Türkyılmaz: Öcalan özgür olmadan süreç olmaz, çözümün önündeki engel silah değil

img
ANKARA - Kürt sorununun çözümünün önündeki engelin "silah" olmadığını vurgulayan tarihçi Yektan Türkyılmaz, "Karşıda medeni bir muhatap yok. Öcalan özgür olmadan bir süreç olmaz. Bu işin ABC'si ev hapsi falan değil" dedi. 
 
Kürt sorununun çözümüne dair tartışmalar gündemdeki yerini koruyor. İmralı Adası'ndaki cezaevinde ağır tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan, 28 Aralık'ta DEM Parti heyetiyle yaptığı görüşmelerde, sorunun çözümü ve ülkenin demokratikleşmesi noktasında önemli mesajlar verdi. Kamuoyuna yansıyan 7 maddelik mesajda, tüm siyasi aktörlere "dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alın" çağrısı yer aldı. En önemli çözüm zemininin Meclis olduğuna vurgu yapılırken, Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirilmesi gerektiğinin altı çizildi. Mesajlar kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, DEM Parti heyeti de Abdullah Öcalan önerisi doğrultusunda AKP, CHP, MHP, DEVA, Gelecek Partisi, Yeniden Refah Partisi ve Saadet Partisi ile görüşmeler gerçekleştirdi. Görüşmelerin önümüzdeki günlerde de sürmesi ve sonrasında İmralı'da yeni bir görüşme gerçekleşmesi bekleniyor. 
 
Tarihçi ve Kültürel Antropolog Yektan Türkyılmaz, Kürt sorununun çözümüne dair tartışmalar ve Abdullah Öcalan'ın mesajlarına dair sorularımızı yanıtladı. 
 
* Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Kürt sorununa dair yaklaşım değişmedi. Yönetime gelen partiler, sorunu ya yok saydı ya da kabul ettikten kısa bir süre sonra tersi bir tutum aldı. AKP döneminde de durum değişmedi. Söyleşimize, sorunun varlığı ve yokluğu üzerinden yürütülen tartışmalarla başlamak istiyorum. Neler söylersiniz?
 
Gerçekten çok yerinde bir soru ve konuşmalara buradan başlamamız lazım. Çünkü bir şeyi çözmekten bahsediliyorsa bunun adını koymak çok önemli. Bahçeli de, Erdoğan da Kürt sorunun olmadığını iddia ediyor. Erdoğan, "Her şeyiniz var, bir sorununuz yok" diyor. Bahçeli ise, "Bir Kürt sorunu yoktur, PKK sorunu var" diyor. Bu ikisi aynı değil. Neden aynı değil? Bahçeli, tarihsel olarak Türkiye’deki siyasilerin bugüne kadarki yaklaşımlarından daha doğru bir yerde yaklaşıyor. Şu açıdan doğru yaklaşıyor; Türkiye’de bir Kürt aktörlüğü olmasaydı böyle bir sorun olmayacaktı. Bugün Türkiye’de Kürt sorununun olma sebebi, bunun aktörünün olması. 
 
 İlk olarak Kürt sorununun arkasındaki ‘sorun’dan kurtulmamız gerekiyor. İkinci olarak, meseleyi tekil kullanmaktan kurtulmamız gerekiyor. Çünkü artık meseleler var. 
 
Aslında burada ikinci bir şey daha konuşmamız lazım. O da burada bir sorun mu var, yoksa bi mesele mi? Bunun adını sorun olarak koyarsanız, bunun karşılığı çözüm olur. Mesele diye koyarsanız, meselenin idaresi ve yönetimi olur. İlk olarak Kürt sorununun arkasındaki ‘sorun’dan kurtulmamız gerekiyor. İkinci olarak ise, meseleyi tekil kullanmaktan kurtulmamız gerekiyor. Çünkü artık meseleler var. 
 
Biraz açar mısınız? Ne tür meseleler? 
 
1990’lı yıllarda Kürt sorunu dendiği zaman Güney (Federe Kürdistan Bölgesi) konuşulurdu. Bir de Kuzey’in sorunları konuşulurdu. Rojava (Kuzey ve Doğu Suriye) falan yoktu. Siyasi bir mesele halinde değildi. Türkiye’ye baktığımızda ise en az iki tane Kürt meselesi var. Kürdistan illerindeki Kürtlerin karşı karşıya olduğu meseleler, beklentiler. Bir de metropollerde olan Kürtlerin beklentileri. İkisi birebir aynı değil. Ayrıca artık kocaman bir aktörlük de meselenin içine girdi. Bu da nedir? Rojava. Artık Kuzey ve Güney olarak ayırt edemiyoruz. Çoklu aktörler var. Çok aktörlü çok meseleler olduğu için, çok muhatabı da var. Örneğin Rojava için temel mesele artık Şam. Türkiye’nin saldırıları, tehditleri mutlaka gözardı edilmez ama artık Şam ile yapılacak müzakereler başat olmaya başladı. Onun muhatabı, artık bizim muhatabımız ile birebir aynı değil.
 
