8 soruda Abdullah Öcalan’ın 'umut hakkı'

img

İSTANBUL - AİHM’in Abdullah Öcalan’ın "umut hakkı"na dair verdiği ve Türkiye'nin 10 yıldır herhangi bir adım atmadığı ihlal kararına dair merak edilenleri 8 soruda derledik.  

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 25 yılı aşkın bir süredir tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 42 aydır haber alınamıyor. Aile ve avukat görüş hakkı “disiplin cezaları” ileri sürülüp engellenirken, telefon gibi iletişim hakları da askıya alınmış durumda. Abdullah Öcalan’a uygulanan mutlak tecrit ve haber alınamama haline karşı geçmişten bu yana iç hukuk yollarının yanı sıra uluslararası hukuk ve kuruluşlara da girişimlerde bulunuldu. Bu konuda farklı tarihlerde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT)  ve Birleşmiş Milletler’in (BM) çeşitli birimlerine başvurular yapıldı.
 
Söz konusu başvuruların sonuncusu sivil toplum örgütleri tarafından Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne yapılan bildirim oldu. Bildirim sonrası AİHM’in kararlarının yerine getirilip getirilmediğini denetleyen Bakanlar Komitesi, 3 yıl aradan sonra 17-19 Eylül tarihleri arasında AİHM’in 2014 yılında Abdullah Öcalan'ın şartlı salıverilme hakkında sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesine (umut hakkı) dair verdiği "ihlal" kararını görüşecek.
 
Bu gelişmeyle beraber bir kez daha gündeme gelen “umut hakkı”nın kapsamı, Türkiye mevzuatındaki yerini ve komite kararına karşı Türkiye’nin gerekli adımları atmaması halinde karşılaşacağı yaptırımları 8 soruda derledik.
 
Türkiye’de, şartlı salıverilme hakkına sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilen PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın mevcut koşulları üzerinden öne çıkan “umut hakkı” kavramı nedir?
 
 
‘Umut hakkı’, ömür boyu hapis cezasına karşılık mahpusun belli bir süreden sonra toplumla yeniden buluşmasını sağlamak için öne çıkan bir haktır. Öngörülebilir bir infaz biçimi getirerek, kişinin yeniden özgürlüğüne kavuşma umudunu korumasını sağlar.
 
Eski Ceza Yasası’na göre verilen idam cezalarının yeni yasal düzenlemelere göre uyarlanması sonucunda verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları ile 3713 sayılı yasa ve 5237 sayılı yasanın 302. maddesi kapsamında mahkemelerce verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının infaz biçimi, mevzuatta ömür boyu yani ölünceye kadar şeklinde düzenlenmiştir. Bu cezaların istisnası yoktur. Fakat ‘umut hakkı’, bu ömür boyu hapis cezasına karşılık mahpusun belli bir süreden sonra toplumla yeniden buluşmasını sağlamak için öne çıkan bir haktır. Bu hakka sahip olan kişi belirli bir infaz süresinden sonra durumunun yeniden gözden geçirileceğini, bu gözden geçirmenin hangi gerekçeler üzerinden yapılacağını, kimlerin hangi yöntemlerle bu değerlendirmeyi yapacağını bilerek cezasını infaz eder. Başka bir ifade ile ‘umut hakkı’, öngörülebilir bir infaz biçimi getirerek kişinin yeniden özgürlüğüne kavuşma umudunu korumasını sağlar.
 
 "Umut hakkı" ile ilgili bir süre sınırı var mıdır? 
 
Bu konuda herhangi bir süre sınırı bulunmamaktadır. AİHM buna yönelik vermiş olduğu kararlarda sürenin üye ülkenin egemenlik hakkı kapsamında kendisinin belirleyeceğini ifade eder. Ancak söz konusu sürelerin kişinin ‘umut hakkı’nı ortadan kaldıracak uzunlukta olmaması gerektiğini de dile getirir. Yani devletin sırf ölünceye kadar infaz şeklini ortadan kaldırmak için getireceği 30-40-50 yıllık sürelerin kabul görmeyebileceği belirtilebilir. AİHM, Vinter/Birleşik Krallık kararında 25 yıllık bir süreden bahseder. Burada mahkeme, sözleşmeci devletlerarasında ve karşılaştırmalı ve uluslararası hukuk materyalleri arasında, cezanın verilmesinden en geç 25 yıl sonra ve sonrasında periyodik olarak gözden geçirilmesini garanti altına alan bazı özel mekanizmaların sağlanmasına yönelik karar veriyor.
 
