İZMİR/ ANKARA - DEM Parti Selçuk ve Torbalı ilçe örgütleri ile HDK Ankara İl Meclisi, 2026 yılı bütçesinin halktan yana olmadığını söyleyerek asgari ücretin insanca yaşamaya yetecek bir seviyeye çıkarılmasını ve en az 46 bin TL olması için çağrı yaptı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir Selçuk ve Torbalı ilçe örgütleri 2026 yılı bütçesine ilişkin basın açıklaması düzenledi. Şehitlik Parkı'nda düzenlenen açıklamada sık sık "Sermayeye değil emekçiye bütçe", "Asgari değil insanca yaşam" ve "Emek, barış, adalet" sloganları atıldı. Açıklamaya DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın ve İzmir il örgütü yöneticileri katılırken basın metnini DEM Parti Selçuk İlçe Örgütü Eşbaşkanı Şevin Aydemir okudu.
2026 yılı bütçesinin halkların derdine derman olmayacağını ifade eden Şevin Aydemir, bu seneki bütçenin de bir önceki bütçeler gibi aynı adaletsizlikler üreteceğini söyledi. Şevin Aydemir, "Nasıl ki daha önceki bütçeler yoksulluğa, adaletsizliklere, zamlara, yüksek enflasyona, sefalete neden olmuşsa, 2026 Bütçesi’nde de aynı sonuçları doğuracak bir kaynak dağılımı yapılıyor. Çünkü AKP-MHP iktidarının bütçe tercihleri değişmemiştir. AKP 2026 Bütçesi için 'İstikrar ve Refah Bütçesi' tanımlamasını kullanmıştır. Ancak 2026 Bütçesi ne emekçilere ne emeklilere ne kadınlara ne işsizlere ne engellilere ne gençlere ne küçük esnafa ne de çiftçilere refah sunabilecek ve refah vadedebilecek bir bütçe değildir. Aksine 2026 Bütçesi yoksullaşmayı ve sefaleti daha da arttıracak bir bütçedir. İktidarın 2026 Bütçesi için kullandığı “İstikrar Bütçesi” ifadesinin tamamen gerçek dışıdır. Çünkü 2026 Bütçesi’yle sermayeden yana emeğin aleyhine, yandaşlardan yana doğanın aleyhine bütçe tercihlerinde, yani yanlışta ısrar etmektedir. Devasa savunma ve silahlanma harcamalarına, şirketlere garanti ödemelerine büyük bir kaynak ayırmaktadır. Sermaye lehine kimi vergilerden vazgeçmekte, kaynakları faize aktarmakta ve emekçilere, yurttaşlara vergiler yüklemektedir" dedi.
'ASGARİ ÜCRET 46 BİN LİRA OLMALI'
Bütçenin refahı artırmadığını söyleyen Şevin Aydemir, halkın sorunlarının daha da büyüyeceğini belirtti. Ekmek ve barış için bütçenin hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Şevin Aydemir, "Milyonlarca emeklinin maaşı yoksulluk sınırının yarısı olan 46 bin liraya yükseltilmelidir. Asgari ücret yoksulluk sınırının yarısı olan 46 bin lira yapılmalıdır. Ev emekçisi kadınların sağlık ve emeklilik primlerinin bütçeden ödenerek emekli olmalarını sağlanmalı. Tarım, temizlik, bakım, geri dönüşüm ve benzeri güvencesiz çalışan emekçilere sağlık ve güvence desteği sunmalı. Kademeli emeklilik sistemi getirilmeli, EYT mağdurlarının adil bir şekilde emekli olmaları sağlanmalı. Geliri olmayan/belli bir gelirin altındaki hanelere insan onuruna yaraşır bir yaşam için temel gelir sağlanmalıdır. İhtiyaç sınırına kadar elektriği, suyu ve doğalgazı, kömürü ve interneti parasız olarak sağlanmalıdır. Temel gıda ürünlerindeki KDV sıfırlanmalı. Yoksul ailelerin okul giderleri kamu tarafından karşılanmalı. Yoksul ailelere kira desteği sağlanmalı, belli gelirin altında olan ailelerin kiraları merkezi veya yerel yönetim bütçelerinden karşılanmalı. Yoksullardan başlayarak başta kadınlara ve engelliler olmak özere her haneden en az bir kişiye aylık asgari ücretin üçte ikisi tutarında her ay düzenli ödenecek şekilde ‘temel gelir güvencesi’ desteği verilmeli. Sağlık hizmetleri tüm yurttaşlarımız için kamusal, nitelikli, erişilebilir, anadilinde ve parasız sağlanmalı. Sağlık sektöründe özelleştirme ve piyasalaştırmaya son verilmeli, şehir hastaneleri kamulaştırılmalı" diye konuştu.