 İktidar, çözümü "silah bırakmaya" indirgeyen bir noktada yaklaşıyor. Dünyada tüm çatışmalı süreçlerde "silah bırakma" konusu sonda konuşulur. Ancak burada ilk şart olarak öne sürülüyor. Bu yaklaşımla sorun çözülür mü?  
 
Kürt meselesi bir ulusal meseledir. Etnik, kültürel ve siyasi bir meseledir. Sınırlar ile karışmış, göçler ile karışmış, siyasi felaketler, katliamlarla, trajediler ile kangrenleşmiş koskoca bir meseledir. Gelelim silah meselesine; Türkiye’de artık eskisi gibi bir çatışma süreci yok. Aslında Kuzey’deki sorun esas itibariyle artık bir silah sorunu değil. Bakın belediye başkanı seçiyorsunuz yerine kayyım atanıyor. Buradaki sorun neyden kaynaklanıyor biliyor musunuz? Kürt hareketinin bu rejimin çizgisine gelmemesinden kaynaklanıyor. Kürtlerin baskı görmesinin sebebi dağlarında gerillaların gezmesinden kaynaklanmıyor. Neredeyse 10 yıldır fiili bir çatışmasızlık var. Çatışmalar olmuyor mu? Oluyor. Ama başka gruplarla da karşılaştırırsanız onların da bu kadar oluyor. 
 
 
Çözümün önündeki engel silah değildir. Ancak Erdoğan Kürt sorununun çözümsüzlüğünün kar ettiğini düşünüyor. Hem siyasi açıdan hem diplomatik açıdan hem de bölgesel açından kazandırdığını düşünüyor. 
 
İkinci bir şey daha var. Bütün bu tartışmalarda bir engel. Erdoğan, Kürt sorununun çözümsüzlüğünün kar ettiğini düşünüyor. Hem siyasi açıdan hem diplomatik açıdan hem de bölgesel açından kazandırdığını düşünüyor. Sizin Irak’ta askerinizin ne işi var kardeşim? Suriye’nin bazı kentlerini niçin işgal ettiniz? Yani Kürt sorunu kriminalize edilerek Ortadoğu’daki yayılmacılık bir araç olarak kullanıyor. Bu mesele nedeniyle Türkiye, İsveç’ten milletvekilinin iadesini istedi. Bu meseleyi kullanarak istedi. Son tahlilde çözümün önündeki engel silah değildir. Kandil ile ilgili bir meseleniz var ise hal edin. Ama bu hal içinde bunun tek yanlı olması düşünülemez. Örneğin Güney Kürdistan’da Türkiye’nin askeri varlığının ne anlamı var?
 
Bir tarafta sorunun çözümünü "silah bırakmaya" indirgeyen bir iktidar, diğer yandan meselenin demokratik zeminde çözümünü isteyen Abdullah Öcalan var. Son görüşme sonrası açıklanan 7 maddede de çözüme ve demokratikleşmeye vurgu yapıldı... 
 
Abdullah Öcalan’ın çizgisinde bir değişiklik yok. Abdullah Öcalan, 1993’te ne diyorsa aşağı yukarı aynı şeyi söylüyor. Öcalan’ın bir kitabı var. "Bir Muhatap Arıyorum" kitabı. İçeriğine girmeden sadece isimden devam edeyim. Kürtlerin bir talihsizliği var. Kürtlerin karşısında medeni bir muhatap yok. Geçen süreç nasıl yerle yeksan oldu? Erdoğan, günlük siyasi tabloya bakıyor ve buna göre hareket ediyor. Kârına olmadığını düşündüğü zaman kıvırıp çöpe atıyor. Böyle oldu, oluyor. Karşıda medeni bir muhatap yok. Ne demek bu? İlk başta niyet konusunda şüphe olmamalı. İkinci olarak usul konusu şeffaf olmalı ve yanıltmaca olmamalı.
 
Kamuoyuna yansıyan 7 maddelik mesajı nasıl değerlendirdiniz? 
 