Ancak Mahkeme’nin bu konuda verdiği kararlardan (Kafkaris/Kıbrıs, Vinter/Birleşik Krallık vb.) özetle yorumu şu şekildedir: Sözleşmeci devlet tarafından hangi ceza adaleti sisteminin onaylandığına müdahale etmediği vurgulanmalıdır . Sözleşme, bu bağlamda, şartlı salıverme hakkı gibi özel bir ceza adaleti mekanizması gerektirmemektedir. Bu tür bir gözden geçirmenin şekli ve bir gözden geçirmenin yapılabilmesi için cezanın ne kadarının çekilmiş olması gerektiği sorusu, devletlerin kendi takdir yetkisi dahilindeki konulardır. Sözleşmeci devletler tarafından izlenmesi gereken usuller yargısal olmayan bir karaktere de sahip olabilir. Ancak, Mahkeme'nin içtihadına göre, ‘serbest bırakılma olasılığının değerlendirilmesini’ sağlayan bir sistem olması gerektiği açıktır ve ‘söz konusu takdir marjı sınırsız olamaz.’ Mahkeme, Sözleşmeci Devletin kendi hukuk sisteminde daha hafif tutukluluk koşulları veya erken salıverme imkanı tanıyacak herhangi bir imkan olup olmadığını inceler.
 
Bir diğer mahkeme yorumu; Macaristan, Mahkeme'nin kararlarına uymanın bir yolu olarak 2015 yılında ömür boyu hapis cezalarının otomatik olarak gözden geçirilmesini öngören yeni bir mevzuat çıkarmıştır. Bu mevzuat ile 40 yıllık hapis cezasının ardından hükümlü için zorunlu bir af prosedürü başlatılmaktadır. Ancak Mahkeme, bir mahkumun affedilmeden önce beklemesi gereken 40 yılın, tavsiye edilen azami süreden çok daha uzun bir süre olduğunu ve bu anlamda devletin sahip olduğu takdir marjı geniş olsa da, bu marjın dışında kaldığını belirtmiştir. Ayrıca Mahkeme, Macaristan'da cumhurbaşkanlığı affının müebbet hapis cezasının fiilen veya hukuken indirilebilmesini sağlayan bir yol olmadığını tespit etmiştir. Mahkeme, başvuranların beklemek zorunda kaldıkları uzun süreyi ve inceleme mekanizmasının yeterli usuli güvencelerden yoksun olmasını göz önünde bulundurarak, yeni Macar mevzuatının Sözleşme'nin 3. maddesi anlamında bir koruma sağlamadığına ve bir ihlal olduğuna karar vermiştir.
 
 "Umut hakkı", Türkiye mevzuatında yer alıyor mu? Kapsamı nedir? 
 
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 16/4. Maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 47. Maddesi, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı ile ilgili Kanunun 25. Maddesi, 107/16. Maddesi yukarıda bahsi geçen cezaların hiç ara verilmeden ölünceye kadar çektirileceğini düzenlemektedir. Zaten AİHM’in ihlal kararı verilmesine neden olan yapısal sorunlar bu yasa maddeleridir. Bu cezalar yönünden ‘umut hakkı’, Türkiye yasalarında herhangi bir şekilde yer almamaktadır. Abdullah Öcalan ve aynı nitelikteki hükümlülerin haklarını ihlal eden düzenlemeler bunlardır. Bu düzenlemeler kategorik olarak şartlı tahliye yasaklarını içermektedir.  Bunların dışında, farklı cezalarla ilgili serbest kalma yöntemleri, Cumhurbaşkanlığı affı gibi mevcutsa da bunlar aynı nitelikte olmayan ceza tiplerine yöneliktir. Esas olarak ‘umut hakkı’nın bir yasa başlığı ile özel bir düzenleme olarak yasada bulunması şart değildir. Burada esas olarak kategorik şartlı tahliye yasakları doğrudan bu hakkın ihlali olarak yaşanmaktadır.
 
