI BÜTÇESİ 3 TRİLYONA AÇIK VERECEK'
2026 yılı sonunda bütçesinin 3 trilyona yakın açık vereceğini tahmin ettiklerini söyleyen Filiz, "Bu açığın yükünü de başta kamu yatırımlarında olmak üzere tasarruflarla yine sizlere yıkacağız diyerek hepimizle dalga geçiyorlar. İşin özü ülkeyi yönetenler bu bütçe teklifi ile bizlere daha fazla yoksulluk, daha fazla işsizlik daha fazla sefalet teklif ediyorlar" ifadelerini kullandı.
İSTANBUL
KESK İstanbul Şubeler Platformu da açıklama yaptı. Açıklamada “Çocuk işçilik istemiyoruz” dövizleri taşındı. Sık sık “Sermayeye değil halka bütçe”, “Halk için bütçe demokratik Türkiye”, “MESEM’ler kapatıldın çocuklar yaşasın” sloganları atıldı.
Basın açıklamasını KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem sözcüsü Hüseyin Özev okudu. Özev, yoksulluğun, güvencesizliğin adım adım sadece ekonomik değil siyasal bir kontrol aracına dönüştürüldüğünü belirterek, "Sonuç itibari ile geldiğimiz yer ana gövdesini emeği ile geçinenlerin oluşturduğu ülkenin ezici çoğunluğunun üzerine düşürülen karanlığın gittikçe koyulaştığı bir yerdir.” İktidarın halkın yanında söylerlerine emek ve adaletten yana politikalar üreteceklerine dair vaatlerin bugüne kadar karşılıksız kaldığını vurgulan Özev da bir iktidarın gerçekten kimden yana olduğunu anlamanın en kısa yolu yaptığı bütçeye bakmaktır" dedi.
‘VERGİLER NEREYE HARCANACAK’
Özev, “Bütçenin omurgasını oluşturan vergiler kaynaklar kimden toplanacak? Bütçe teklifi rakamlarına göre iktidar bu soruyu şöyle cevaplıyor: ‘Önce çeşitli muafiyet ve istisnalarla sermaye kesimlerinden alınması gereken 2,4 Trilyon vergiyi almayacağız. Bunun ardından toplayacağımız her 100 TL verginin 90 TL’sini Gelir Vergisi, KDV, ÖTV gibi vergilerle emekçi kesimlere, halka yani sizlere yıkacağız. Sadece 10 TL’sini şirketlerden, holdinglerden, patronlarda alacağız. Bordroluların ücret gelirlerinden kaynakta kestiğimiz gelir vergisi başta olmak üzere tüm vergileri enflasyon hedefimizin üzerinde arttıracağız. Geçen yıla göre sadece tek bir vergiyi, sermaye kesimlerinden aldığımız Kurumlar Vergisini düşüreceğiz ’ Cevap gayet açık ve net. Hiç uzatmaya gerek. Tüm vergi yükünü emeği ile geçinenlere, halka yıkacağız diyorlar. Peki, yükünü bize yıktığınız vergileri nereye, kime harcayacaksınız?"
TALEPLER
Özev, taleplerini de şu şekilde dile getirdi: “Sadece kendimiz için değil, herkes için; gündüzleri işsiz kalınmayan, geceleri aç yatılmayan bir ülke istiyoruz. Çocuklarımızın, öğrencilerimizin hayatlarının MESEM cehennemi ile karartılmadığı bir ülke istiyoruz. İnsanca bir yaşam, güvenceli bir iş, güvenli gelecek ve demokratik bir ülke istiyoruz.”
Basın açıklaması sloganlarla son buldu.