 
Öcalan, bir tek Kürtler için değil, Ortadoğu için de çok önemli bir lider. Abdullah Öcalan, sonuçtan çok süreci önemseyen bir lider. Ama bunun muhatabı kim? Türkiye'de bunun bir muhatabı yok. Şüpheli.  
 
Öcalan çok önemli bir siyasi lider. Öncelikle bunun altını çizmek lazım. Bir tek Kürtler için değil, Ortadoğu için de çok önemli bir lider. Bugün Rojava’yı konuştuğumuzda bir tek Kürtleri konuşmuyoruz ki. Nüfusunun yarısı bile Kürt değil ve 10 yıldan fazladır yönetiyor. Bu süre zarfında Suriye’nin en önemli bölgeleri olmaya devam ettiler. Bu büyük bir başarı. Bu zorla, şiddetle yapılacak bir şey değil. Dolasıyla Abdullah Öcalan önemli bir siyasi figür. Abdullah Öcalan sonuçtan çok, süreci önemseyen bir lider. Sürecin kendisini önemsiyor ama bunun muhatabı kim? Bu süreç ne zaman kıymetli olur? Bir muhatabı olduğu zaman. Türkiye’de bunun bir muhatabı yok. Şüpheli. Bu sürece nasıl bakıyorlar? Bence burada bir fırsat görüyorlar. Kürt meselesini araçsalaştırmak istiyorlar. Bu durum bu meseleyi hep deşer.
 
Abdullah Öcalan, "Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim" diyor. Öcalan burada neye işaret ediyor? 
 
Sürekli bir devlet aklına işaret ediliyor. Son iki yüzyılda Türkiye’de eşit yurttaşlık mücadelesi veren tek grup Kürtler değildir. Devlet aklı dediğinde; derin akıl, tarihsel akıl demiş oluyorsunuz. Eğer böyle bir akıl varsa bile, bu akıl iyi bir akıl değil. O akıl bugüne kadar hiçbir soruna çözüm merkezli yaklaşmadı. Yok etme, tasfiye etme merkezli yaklaşmıştır. Ancak bugün farklı olamaz diyemeyiz. Ama çıkıp açık açık şunu söylemeniz lazım; şu şu sebeplerden dolayı farklı olacak. Bunu demek zorundasınız. Ben bu sebepleri göremiyorum. 
 
Yeni süreç tartışmalarında öne çıkan başlıklardan birisi de toplumsal rıza. Hangi adımların atılması ya da sürece nasıl yaklaşılması halinde bu "rıza" oluşur?  
 
 
İki milletvekiliyle gülümsemeniz insanların gönlünü almıyor. İnsanlar Tişrîn Barajı'nın etrafında ne olduğunu gün be gün takip ediyor. Kürtler herhangi bir statü sahibi olmasın diye elinizdeki olanakları kullandığınızı takip ediyor. 
 
Toplumun ilgisine bakmak lazım. "Anayasayı değiştirdik", "Anayasada Türk'ü kaldırdık, Türkiyeli dedik"... Bunlar bence çok böyle heyecan yaratacak bir şey değil. Veyahut işte "ilkokullardaki bilmem ders saatini şöyle yaptık. Anadilde eğitimi bu kadar, böyle yaptık"... Türkiye Kürtleri, Kuzey Kürtleri, buna bakmıyorlar. Kuzey Kürtlerin gözü, kulağı nerede? Bence Rojava’da. Dolayısıyla şimdi sizin iki tane milletvekiliyle gülümsemeniz, iyi pozlar vermeniz insanların gönlünü almıyor. Çünkü insanlar Tişrin Barajı’nın etrafında ne olduğunu gün be gün takip ediyor. Sizin HTŞ'ye nasıl neleri salık verdiğinizi gün be gün takip ediyorlar. Sizin SMO ile neler yapmaya çalıştığınızı gün be gün takip ediyorlar. Sizin Kürtler herhangi bir statü sahibi olmasın diye elinizdeki bütün diplomatik, askeri olanakları kullandığınızı takip diyorlar. Sizin F-16’larınızı takip ediyorlar. Dolayısıyla bu siyasi çizgi sürdüğü sürece bir karşılığı olmaz. Ayrıca yaşanan sürecin bir adı da yok.
 
Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırılar sürerken çözümden bahsedilebilir mi? 
 