Kategorik şartlı tahliye yasakları yasadan kaldırıldıktan ve tahliye imkanı yasal olarak sağlandıktan sonra yasanın fiili uygulamasını tartışma imkanı olabilir.
 
 
 AİHM, Öcalan-2 Türkiye kararıyla Türkiye’yi 2014 yılında yeniden mahkum etti. ‘Umut hakkı’nı belirleyen 4 ilke ortaya koydu. Bu 4 ilkenin meali, en kısaltılmış haliyle mahpusun bir gün tahliye edilebilme imkanı olduğu bilgisine sahip olması ve tecrit altında tutulmamasıdır.
 
AİHM, Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı” ile ilgili nasıl bir karar verdi?
 
AİHM 2000’lerden sonra verdiği bir dizi kararında, hükümlülerin ‘umut hakkı’na açık referanslar vermeye başladı ve konu üzerine önemli bir içtihat zinciri geliştirdi. Ölüm cezasının 2000’lerin başında kaldırılmasından sonra Abdullah Öcalan’ın cezası ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası’na çevrilmişti. AİHM, ölüm cezası yerine öngörülen bu cezanın infaz biçimine dair değerlendirmesini Mart 2014 tarihli kararı ile yaptı ve karar Ekim 2014’te kesinleşti. Daha sonra aynı konuda AİHM, Eylül 2015’te Kaytan/Türkiye, Aralık 2015’te Gurban/Türkiye ve Şubat 2019’da Boltan/Türkiye kararlarını verdi. 
 
Mahkeme bu konudaki içtihadı ile aynı doğrultuda, ‘umut hakkı’ güvence altına alınmaksızın hükümlülerin ölünceye kadar cezaevinde tutulmasının Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlali niteliğinde olduğuna defaten hükmetti. AİHM, Öcalan-2 Türkiye kararıyla Türkiye’yi 2014 yılında yeniden mahkum etti. ‘Ölünceye kadar hapis cezası’nın işkence yasağının ve dolayısıyla ‘umut hakkı’nın ihlali olduğuna hükmetti. Pozitif hukukun sınırları içerisinde ‘umut hakkı’nı belirleyen 4 ilke ortaya koydu ve Türk Hukuku’nda bunların karşılık bulamadığını belirtti. Bu 4 ilkenin meali, tahliye imkanının de jure (yasal) ve de facto (fiili) olarak mümkün olması, mahpusun hapis cezasının gözden geçirilme süreçlerinde usuli güvencelerinin olması ve mahpusun tutulma koşullarının resosyalizasyonuna uygun olması gerektiği… En kısaltılmış haliyle mahpusun bir gün tahliye edilebilme imkanı olduğu bilgisine sahip olması ve tecrit altında tutulmamasıdır. 
 
AİHM’in Öcalan dışında “umut hakkı” ile ilgili verdiği bir ihlal kararı ve bu kararın uygulandığına dair bir örnek var mı?
 
AİHM’in Vinter ve diğerleri/Birleşik Krallık kararı sonrası, İngiltere ve Galler Yüksek Mahkemesi verdiği bir karar ile Adalet Bakanı’na verilen müebbet hapis cezası hükümlülerini salıverme hakkını açıkça tanıdı. Yüksek Mahkeme, bu hakkın kapsamını, sınırlarını ve koşullarını da belirledi. Bakanlar Komitesi bu çerçeveyi AİHM kararının gerektirdiği genel önlemlerin alınması olarak değerlendirerek, denetim sürecini kapattı. Matiošaitis ve diğerleri/Litvanya kararının uygulanmasının denetimi sürecinde, Litvanya müebbet hapis cezası hükümlülerinin cezalarının infazının gözden geçirilmesi ve koşulları oluşmuşsa hafifletilebilmesi için bir mekanizma oluşturdu. Komite, bu konuda oluşturulan mekanizmanın ve mekanizmaya başvuru şartlarının Mahkeme’nin geliştirdiği standartlara uygun olduğuna karar verdi ve denetim sürecini kapattı.
 
