İSTANBUL - Muhalefetin yan yana gelişinin “suç” haline getirildiğini belirten HDK Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu, “Bu, CHP ve HDP meselesi değil, bir demokrasi sorunudur. Bu süreç demokratik toplumun oluşturulması konusunda önemli bir fırsat olarak değerlendirilmelidir” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik 19 Mart’ta gerçekleştirilen operasyona yönelik tepkiler sürüyor. Operasyon kapsamında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte 51 kişi tutuklandı. Suçlamalar arasında ise, “Kent uzlaşısı”, “Örgüte yardım” ve “Yolsuzluk” suçlamaları yer aldı.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu, İBB'ye yönelik operasyon ve "Kent Uzlaşısı"nın hedef alınmasına ilişkin konuştu.
'KENT UZLAŞISI' HEDEFTE
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanıp yerine kayyım atanmasına gerekçe olarak da “Kent Uzlaşısı”nın gösterildiğini hatırlatan Kenanoğlu, sürecin İBB ve İmamoğlu’na kadar genişleyeceğini o dönem gördüklerini dile getirdi. Kenanoğlu, “İstanbul'daki kritik, büyük gelire sahip belediyeler hedef alınıyor. Yanı sıra ülkenin batı yakasında muhalif kesimlerin, demokrasiden yana olanların ortak mücadele hattına yönelik de bir suikast var. Çünkü ‘Kent Uzlaşısı’ ile birlikte Marmara, Ege, Akdeniz ve İç Anadolu'nun kimi şehirlerinde Cumhur İttifakı'nın karşısında muhalefet adayları kazandı" diye belirtti.
MUHALEFETİN YAN YANA GELİŞİ SUÇ!
Muhalefetin yan yana gelişinin “suç” haline getirildiğini söyleyen Kenanoğlu, "Kent Uzlaşısı meselesini savcının ele alış biçimi düpedüz ırkçılıktır. Savcılık bir açıklamasında, ‘Kent Uzlaşısı ile birlikte Kürtlerin ülkenin batı yakasında yönetimlerde yer alması hedeflenmiştir’ dedi. Kürtler ülkenin batı yakasında yaşıyorlar. Burada aday olabilir, seçilebilirler ve burayı yönetebilirler. Bu seçme ve seçilme hakkına da bir müdahaledir. ‘Kürt batı yakasında seçilemez, aday olamaz, bu olursa bir suçtur’ diyor ve ‘terör’ suçu olarak bunu nitelendiriyor” ifadelerini kullandı.
SÜRECE PROVOKASYON
Operasyon, gözaltı ve tutuklamaların Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”na yönelik bir provokasyon olduğunu belirten Kenanoğlu, “Halkın iradesine darbeler yaparak, demokrasiyi nasıl pekiştireceksiniz? Barışı nasıl toplumsallaştıracaksınız? Sürece bu anlamıyla baktığınızda iktidar kanadı tarafından bir provokasyondur” dedi.
'HDP OPERASYONUNUN DEVAMI'
2016 yılında Hakların Demokratik Partisi’nin (HDP) eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile birlikte milletvekilleri ve seçilmiş belediye başkanlarına yönelik siyasi darbe olduğunu dile getiren Kenanoğlu, mevcut sürecin o dönemin bir devamı olduğunu vurguladı. Kenanoğlu, şunları belirtti: “O zaman, ‘Engellenmezse yarın İstanbul'a kadar ulaşacak’ dedik. Şu anda Türkiye'nin batı yakasında yaşayan insanların tamamı neden sokakta? Çünkü diplomalarının bir anlamı yok artık, diplomasına sahip çıkmaya çalışıyor. Öbürü evine, barkına sahip çıkmaya çalışıyor. İş yerine sahip çıkmaya çalışıyor. Kimsenin malı, mülkü, diploması, geleceği garanti altında değil, hiçbirinin güvencesi yok şu anda. Bu nedenle dün batı yakasında bizimle yan yana durmaktan kaçınan kesimler bugün bizim yaşadıklarımızı fark ettiler.”
'MESELE DEMOKRASİ SORUNUDUR'
Siyasi darbeye karşı kendilerinin de sokaklara çıktığını belirten Kenanoğlu, kitlenin tamamının CHP’li olmadığını, ülkenin geleceğinde kaygı duyan birçok insanın eylemlere katıldığını söyledi. Kenanoğlu, “Bu iş CHP, HDP meselesi değildir. Bu mesele bir anlayış meselesidir, bir demokrasi sorunudur, bir zihniyet meselesidir. Yıllardır ifade etmeye çalıştığımız şeyi şu anda batı yakasındaki kitleler görmüş durumda. Bu anlamıyla demokratik toplumun oluşturulması, halkın iradesine sahip çıkılması, Türkiye'de demokratik bir sürecin oluşturulması konusunda önemli bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerekiyor” diye belirtti.
'SOKAK YENİ BİR FIRSAT OLUŞTURDU'
Sokakta yer alan kitlelerin, bu süreçte demokrasinin, barışın ve başta Kürt sorunun çözülmesi konusunda ortak bir mücadele hattı örmesi gerektiğini ifade eden Kenanoğlu, “Omuz omuza mücadeleyle, birlikte dayanışmayla, güven içerisinde, huzur içerisinde, ekonomik refah içerisinde, barış içerisinde yaşayacağımız bir Türkiye'yi oluşturma konusunda da önemli bir fırsat oluşmuş durumda” diye belirtti.
MA / Yeşim Tükel