Paradigmatik bir değişikliğe ihtiyaç var. Sürekli Kandil'e parmak çeviriyorlar. Çünkü işlerine öyle geliyor. Ama bence Rojava'yı daha büyük bir tehdit görüyorlar. Türkiye, Rojava'yı niye tehdit görüyor? Rojava'dan Türkiye'ye yönelik bir saldırı mı olmuş? O kadar Rojava'ya yönelik saldırılar oldu ki Türkiye'den. Yani onun karşılığında yapılanlara bakarsanız hiçbir şey. Normal şartlarda savaş çıkar. Neden çekiniyorlar? Çünkü Rojava'daki Kürtlerin statüsü olursa siz Nusaybin'deki Kürt'ü bu koşulda tutamazsınız artık. Rojava'daki Kürtlerin statüsü olursa, Kobanê'dekiler kendi kentleriyle ilgili kararları kendileri verirlerse, siz Suruç'takileri Ankara'ya bakar durumda tutamazsınız. Kürt'ün kendi kendisine karar vermesine sizin ne kadar tahammülünüz var? Şimdi burada bu ölçülüyor. Bugünkü rejim, Suriye'ye baktığında ne görüyor biliyor musunuz? Suriye'ye geleceğini nakşedeceği bir toprak parçası görüyor. Yani Türkiye'yi yarın nasıl görmek istiyorlardıysa onu inşa edecekleri bir alan olarak görüyor. Bir kolonyal fırsat olarak görüyor.
 
Türkiye, Kuzey ve Doğu Suriye'nin statüsünü kabul etmez mi?
 
Statüsünü kabul etmeye mecbur kalacaktır.
 
Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz? 
 
Esas itibariyle burada iki şey söylemek durumundayım; bir bölgesel dengeler, ikincisi ise SDG yönetiminin kendi gücü. Bölgesel dengeler buna izin vermiyor. İşgal etmeye çok yeltendi. 8 Aralık sonrası ilk haftada ortaya çıkan görüntü bu yöndeydi. Ankara'da büyük bir hareketlilik oldu, sınıra yığınak yapıldı ama gerçekleşmedi. Bunun gerçekleşmemesinin birinci sebebi, jeopolitika olduğunu, diplomatik dengeler olduğunu düşünüyorum. Özellikle de Amerika'nın engellemesi olduğunu düşünüyorum. Ayrıca İsrail'in diplomatik baskısının olduğunu düşünüyorum. Burada Almanya ve Fransız Dışişleri Bakanlığı'nın ortak açıklaması çok çarpıcı oldu. Dolayısıyla burada siz şunu demeniz gerekiyor; Türkiye'nin Rojava’ya bakışının değişmesi için Türkiye'nin kendisine bakışının değişmesi lazım.
 
 
 Rojava, Suriye'deki en makul siyasi aktörlerin başında geliyor. Türkiye, çözüm istiyorsa Rojava'yı ortadan kaldırmaya değil, ancak örnek almaya yönelebilir. 
 
Rojava’ya ister Amerika'dan ister Paris'ten ister Tel Aviv'den ister Tahran'dan bakın. Ankara dışında nereden bakarsanız bakın, Suriye'deki en makul siyasi aktörlerin başında Rojava’nın geldiğini görüyorsunuz. 8 Aralık'tan bu yana gelen açıklamalara bakın. Bu açıklamaların bir tanesinin ortamı provoke edici olduğunu düşünebilir misiniz? Gerginlik yaratmaya yönelik olduğunu düşünebilir misiniz? Düşünmemiz mümkün değil. Bugün SDG veyahut da bölgesel özerk yönetim bir olgunluğa gelmiş durumda. Bunu belki askeri olgunluğa indirmenin yanlış olduğunu düşünüyorum. O da var. O da önemsiz değil, ama esas itibariyle idari bir olgunluğa gelmiş durumda. Siyasi bir olgunluğa gelmiş durumda.
 
Rojava yönetimi açısından sadece Kürtleri yönetmek dünyanın en kolay şeyi olabilirdi. Yönetim sadece Kürtleri yönetmiyor. Ayrıca bir tek Kürtler tarafından kurulmuş bir yönetim de değil. Türkiye, çözüm istiyorsa Rojava'yı ortadan kaldırmaya değil, ancak örnek almaya yönelebilir. 
 
Abdullah Öcalan’ın mesajlarına dönecek olursak; Meclis vurgusu vardı. Meclis sorunun çözümünde nasıl bir rol alabilir?
 
Türkiye çok şanslı. Çünkü karşı tarafı temsilen Kürt hareketi var. Öcalan özgür olmadan böyle bir süreç olamaz. Emsali yok. Siz şimdi birinin elini kolunu kelepçeliyorsunuz sonra da gel bu sorunu çözelim diyorsunuz. 
 