Bakanlar Komitesi, bu ülkelerdeki mevcut sistemlerden bazılarını ‘iyi örnekler’ olarak kabul ediyor ve Türkiye tarafından bunlardan yararlanılması gerektiğini düşünüyor.
 
AİHM’in Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı”nın ihlal edildiğine dair verdiği karar sonrası Türkiye nasıl bir prosedür işlemeli?
 
Türkiye’nin yapması gerekenler konusunda, AİHM’in Gurban grubu kararları, Bakanlar Komitesi’nin diğer ülkelere dair denetim sürecinde attığı adımlar ve yaptığı değerlendirmeler bir yol haritası oluşturuyor. Buna göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının Sözleşme standartlarına uygun şekilde gözden geçirilmesine imkan veren bir mekanizma oluşturulurken, şu temel ilkeler gözetilmeli:
 
- Mekanizma tarafından gözden geçirme sonrası talebe konu cezanın hafifletilmesine, indirilmesine, ortadan kaldırılmasına ya da şartla salıverilmeye kararı verilebilmeli,
 
- Cezanın gözden geçirilmesini talep edebilmek için cezaevinde geçirilmesi gereken süre 25 yıldan fazla olmamalı,
 
- Hükümlünün hayatındaki dikkate değer değişiklikler ve gelişmeler değerlendirmede dikkate alınmalı ve rehabilitasyon amaçlı olması gereken infazın, değerlendirme tarihi itibariyle sürdürülmesinin meşru bir dayanağının bulunup bulunmadığına bakılmalı,
 
- Bu değerlendirme objektif ve önceden belirlenmiş kurallara göre yapılmalı,
 
- Değerlendirmede dikkate alınacak esaslara dair düzenlemeler yeterli açıklıkta ve belirli olmalı,
 
- Hükümlüye sürece dair prosedürel güvenceler tanınmalı,
 
- Hükümlü sürece dair gereği gibi bilgilendirilmeli,
 
- İlk gözden geçirme sonrası ret kararı verilmesi halinde periyodik aralıklarla gözden geçirme sürdürülmeli,
 
- Mekanizma tarafından verilen kararın yargısal denetimi mümkün olmalı ve hükümlüye bu yola erişim hakkı verilmeli.
 
Türkiye bu kararı neden uygulamıyor? Uygulamamasına dair nasıl bir yasal dayanak sunuyor?
 
Türkiye AİHM’in verdiği kararların bireysel ve yapısal ölçüde yerine getirilip getirilmediğini, yaptığı periyodik izlemeler ile denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne 2015 yılında Öcalan-2 Türkiye kararını çevirip tüm yargı makamlarına yolladığını ve kararı icra ettiğini iddia eden bir eylem planı sundu. Abdullah Öcalan’ın avukatlarının başvurularına rağmen 7 yılda hiçbir gelişmenin sağlanamadığı dosyaya, 2021 yılı ve devamında sivil toplum örgütleri Türkiye’nin kararı uygulamadığına, yasasında değişiklik yapmak için hiçbir adım atmadığına, Öcalan-2 ihlal kararından sonra yani 2014’ten beri kaç müebbet ağır hapis cezası verildiğine dair bilgileri sivil toplumla paylaşmadığına, Terörle Mücadele Kanunu ile infazda eşitlik ilkesini uygulamadığına ve nihayetinde İmralı’da ağır tecrit koşullarının sürdürüldüğüne dair birden fazla kez bildirimde bulundu.
 
