HABER MERKEZİ - KNK Eşbaşkanı Ahmet Karamus, Abdullah Öcalan'ın Kürt sorununu çözecek kudrete sahip olduğunu vurgulayarak, iktidarın çözüme dair ciddi adımlar atması halinde silah bırakma noktasında herhangi bir sorunun yaşanmayacağını söyledi.
Kürt sorununun çözümüne dair başlayan tartışmalar, İmralı tecridi, Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırıları, kayyım atamaları, askeri operasyonlar ile gözaltı-tutuklamaların gölgesinde devam ediyor. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan, 22 Ocak'ta İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde ikinci kez PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüştü. Görüşme sonrası yapılan açıklamada, Abdullah Öcalan'ın sürece dair çalışmalarının devam ettiği açıklandı.
Abdullah Öcalan'ın çözüm çabalarına karşı Kuzey ve Doğu Suriye'de buluan Tişrîn Barajı çevresine dönük Türkiye saldırıları aralıksız bir şekilde devam ediyor. Özerk Yönetim, Türkiye'nin 8 Ocak’tan bu yana sürdürdüğü saldırılarda 41 yurttaşın hayatını kaybettiğini açıkladı. Saldırıların yanı sıra kayyım atamaları da hız kesmeden devam ediyor. En son 29 Ocak'ta DEM Parti yönetimindeki Sêrt Belediyesi'ne kayyım atandı.
Tüm bu yaşananlara karşı Kuzey ve Doğu Suriye yönetiminin birlik çalışmaları da devam ediyor. Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Genel Komutanı Mazlum Ebdî 16 Ocak'ta KDP Başkanı Mesud Barzanî ile görüştü. Sonrasında yapılan açıklamalarda da birlik çalışmaları için bir konferans çalışmasının yapıldığı duyuruldu.
Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Eşbaşkanı Ahmet Karamus, bölgede yaşanan son gelişmeler ile Kürt sorununun çözümüne dair tartışmaları Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirdi.
'EBDÎ İLE BARZANÎ GÖRÜŞMESİ OLUMLU'
Ebdî ile Barzanî arasındaki görüşmenin olumlu olduğunu söyleyen Ahmet Karamus, Kürt parti ve örgütlerinin tek ses olması gerektiğini savunduklarını söyledi. Karamus, "Ortadoğu'da yeni gelişmelere şahit oluyoruz, bu yüzden diyalog önemlidir. Siyasi partiler, her dört parça Kürdistan'ın çıkarlarını gözetmek zorunda. Bugün karşımıza çıkan fırsatlardan ve imkanlardan kaynaklı rehavete kapılmamalıyız" diye kaydetti.
"Önümüze çıkan fırsatları müzakere ve diyalogla, aynı zamanda içimizde yaşanan sorunların çözümü noktasında büyük önem taşıyor" diyen Karamus, "Yapılan müzakerelerden şu ana dek somut bir sonuç çıkmamıştır. Umudumuz ve isteğimiz bu görüşmelerden iyi bir sonuç çıkmasıdır. Bugün bütün dünya Rojava özelinde Kürtlerin varlıklarını ve kimliklerini koruyacağına inanıyor. Rojava'daki siyasi güçlerin ve özerk yönetim, ortak bir stratejiyle bölgede bulunan yetkili güçlere taleplerini sunmaları gerekiyor ki müzakere ve diyalog yoluyla siyasi bir çözüm elde edebilsinler. Sayın Ebdî ve Barzanî arasında gerçekleşen görüşme Kürt halkında umut, moral ve motivasyona neden olmuştur. Bu görüşmelerin devam edeceği noktasında umutluyuz" dedi.
'TÜRKİYE'NİN AMACI İŞGAL'
Karamus, Türkiye'deki bazı yetkililerin süreci bulandırmaya ve Kürtlerin statüsüne engel olmaya çalıştığına işaret etti. Karamus, "Bizler Türk hükümetinin yaptığı açıklamalarda herhangi bir samimi tutum göremiyoruz. Suriye'de BAAS rejiminin çöküşünden sonra Türk devleti Rojava'ya yönelik saldırılarını sürdürdü. BAAS rejiminin çöküşünden bugüne dek Türk devletinin Suriye'deki sorunların diyalog ve müzakerelerle çözümüne dair herhangi bir açıklaması olmamıştır. Saldırıları artırıyor ve genişletiyor" diye ifade etti.
Türkiye'nin Tişrîn'in yanı sıra Kobanê'den Rakka'ya bütün alanları "işgal etmek" istediğini söyleyen Karamus, "Tüm Rojava'yı işgal edip hakimiyeti altına almak istiyor. Kürtleri bir an önce tasfiye etmek istiyor. Siyasi, askeri ve diplomasi görüşmeleri ret ve inkar üzerinedir" dedi.