Türkiye’de Meclis mi var? Türkiye’de başkanlık sistemi var ve Meclis’i bypas etmek üzerine kurulmuş bir sistem. Meclis varken Meclis’e getirmeyenler, dudağının arasındaki laf ile süreci yere atan, parça parça eden kişi hala ortada yoksa nasıl olacak? Türkiye’de bir meseleyi hal etmek isteyen için olanak çok. Bir de Türkiye çok şanslı. Çünkü karşı tarafı temsilen Kürt hareketi var. Talepleri açısından Kürt hareketi dünya örneklerine baktığın zaman en minimalize hareket diyebiliriz. Türk kamuoyunun razısı diye bir şey de yok. ‘Asalım’ diyorsunuz alkışlıyorlar, ‘Çözelim’ diyorsunuz alkışlıyor. Derdiniz çözmek olsa bununla uğraştırmazlar bile. Şunu bunu araçsallaştırmadan çok basit; bu işin muhatapları bir an önce özgür olmalı. O gün ne yemek yediğine sizin karar verdiğiniz insan ile çözüm olur mu?
 
 Kastınız Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü mü? 
 
Öcalan özgür olmadan böyle bir süreç olamaz. Emsali yok. Siz şimdi birinin elini kolunu kelepçeliyorsunuz sonra da gel bu sorunu çözelim diyorsunuz. Bu işin ABC’si ev hapsi falan değil. Bir de Öcalan’ı aktör olarak görmek durumundalar. Öcalan çok önemli bir aktör. Diğer aktörler ile de görüşmek zorundalar. SDG ile görüşmek istiyorlarsa bunu ayrıca yapmak durumundalar.
 
DEM Parti'nin çözüm noktasındaki rolüne dair neler söylersiniz? 
 
Geçmiş süreçte çok önemli dersler çıkarmalılar. DEM Parti, aracı, postacı, kolaylaştırıcı değil, taraf olduğu bir süreç olmalı. DEM Parti, aracı değildir, ulak değildir. DEM Parti, taraftır. DEM Parti, görüşmek istiyorsa görüşür. DEM Parti’yi SDG ile görüştürmeyi düşünüyorlar. Kandil ile daha önce görüştürdüler. Yine yapabilirsiniz ama çözmek isteyen bütün bunları aynı çuvala atmaz. Çünkü bunlar birbirinden farklı meseleler. DEM Parti tabanı, rejime karşı en net tavrı ortaya koyabilen tabandır.
 
DEM Parti İmralı Heyeti, Meclis'te temsili bulunan partilerle görüştü. Siyasi temasların sürece katkısı nasıl olur? 
 
Siyasi temasın zararı olmaz. Ama bu sembolik temaslardan geçmeli. Bir de bu sorunu acil ve kati bir şekilde çözelim diyorlar. Çözelim de içinde tehdit var. Örneğin, “Ya silahları bırakırsınız ya da biz sizi gömeriz” diyorlar. Evrensel, medeni bir muhatap arıyoruz. Evrensel, medeni yollar ile çözmek istiyoruz. Onların nasıl olduğu belli.
 
Son yerel seçimlerde birinci parti olan CHP'nin tutumu dikkat çekici. Süreci destekleyip desteklememek arasında gidip geliyor. Katılır mısınız? 
 
 
CHP, 1989’un gerisindeler. SHP raporundan daha gerideler. Kendilerinin bir çözüm önerisi yok. Başkalarının önerileri konusunda yorum yapıyorlar. Bu çok acıklı bir durum. Bugün Özel’in bir alternatif proje koyması lazım. 
 
Gözden kaçırmamız gereken bir şey; 31 Mart’tan ortaya çıkan fırsatın çarçur edilmesi. Bir yandan "normalleşme", bir yandan 1 Ekim ile başlayan karmaşık hava, Türkiye’de daha geniş bir ittifakın olmasını berhava etti. CHP açısından çok açıklı bir durum var. Çünkü sürekli kurucu parti olduğunu söylüyor. ‘Türkiye’yi ve Cumhuriyeti kurduk' diyorlar. Ancak bütün meselelerde seyirci durumdalar. CHP, 1989’un gerisindeler. SHP raporundan daha gerideler. Kendilerinin bir çözüm önerisi yok. Başkalarının önerileri konusunda yorum yapıyorlar. Bu çok acıklı bir durum. Bu gün Ekrem İmamoğlu ya da Özel’in bir alternatif proje koymaları lazım. CHP bu işin olmayacağını düşünüyor ve bu tartışmalar bittikten sonra tepkileri toplamayı hedefliyor. Kürtler arasındaki tepkileri toplamayı düşünüyor. Çıkarını, iktidarını düşünüyor. Bu riskli bir şeydir. Erdoğan nasıl saklanıyor? Herkes görüyor ama kimse söylemiyor. Erdoğan’ın olmadığı bir çözüm olur mu? Erdoğan’sız çözüm çözümsüzlüktür.
                    