Türkiye manipülatif cevaplar ve eylem planı sundu ancak Bakanlar Komitesi, 30 Kasım-2 Aralık tarihlerinde yaptığı 1419’uncu toplantıda ‘umut hakkı’ dosyalarını gündeme aldı ve daha fazla gecikme olmaksızın mevcut mevzuatın kararlarla uyumlu hale getirilmesine ilişkin Türkiye’ye acil çağrıda bulundu. Komite, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan tutsakların sayısına ilişkin bilgi talep ederek, Türkiye’nin genel tedbirlere dair benimsenen gelişmeler hakkında en geç Eylül 2022’de Komite’ye eylem planı sunmasına karar verdi. Komite’nin bu somut ve açık taleplerine karşı Türkiye’nin verdiği cevap, Ekim 2022’de bir eylem planı sunmak oldu. Hükümet esasen diplomatik bir dille, Türkiye’nin bu konuda bir değişiklik yapma planı olmadığını söyledi. Son olarak Türkiye, yine benzer argümanlarla Temmuz 2024’te bir eylem planı sundu.
 
 
Bakanlar Komitesi, Türkiye’den kararın uygulandığına dair eylem planları isteyebilir. Komite, devletin nihai bir karara uymayı reddettiği kanaatine varırsa, kararı uygulama yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğine karar vermek üzere meseleyi AİHM’e götürebilir.
 
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, Türkiye’nin bu kararı yerine getirmemesi halinde nasıl bir yaptırımı söz konusu olur?
 
Bakanlar Komitesi, Türkiye’den kararın uygulandığına dair eylem planları isteyebilir. Dava grubunu 3 aylık periyotlarla incelemeye alarak daha yakından izleme yapabilir. Devlet üzerindeki kararın uygulanması noktasındaki baskıyı artırmak için ara kararlar kurabilir. Ara kararlar düzenli yapılan toplantılar sonrası alınan genel kararlardan usulen daha etkilidir. AİHS’nin 46 (3) maddesi uyarınca Bakanlar Komitesi yorum sorunu dolayısıyla bir kararın uygulanmasının denetiminin tehlikeye girdiği kanaatine varırsa yorum konusunda bir karar vermek üzere konuyu AİHM önüne sevk edebilir. Bu mekanizmanın işletilebilmesi için Bakanlar Komitesi’nin üçte iki çoğunluğunun oyuna ihtiyaç vardır, bu nedenle de nadiren işletilir.
 
İstisnai durumlarda ihlal işlemlerinin başlatılması için AİHS’nin 46 (4). Maddesine başvurabilirler, Bakanlar Komitesi, devletin nihai bir karara uymayı reddettiği kanaatine varırsa, devletin kararı uygulama yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğine karar vermek üzere meseleyi AİHM’e götürebilir. Bu mekanizma kararın uygulamasını sağlayacak yeni bir araç olarak 2010 yılında (AİHS’e ek 14 no.lu Protokolün yürürlüğe girmesiyle) yürürlüğe konulmuştur. (Her ne kadar, mahkemenin uygulayabileceği bir yaptırım söz konusu olmasa da). Bu mekanizma da Bakanlar Komitesi’nin üçte iki çoğunluğunun oyu ile harekete geçirilebilir, bu nedenle de nadiren uygulanır.
 