Türkiye'nin HTŞ ve Özerk Yönetim arasındaki diyaloga engel olmak istediğine dikkati çeken Karamus, "Rojava yönetimi 'Şam hükümeti ile görüşmelere hazırız. Sorunlarımızı diyalog yoluyla çözebiliriz' şeklinde tutum aldılar. Türkiye, tüm gücüyle HTŞ'yi, Kürtlerle yapılacak görüşmelerden uzak tutmaya çalışıyor. Kendisi nasıl Kürt varlığını inkar ediyorsa, HTŞ'nin de aynı şekilde tutum sergilemesini istiyor. Türkiye, kendi kontrolü altındaki güçlerle Suriye'de bir hükümet kurarak, Kürtlere karşı uyguladığı ırkçı, ret ve inkar politikalarını orada sistemleştirmek istiyor. Bu ne Kürt halkının çıkarlarına ne de orada yaşayan halkların çıkarlarına uygundur" diye konuştu.
'İKTİDARIN SOMUT PROJESİ YOK'
Karamus, Kuzey ve Doğu Suriye'de saldırılarını sürdüren Türkiye'nin içeride de Kürt sorununa dair bir yol haritasının olmadığını dile getirdi. Karamus, PKK Lideri Öcalan ile yapılan görüşmelere işaret ederek, "Sayın Öcalan, sorunların ne şekilde çözülebileceğini açık bir şekilde dile getirdi. Ama iktidarın bu konuda somut bir projesi yok. Yaptıkları açıklamalardan anlaşılacağı üzere amaçları tasfiye etmektir. Kürt halkını silahsızlaştırmak, Kürt varlığını, toplumunu, siyasi kurumlarını, askeri gücünü tasfiye etmek noktasında ısrarcıdırlar. Şüphesiz Kürt halkı görüşmelerden, diyalogdan yanadır. Devletin bu konudaki istekleri Kürt stratejisinden farklıdır. Türk devletinin Şam ve Irak hükümetiyle yaptığı görüşmelere baktığımızda bu sorunu barışçıl yöntemlerle çözmeyecekleri açıkça görülüyor. Ortadoğu'da konjonktürel dengelerin değişmiş olması Türk devletini ve yetkililerini korkutmuş olabilir. Çünkü savaş kapılarına dayandı. Kanaatimce Türk hükümeti sorunun çözümü noktasında bir paradoks içerisindedirler. Ne istediklerini kimse bilmiyor" ifadelerini kullandı.
'ÖCALAN ÇÖZECEK KUDRETE SAHİP'
AKP'nin çözüm için samimi ve somut adımlar atması gerektiğini ifade eden Karamus, "Yapılan görüşmelerin detayları tam olarak bilinmese de Sayın Öcalan'ın amacının her dört parça Kürdistan'da yaşayan Kürt halkının haklarını kabul ettirmek olduğunu iyi biliyoruz. Sayın Öcalan ile yapılan görüşmelerin sürmesi, avukatlarının gidip kendisiyle görüşmeler yapması gerekiyor. Böylece görüşmelerin resmiyeti farklı bir dereceye ulaşır. Sayın Öcalan'ın bu sorunu çözecek kudrete sahip olduğunu söyleybiliriz. Kürt hareketinin öncüsü olarak bu sorunu devletle oturup tartışabilir, yorumlayabilir ve müzakere ederek bir sonuca vardırabilir. Bütün Kürtler güçlü bir şekilde Sayın Abdullah Öcalan'ın arkasındadır. Sorunun çözümüne dair ciddi bir adım atılırsa silah bırakma noktasında herhangi bir sorunun yaşanacağını düşünmüyorum. Aynı durumlar Rojava için de tartışılıyor. Mazlum Ebdî'nin bu konudaki tutumu açıktır. Eğer Rojava'da Kürt sorunu çözülürse ve hukuki bir şekilde güvence altına alınırsa, garantörlerinin olduğu antlaşma ile bizler Suriye Ordusu'nun bir parçası olmaya hazırız diyor. Sorunun çözümü için bütün renklerimizle Sayın Abdullah Öcalan'ın çabalarına destek vermeli ve sahip çıkmalıyız" diye kaydetti.
'İKİNCİ LOZAN'A İZİN VERMEMELİYİZ'
Türkiye'nin tutumunun yaşanan sorunları derinleştirdiğini söyleyen Karamus, "Türkiye'nin bu tutumunu iyi anlamalı, kavramalı ve öyle hareket etmeliyiz. Türkiye'nin krize yol açan bu tavrını birçok alanda anında teşhir etmeliyiz. Türkiye, 21'inci yüzyılda kargaşaya neden oluyor. Bütün bölge üzerinde hakimiyet kurmak istiyor" dedi.
Karamus, şöyle devam etti: "Kürtlere çağrımız; örgütlenelim, gücümüzü birleştirelim. Zaman Kürtlerin zamanıdır. 21'inci yüzyılı Kürt sorununun çözüme ulaştığı bir yüzyıla çevirmeliyiz. İkinci bir Lozan'a fırsat tanımamız gerekiyor. Dünya tekrardan yeniden dizayn ediliyor. Kazanımlarımızı güçlendirmek tüm siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının sorumluluğundadır."
MA / Zeynep Durgut