 Medyanın süreci ele alış şeklini nasıl yorumluyorsunuz? 
 
Rejim medyasına dair bir şey söylemeyeceğim, zaten herkes biliyor. Oranın ne şekilde işlendiği biliniyor. Acıklı olan ise; Halk TV, KRT TV ve CHP’ye yakın kesim ve medya, 90’larda Kürtlere yönelik savaşta aktör olanları yorumcu diye çıkarıp duruyor. Gerçek bir çözüm yerine onları ekrana koyuyor. İnkar, katliam projelerini övenleri ekrana koyuyorlar. Bu çok korkunç bir durum. Kürtlere çok büyük zararları olacağından değil, kendileri bir aynaya baksınlar. Bu yaptıklarının kendilerine zararlarına baksınlar. En büyük zararı kendilerine verdiklerini görecekler.
 
MA / Mehmet Aslan

Diğer başlıklar

23:31 MİT Başkanı İbrahim Kalın Hewlêr'i ziyaret etti
23:23 'Jin, jiyan, azadî' diyen yönetmen yeniden gözaltında
23:07 Tetwan'da binler festival konserinde buluştu
22:48 Gözaltına alınan 23 öğretmen serbest bırakıldı
22:15 Amed, Agirî ve Êlih'te halk buluşmaları: Devlet şeffaf davranmalı, adım atmalı
21:43 Çiğdem Doğu: Kürt halkı kendi kendini yönetmeli
Ayten Dêrsim: Her mahallenin komünü olmalı
21:34 Emekçiler 'Kayıma karşı ne yapmalı' sorusunu tartıştı
20:52 Torun: Meclis sürecin yasal düzenlemelerini bir an önce hayata geçirsin
20:28 Mêrdîn'de Demokratik Toplum bulaşmalarının startı verildi
20:17 Kadınlar, kadın katliamlarına karşı yürüdü
20:00 Hindistan'da fabrikasında patlama: En az 36 işçi yaşamını yitirdi
19:55 Orman yangıları nedeniyle 50 binden fazla kişi tahliye edildi
19:41 Amed'de bir kadın katledildi
19:26 KESK İzmir Şubeler Platformu'ndan gözaltı protestosu
19:13 Bakırhan, Avrupa'dan gelen heyetle bir araya geldi
18:45 İHD: Yangına müdahaledeki gecikme yaşamı tehdit ediyor
18:29 Seferihisar'da yangın: Başkandan yardım çağrısı
18:12 Kayyım protestolarında 5 tahliye
17:53 Özel'den 'Leman' açıklaması: Saygısızlığa da linçe de izin vermem
17:35 Sekasur'da başlatılan çadır nöbeti devam ediyor
17:21 Öğretmenler yürüyüşünde 23 gözaltı
17:05 HDK'den Leman açıklaması: İfade özgürlüğünü savunacağız
16:49 Erdoğan: Mizah kisvesiyle yapılan açık bir kışkırtmadır
16:24 Reşat Aşan ilk duruşmada tahliye edildi
16:24 Petrolün içme suyuna karıştığı köyde inceleme yapıldı
16:23 İzmir’deki gözaltılara tepki
16:18 DEM Parti komisyon taslağını Kurtulmuş’a sundu - YENİLENDİ
16:14 İzmir'de 10 bin hektar alan yandı
15:45 İran’da altı ayda 424 kişi idam edildi
15:21 DEM Parti’nin komisyon için sunacağı taslağın detayları
15:06 Beyoğlu’nda provakatif buluşma
15:01 İHD Ankara Gençlik Komisyonu kuruldu
14:47 CHP kurultayı davasında ‘görevsizlik’ kararı kaldırıldı
14:45 Tarım Orkam-Sen TİS taleplerini açıkladı
14:37 Emekliler TÜİK’e yürüdü: Artık yeter
14:33 Nimet Tanrıkulu’nun davası eksik hususlar gerekçesiyle ertelendi
14:20 Tülay Hatimoğulları’ndan TESK’e ziyaret
14:18 Avrupa’dan gelen heyetten DEM Parti'ye ziyaret
14:01 IFJ: Hong Kong’da basın özgürlüğündeki sorunlar sürüyor
13:54 Dumlu Cezaevi'ndeki tutsaklara soruşturma
13:52 Leman dergisine erişim engeli
13:48 Leman dergisi çalışanlarının emniyetteki ifadeleri tamamlandı
13:47 Gemlik’te 3.0 şiddetinde üçüncü deprem