MA / İbrahim Irmak

Diğer başlıklar

10:12 CHP Genel Başkan yardımcısı: Komisyon tarihi bir fırsat, toplum aktif destek vermeli
09:56 Peköz: Öcalan'ın Kuzey ve Doğu Suriye'den taviz vermeyeceği açıktır
09:51 Murad Mıhçı: Keşke 1915 öncesinde de böyle bir lider olsaydı
09:47 Muğla'da kadına saldırı
09:19 3 cezaevinde 2 yılda 56 infaz erteleme, 16 infaz yakma
09:18 Sürecin ‘öznesi’ olan cezaevlerinde Kürtçe düşmanlığı
09:16 İki tutsağa ‘su bidonundan halter yaptı’ cezası
09:10 Bakanlık orman kıyımındaki sorumluğunu kabul etmedi
09:08 Wan ve Gimgim sokakları: Anayasal güvence istiyoruz
09:07 Mêrdîn'de kayyım satışa başladı: 22 taşınmaz satılığa çıkarıldı
09:04 33 yıldır aydınlatılmayan cinayet: Bıraktığı gelenek sürüyor
09:03 Muş'ta kuruluşunu ilan eden DEM Parti Kadın Meclisi çalışmalarına başladı
09:02 Ekolojik talan Şirnex'in su kaynaklarını kuruttu
09:00 09 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
08:58 Peyas Belediyesi'nden kadın cinayetlerine karşı eylem planı
08:45 Temel: Öcalan’ın koşulları değişmeden süreç sağlıklı ilerlemez
08/08/2025
23:27 Beyaz Saray'da Trump-Aliyev-Paşinyan zirvesi
22:38 Mereş'te yıkılan bina çöktü: Operatör yaşamını yitirdi
21:23 Siweyda’da 20 cenaze bulundu
21:18 Abdullah Öcalan'dan Mexmûr Kampı halkına mektup
21:10 Murat Karayılan: 15 Ağustos toplumsal devrime yol açtı, kadın devrimini yarattı
20:38 Cezaevi önünden seslendiler: Provokasyonlara karşı önlem alın
20:13 Zini Gediği’nde katledilenler anıldı
20:03 İşçiler kayyıma karşı direnişte: Direne direne kazanacağız
19:31 Komisyonun üçüncü toplantısı 12 Ağustos'ta
19:15 Figen Aras: Kadınlar sürece öncülük etmeli
19:04 KESK: Sahte diplomalara karşı sesimizi yükseltelim
18:51 Erdoğan: Ülkemizde yeni dönemin kapılarını açmak istiyoruz
17:15 Koçmarinliler madene karşı direnişte
17:07 Elektriği kesilen mahalleliler DEDAŞ önünde eylemde
16:32 Ortak Tutum Konferansı’nın sonuç bildirisi: Özgür, demokratik Suriye
16:12 'Herkesi kucaklayan yeni bir Suriye'yi inşa edeceğiz'
16:04 Çanakkale'de çıkan orman yangını yerleşim yerlerine yaklaştı
15:54 Adem Gök'ün taziyesine kitlesel ziyaret
15:32 Licê’deki yangın kontrol altına alındı
15:19 Deniz Fırat katledilişinin 11'inci yılında anıldı
14:59 ODTÜ’de grev 2’nci gününde
14:30 Güler, Yerlikaya ve Kalın komisyon toplantısı öncesi bir araya geldi
14:28 Alevi ve Durzi'lerden ortak tutum mesajı: Doğru çözüm ademi merkeziyetçidir
14:26 Beluc kadınlar: Adalet yerini bulana kadar durmayacağız
14:07 'Kadın bostanı'nda hasat zamanı
14:02 Komisyonun ikinci toplantısı başladı: Süreci dikkatle yürütmek mecburiyetindeyiz
13:35 10 günde 8 bin imza: Eko-kırım son bulsun
13:33 Mêrdîn'de şüpheli 2 kadın ölümü
13:24 Yargıtay Savcısı'ndan Narin Güran cinayetinde cezaları onama talebi
13:08 İSİG: 204 işçi iş cinayetinde yaşamını yitirdi
13:04 Sahte diploma krizi için araştırma komisyonu talebi
13:00 Kuzey ve Doğu Suriye’de ‘Ortak Tutum Konferansı’: Çoğulculuk tehdit değil güçtür
12:19 'Su meclisi oluşturulmalı' çağrısı