'BÜTÇEYİ KABUL ETMİYORUZ'
Ardından konuşan İbrahim Akın ise bütçenin halkın değil sarayın bütçesi olduğunu söyleyerek "Bütçenin önemli bir kısmı savaşa gidiyor. Özellikle savunma ve iç işleri bakanlığına büyük kaynaklar ayrılıyor ve biz bunu kabul etmiyoruz. Bu ülkede açlık sınırı belli. Asgari ücret yoksulluk sınırının yarısı olan 46 bin TL olmalı. Ülkenin 4 tarafından halkımız meclise gelecek ve bizde halkın taleplerini anlatmaya çalışacağız. Biz 40 günlük bütçe görüşme maratonunda hiç bir değişiklik yapılmadığını görüyoruz. Bütçe saraydan geldiği gibi geçti. Bu bütçeyi kabul etmiyoruz" şeklinde konuştu.
ANKARA
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Ankara İl Meclisi de Batıkent Metro Durağı önünde bir araya geldi. “Savaşa değil emeğe ve halka bütçe. Onurlu yaşama yetecek bir asgari ücret istiyoruz” pankartının açıldığı açıklamada, “İnsanca yaşamak istiyoruz”, “Savaşça değil emekçiye bütçe”, “Sermayeye değil emekçiye bütçe” sloganları atıldı.
Kitle adına açıklamayı yapan HDK Gençlik Meclisi üyesi Elif Aslan, iş cinayetlerine değinerek 2024’te iş cinayetlerinde yaşamını yitiren çocuk sayısının 74 iken daha 2025 yılı bitmeden sayının 85’e yükseldiği bilgisini verdi. Bu ölümlerin bir kısmının Merkezi Eğitim Sistemi’nde (MESEM) olduğuna dikkat çeken Elif Aslan, “Bir eğitim kurumunun birinci önceliği öğrencilerin can güvenliği olması gerekirken, MEB bunun yerine çocukları güvencesiz işgücüne dönüştürmektedir. Tüm bunlara rağmen, her yıl MESEM programlarında çalıştırılan ya da sigortasız işlere sürüklenen genç ve çocukların sayısı artmaktadır. Çocuklar ve gençler ya eğitim masraflarını karşılayabilmek için çalışmak zorunda kalmakta ya da geçinebilmek için eğitimden tamamen kopmaktadır” dedi.
'MİLYONLARIN YAŞAMINI TEHDİT EDİYOR’
Enflasyonu düşürme iddiasıyla yürütülen ekonomi politikalarının Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne rağmen değişmediğine tepki gösteren Elif Aslan, “Faiz giderlerinden sonra en büyük bütçe kaleminin savaş ve savunma sanayine ayrılması, savaş hazırlıklarının hız kesmeden devam ettiğini göstermektedir. Sermayeye ve faiz harcamalarına aktarılan kaynaklar rekor düzeylerde artırılmıştır. Doğa ile barışı esas alan ve geniş istihdam alanları yaratacak yatırımlar hayata geçirilmezken; adaletsiz vergi düzeni ve düşük ücret politikası nedeniyle işsizlik, yoksulluk ve geçim derdi büyük toplumsal kesimler için katlanılamaz hale gelmiştir. Açlık ve sefalet milyonların yaşamını tehdit eder düzeye ulaşmıştır” ifadelerini kullandı.
‘İKİ İŞÇİDEN BİRİ AÇLIK SINIRININ ALTINDA’
Ekonomik verilere bakıldığında Türkiye’nin en yüksek enflasyon sıralamasında hem Avrupa Birliği (AB) hem Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD ülkeleri arasında açık ara birinci sırada olduğunu ve işsiz sayısının 12 milyonu aşmış durumda olduğunu belirten Elif Aslan, “Ülkede son bir yılda dolar milyoneri sayısı %8 artarak rekor kırarken toplumun büyük kesimi yoksullaşmakta; barınma, beslenme, sağlık ve eğitim gibi temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale gelmektedir. Çalışan her iki işçiden biri açlık sınırının altında kalan asgari ücrete mahkûm edilmektedir. 16 milyon emeklinin yüzde 80’i açlık sınırının altında bir gelirle yaşamak zorundadır” şeklinde konuştu. Elif Aslan, aynı zamanda Türkiye’nin işsizlik, enflasyon, faiz, yolsuzluk ve iş cinayetlerinde dünya sıralamalarına girerken özgürlük, eşitlik ve toplumsal barışta 180 ülke içerisinde 118’inci sırada olduğunu vurguladı.
TALEPLER
Meclis’te görüşülen bütçeden toplanan her 100 lira verginin 20’sinin faize, 16’sının silahlanmaya, üç lirasının ise hazine garantili projelere ayrılırken yoksullukla mücadeleye dört lira, kadının güçlenmesine ise sadece altı kuruş ayrıldığını söyleyen Elif Aslan, 2026 yılı bütçesi için talepleri şu şekilde sıraladı:
“* Bütçe hakkımızın önündeki engellerin kaldırılmasını ve bütçenin halkın onayına sunulması
* Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılması
* Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hayata geçirilmesi
* Emeğe ve emekçilere dayatılan açlık, yoksulluk ve sömürü politikalarının son bulması
* İş cinayetlerinin engellenmesi için gerekli her türlü tedbirin alınması
* Asgari ücretin insanca yaşamaya yetecek bir seviyeye çıkarılması
* Savaş ve savunma sanayisine değil, toplumsal barışa, özgürlüğe ve adalete bütçe ayrılmasını talep ediyoruz.”