13:41 Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nde kritik hafta
13:24 İran: ABD güvence vermezse müzakere yok
13:21 İstanbul'un enflasyonu belli oldu
13:17 Erxenî’de şüpheli ölüm
13:11 Gemlik'te 4.2 büyüklüğünde deprem
13:08 İmamoğlu: Bu ülke kumpaslarla uyanmak zorunda değil
13:08 31 yılın ardından ‘Herne Pêş’ marşıyla karşılandı
13:06 DAD'tan Madımak açıklaması: Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulsun
12:50 Bakırhan: Komisyon kurulsun, demokratikleşme adımları atılsın
12:30 Avrupa’dan gelen heyetten Öcalan ile görüşmek için dilekçe
12:20 Bakan Yumaklı’dan yangınlara dair açıklama
12:04 Gemlik'te deprem
11:28 Bahçeli LeMan Dergisi’ni hedef aldı
11:19 Hatay’da yangın yayılıyor: 27 uçak, 105 helikopter nerede?
11:18 AB’nin dönem başkanlığı Danimarka'ya geçti
11:17 Elkê'de 3 bölgeye girişlere yasak
11:17 DEM Parti: Muhalefeti bastırmaya yönelik her yaklaşımın karşısındayız
10:58 Fotoğraf yarışmasında dereceye girenlerin ödülleri verilmedi
10:53 ABD, Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırdı
10:52 Beyoğlu'nda gösteri ve yürüyüşler bir gün yasak
10:51 İstanbul'un 24 ilçesinde 8 saatlik elektrik kesintisi
10:49 Türkdoğan: Komisyon kurulursa siyasi ve hukuki zeminin önü açılacak
10:34 IHRNGO: Yeni yasa casusluk suçlamalarıyla idam riskini arttırıyor
10:13 Manisa'nın 3 ilçesinde orman yangını
09:40 İzmir'deki orman yangını 3'üncü gününde
09:25 Bayındır: Küresel gelişmeler Ulusal Kongre'yi zorunlu kılıyor
09:22 Gimgim’de kadınlar kültür, doğa ve özgürlük için buluştu
09:13 Feride Eralp: Kadınların özgür olduğu bir barış için çalışalım
09:12 Antakya'da yangın sürüyor
09:11 Tutsakların turşusuna 'stok' gerekçesiyle el konuldu
09:10 Hesandîn'de ÇED'siz faaliyet: Geri dönüşü zor tahribat uyarısı
09:08 Fatma Bostan Ünsal: Söylem dışında siyasi ve hukuki adımlar atılmalı
09:07 Riha'da çocuğa tecavüz davasının duruşması görülecek
09:06 Baro başkanları: TBB yasa izleme ve gözlem heyetleri kurmalı
09:05 Rozerin Çukur’un ailesinden AYM’ye tepki: Adaleti bulamadık
09:05 Seferi Yılmaz: Savaş rantçılarına karşı herkes barış için çalışmalı
09:02 Yazar Taç: Sürece sıkı sıkıya tutunalım
09:00 01 TEMMUZ 2025 GÜNDEMİ
07:45 İzmir'de CHP'lilere operasyon: Tunç Soyer gözaltına alındı
00:23 Tetwan festivali: Biz kadınlar sürece hazırız
30/06/2025
23:56 LeMan'ın Beyoğlu'ndaki binasına saldırı
23:43 LeMan: Sürülen lekeyi kabul etmiyoruz
23:23 Amed’de Demokatik Toplum Buluşmaları: Daha çok örgütlenmeliyiz
22:36 Agirî’de Demokratik Toplum Bulaşmaları sürüyor
22:29 Trump, Suriye'ye yaptırımların hafifletilmesine ilişkin kararname imzalayacak
22:23 Leman dergisine 'karikatür' soruşturması
22:18 Hasta tutsak Ayık için çağrı: Sağlık hakkına erişimi sağlansın
22:07 Kadın festivali Xecê ve Beser Şahin konseriyle sona erdi
21:39 ‘Nemrut Krater Gölü ve Kalderası tehdit altında’
21:36 Riha’da gerçekleştirilecek 250 halk buluşmasının startı verildi
21:31 Leyla Dolaş'ı katleden fail tutuklandı
21:26 Tülay Hatimoğulları'ndan Hatay'daki yangın için çağrı: Halk, kaderine terk edilmesin