12:19 HPG BİM: Türkiye’nin saldırıları sürüyor
12:04 Ayşe İnceyol’un faili 16 ay sonra Fransa’da yakalandı
12:00 Gazeteci Hüseyin Deniz anısına sergi açılacak
11:31 Riha Tabip Odası'ndan elektrik kesintisi uyarısı
11:30 Hijyenik olmayan 3 bin 112 kilo et imha edildi
11:12 Venezuela başkanın tutuklanması için 50 milyon dolar ödül
11:03 Gençlik yürüyüşüne çağrı: Yeni dönemin ruhuna cevap olacağız
10:40 Ermenistan ve Azerbaycan arasında anlaşma
09:41 TİHV Başkanı Bakkalcı'dan komisyona 'süreç önerileri'
09:26 ATK İhtisas Kurulu'na ve Sağlık Bakanlığı'na yeni atamalar
09:25 Temelli: Meclis komisyondan gelecek önerileri Ekim'de yasalaştıracak
09:16 Rudaw havuz medyasını geçti: Yaşamını yitiren HPG’liye ‘teslim ol’ çağrısı!
09:14 Sahte diploma skandalı: Baykara’nın projeleri ekolojik suç teşkil ediyor
09:12 Ağır hasta tutsak Mehmet Emin Çam'ın durumu kritik
09:10 Yazar Kural: Süreç Çerkes halkı için de umut oldu
09:08 Peri Tekstil işçileri: Haklarımızı alan kadar direneceğiz
09:06 Tatos'ta kadınların önerileriyle çözüm projeleri hayat buluyor
09:06 Savcıdan tutsağa pişmanlık dayatması: Tahliyesi 1 yıl ertelendi
09:04 'Toplumsal barış kadınların güvenli bir yaşam sürmesi için önemli'
09:03 Fındık taban fiyatı beklentinin altında kaldı: Yüzde 75’i şirketlerin elinde
09:00 08 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
08:42 İsrail ‘Gazze’nin kontrolünü ele geçirme planını’ onayladı
07/08/2025
23:09 6 siyasi ittifak Irak seçimlerine katılamayacak
22:45 Qoser’de biri kadın 2 kişi öldürüldü
20:51 BTK: 44 sahte e-imza iptal edildi
20:39 Katledilen Saliha Akkaş için açıklama: Bu ülkede kadınlar korunmuyor
19:08 İzmir ve Uşak'ta yangın
18:16 WHO: Gazze'de 99 kişi açlıktan hayatını kaybetti
18:10 YÖK'ten 'sahte diploma' açıklaması
17:55 Kadınlar Tamara Kadın Yaşam Merkezi’nin açılışını gerçekleştirdi
17:42 Polis Cizîr'de taziyeyi engellemek istedi
17:14 Hasta tutsak jandarmanın gözü önünde hastanede saldırıya uğradı
16:58 Eskişehir’e maden taşınmasına tepki
16:44 Sanatçı Sezen Aksu’dan hasta tutuklular için çağrı
16:44 Duhok'ta toplu mezar bulundu
16:33 Kurtulmuş: Süreç müzakere süreci değildir
16:26 2 kadın evli oldukları erkekler tarafından katledildi
16:23 İHD Dêrsim Şubesi: Kentteki ihlaller yaşam hakkı üzerinde tehdit oluşturuyor
16:01 Beluc kadınlar: Herkesi sesimiz olmaya çağırıyoruz
15:55 Duruşmaya katılmayan gazeteciye elektronik kelepçe takılması kararı
15:32 İnfazı 6 ay ertelenen hasta tutsak Varışlı tahliye edildi
15:31 Urfa T Tipi Cezaevi’ndeki sistematik ihlaller İHİK’e taşındı
15:14 TBB Başkanı: 15 hukuk fakültesi mezuniyet belgesinde sahtecilik tespit edildi
14:55 DEM Parti 'sahte diploma' için Meclis araştırması istedi
14:36 Haber-Sen’den PTT açıklaması
14:30 Barış Anneleri Meclisi Öcalan ile görüşmek için başvuruda bulunacak
14:21 Özel'e saldıran Tengioğlu için tutukluğuna devam kararı
14:03 Bolu'da yangın çıktı
13:29 DEM Parti'nin yeni komisyon üyesi Celal Fırat oldu
13:13 Elkê'de orman kıyımı: Geriye çorak toprak kaldı