21:16 Kadınlar uyuşturucuya karşı yürüdü
21:10 Aydın ve sanatçılar barışı konuştu: Herkes süreci sahiplenmeli
20:50 Erdoğan: Son hadiseler sürecin stratejik bir adım olduğunu teyit etmiştir
20:17 Antakya'da yangın sürüyor: 500 kişi tahliye edildi
19:53 Colemêrg'te 4.4 büyüklüğünde deprem
19:33 Mêrdîn'de Zeynep Kınacı ve Sema Yüce anması
19:00 DEM Parti Amed Gençlik Meclisi'nden çalıştaya davet
18:56 Barış Anneleri’nden TUAY-DER’e ziyaret: Barışa çok yakınız
18:51 Petrol içme suyuna karıştı, kadınlar valiliğin önünde toplandı
18:30 İstanbul'da 3 kişi tutuklandı
17:57 AFAD: Yangın mağdurlarına 162 bin lira destek verilecek
17:36 İstanbul için kuvvetli rüzgar uyarısı
17:32 Türk-İş: Açlık sınırı 26 bin 115 lira
17:29 Şirnex’te 'İklim ve Kıyı Kanunu’na tepki
17:07 Almanya'da enflasyon yüzde 2'ye düştü
16:32 Amed Ekoloji Meclisi'nden bildirge: Komünlerle doğayı savunalım
16:29 Temelli: Hukuki altyapı ve güvence sağlanmalı
16:20 Emekliler için araştırma önergesi
15:47 Kadınlar 'Jineoloji Atölyesi'nde bir araya geldi
15:38 Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi 8 Temmuz’da Ankara’ya çağırıyor
14:50 Bodrum'da yangın
14:40 Şirin Ebadi: Evin Cezaevi’nde tutsaklara yönelik işkence arttı
14:17 2 kişinin hayatını kaybettiği olayda barış sağlandı
14:06 Kadın festivali ikinci gününde
14:03 'Hayata Dönüş Operasyonu' davasında karar çıkmadı
14:01 Barolardan 'zeytinlik yasasına' karşı mücadele çağrısı
14:00 Berivan Araz'ın taziyesine kitlesel ziyaret
13:58 Özgür Özel'den Saraçhane çağrısı
13:56 Kadın tutsaklara ‘Newroz kutlaması’ cezası
13:43 Kerim Boran cezaevinden çıktı
13:24 Antakya'da yangın yerleşim yerine ulaştı
12:48 CHP’den ilk açıklama: Partimizi teslim etmeyiz
12:00 CHP'nin kurultay davasında ‘görevsizlik kararına itiraz’ süreci beklenecek
11:37 Semsûr'da bir kadın katledildi
11:32 TÜİK’e göre işsiz sayısı 2 milyon 972 bin
11:30 DEM Parti ‘ara zam’ talebiyle İstanbul’da sahaya indi
11:21 Anneler: Birlik sağlanmalı
10:00 Abdullah Öcalan ile görüşmek isteyen isimler Türkiye'ye geliyor
09:53 Xêro Abbas: Sanatçılar sürece omuz vermeli
09:32 De Conca: Çözüm Öcalan’ın manifestolarında
09:30 3 kentte yangınlar kontrol altına alındı
09:03 DEM Parti İstanbul eşbaşkanı: Süreci demokratik zemine çekme görevi bize düşüyor
09:02 Şiddet uygulayıp tehdit ettiler: Burası Guantanamo
09:02 Mersin’deki sivil toplum örgütlerinden iktidara 'adım at' çağrısı
09:01 İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin üzerinden 4 yıl geçti: Vazgeçmeyeceğiz
09:00 30 HAZİRAN 2025 GÜNDEMİ
08:55 İzmir'de yangınlar 2'nci gününde: 10 mahalle boşaltıldı
08:16 Hasta tutsak Boran'ın cezası kaldırıldı
08:03 Omerya'daki yangın kontrol altına alındı
00:15 Tozan Alkan, Alevi deyişlerinden oluşan yeni bir albüm hazırladı
29/06/2025
23:47 Türkiye, Kurojaro ve Metina'yı bombaladı
23:24 Erdîş’teki şenlik alanından Abdullah Öcalan’a selam
23:08 İzmir ve Manisa'da yangın: 1 tutuklama 1 gözaltı
22:13 Özgür Özel'den kurultay davasına ilişkin açıklama
22:03 İstanbul’da halk buluşmalarına yoğun katılım