13:06 Ayşegül Doğan: Süreci karşılıklı değişim ve dönüşüm süreci olarak ele almalıyız
12:26 Öğrencilerden 'süreç' çalıştayı
12:26 ODTÜ’de çalışanlar greve gitti
11:44 Gardiyanlardan süreç tepkisi: Tutsaklara baskı, Bahçeli'ye hakaret
11:39 DEM Parti Jiyan Ormanlı’yı istifaya çağırdı
11:13 Saruhan Oluç: Tüm toplumsal kesimler komisyona katkı sunacak
10:02 Demokratik Modernite 'Barış ve Demokratik Toplum' başlığıyla çıktı
09:59 Kürt kültürü ve tarihini 'duvarlara' nakşetti
09:58 Deniz Fırat'ı anlattı: Son nefesine kadar direnişi kaydetti
09:51 Abdülbaki Erdoğmuş: Muhatap Öcalan'dır, komisyon İmralı'ya gitmeli
09:15 Kırşehirlilerden maden tepkisi: Suyumuza, toprağımıza sahip çıkacağız
09:13 'Nesnellik, iktidarı adım atacak noktaya getirecek'
09:13 TUAY-DER: Tutsaklar sürecin öznesi olarak görülmeli
09:01 'Demokratik Toplum Buluşmaları' şölen, miting ve yürüyüşle devam edecek
09:01 'Babam ölüme terk edildi, bir an önce serbest bırakılmalı'
09:01 İki kardeş, 2 evlat, baba ve yeğen acısını yaşadı: Barış istiyoruz
09:00 Oğlunun kemikleri kutuda teslim edilmişti: Benim gibi acı çekenler barış istiyor
09:00 07 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
06/08/2025
22:53 Siweyda’da infaz edilen sivillerin sayısı 349’a yükseldi
22:34 Bazîd’de Barış ve Demokratik Toplum Şöleni
21:27 Türkiye ve Suriye arasında 9 mutabakat zaptı imzalandı
20:58 Mêrdîn’de içme suyu şebekesi yine patladı: İki ilçe susuz kaldı
20:34 Curnê Reş'te kadın buluşması
20:29 Amêdiyê’de yangın
19:37 AKP'den 81 ilde süreci anlatma kararı
18:44 Trump, Hindistan'a ek yüzde 25 gümrük vergisi uygulayacak
18:38 'Orman yangınlarında ihmaller etkili'
18:34 Bolu Cezaevi'nde 5 tutsağın tahliyesine bir engel daha
17:51 Halepli gençlerden Abdullah Öcalan'a mektup
17:28 Ninova'da patlama
17:22 Wan Kent Konseyi sonuç bildirgesi: Öcalan’ın manifestosuna sahip çıkalım
17:12 DEM Parti’den sahte diploma çetesi hakkında suç duyurusu
17:08 Herranlı mevsimlik işçilerin taziyesine ziyaret
16:59 Antalya Cezaevi'nde tedavi hakkı engelleniyor
16:41 Kayyım mağduru işçiler Kent Konseyi’nde
16:10 Kuzey ve Doğu Suriye’de ‘Ortak Tutum Konferansı’ düzenlenecek
16:09 Sincan Cezaevi'nde 12 kadına '15 Şubat protestosu' cezası
15:50 Wan Kent Konseyi 3 bin kişiyle toplandı
15:46 Hezil çayına düşen çocuk hayatını kaybetti
15:39 Elektrik kesintisine karşı yol kapattılar
14:44 Beluc kadınlar kayıplar için yürüdü
14:29 AKP'nin tek haneli enflasyon hedefi bir kez daha ertelendi
14:18 DEM Parti'nin önerisiyle komisyona üç yeni isim seçilecek
13:50 Bayındır: Özgürlük için birliği sağlayıp, örgütlülüğü büyütmeliyiz
13:44 Kayyım arsaları satılığa çıkardı, ilanı Van TSO yayınladı!
13:24 Komisyonun ikinci toplantısının tutanakları gizli olacak
13:16 Beluc gazeteci tutuklandı
12:52 Hindistan'da sel: 100 kişi kayıp, 4 kişi yaşamını yitirdi
12:26 İstanbul'da barajların doluluk oranı yüzde 50 düştü
12:11 Bağdat'ta 'Uluslararası Enerji Forumu' düzenlenecek
12:01 Ankara'da kadın cinayeti