Besê Hozat: ‘Umut Hakkı’ sağlanmalı, yasal düzenlemeler yapılmalı

img
HABER MERKEZİ - Milyonların katıldığı Newroz kutlamalarının tarihi çağrının referandumu olduğunu belirten KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, adım atmayan iktidarın tutumuna tepki gösterdi, Umut Hakkı’nın uygulanması, yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğinin altını çizdi. 
 
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, Medya Haber TV’de yayınlanan Özel Program’a konuk oldu. Besê Hozat, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tarihi çağrısı ve yankılarını, Newroz meydanlarına yansımalarını, yine Newroz’larda verilen mesajları değerlendirdi. Abdullah Öcalan’ın ve halkların Newrozu’nu kutlayan Besê Hozat, “2025 yılı Newroz’u bütün Newrozları aşan, adeta bütün zamanların en görkemli Newroz’uydu. Gerçekten 7’den 70’e bütün Kürdistan halkı, halkları, dostları meydanlardaydı, Newroz meydanlarındaydı. Milyonlarca insan adeta böyle bir insan denizi, okyanusu oluşturdu. Hem 4 parça Kürdistan’da hem ülke dışında çok coşkulu bir biçimde Newroz kutlandı. Hepimizde büyük bir sevinç ve heyecan duyduk bu yılki Newroz’dan” dedi. 
 
TARİHİ ÇAĞRININ REFERANDUMU
 
Abdullah Öcalan’ın tarihi "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı"nın 2025 Newrozu’nu görkemli kıldığına işaret eden Hozat, “Önder Apo’yla yapılan görüşmeler, Önder Apo’nun selamını almak, görüşlerini almak, bilmek ayrıca ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ tüm topluma, Ortadoğu toplumuna, sadece Kürtlere dönük değildi elbette. Demokratik toplum örgütlemesi, barış, özgürlük çağrısı, büyük bir sevinç ve heyecan yarattı. Bir bakıma aslında Newroz’da önderliğimizin ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ çok güçlü bir biçimde milyonlar tarafından sahiplenildi, selamlandı. ‘Önder Apo irademizdir’ denildi bu Newroz’da çok güçlü bir biçimde. ‘Önder Apo’nun özgürlüğü, özgürlüğümüzdür’ denildi çok güçlü bir biçimde. Bir anlamda gerçekten Önder Apo’nun çağrısının referandumuydu. ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ ile Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün referandumu yapıldı. Milyonlar Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü haykırdı her yerde. Newroz zaten Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü Newroz’uydu. ‘Önder Apo’ya özgürlük, Barış ve Demokratik Toplum’ Newroz’uydu. Bu anlamda adına uygun, anlamına uygun ve denk bir biçimde çok coşkulu, görkemli, muhteşem bir biçimde milyonlar tarafından Newroz kutlandı ve bu çağrı da sahiplenildi” diye belirtti. 
 
‘BAKUR NEWROZLARI ZİRVE OLDU’
 
Milyonların Newroz meydanlarında Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü haykırdığına dikkatleri çeken Besê Hozat, “Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için çok güçlü bir mücadele yürüteceklerinin kararlılığını ve iddiasını ortaya koydu. Bu anlamda Önder Apo’ya bağlılığın, sevginin, saygının, güvenirliliğin çok yüksek bir seviye de doruk da yaşandığı bir Newroz oldu. Bu anlamda halklarımızda, dostlarımızda büyük derin sevgisini, saygısını ve bağlılığını, aynı zamanda güvenini, Önder Apo’ya duydukları büyük, derin güveni çok güçlü bir biçimde bu Newroz’da ortaya koydular, haykırdılar. Bu son derece önemliydi. Tabii Amed Newroz’u özellikle Bakur Kürdistan’ı açısından zirve oldu, doruk noktası oldu. Gerçekten 1 milyonun üzerinde insan toplandı meydanda. Adeta bir insan denizi oluştu. Çok görkemliydi gerçekten. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü, ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ Amed Newroz’u ve bütün Newroz’lara damgasını vurdu. Bu yılki Newroz’un bir de şöyle bir farkı vardı: Bütün ilçelerde, illerde, her yerde, tüm bölgelerde, Türkiye şehirlerinde, Kürtlerin yaşadığı her yerde, metropollerde çok görkemli, coşkulu bir biçimde Newroz kutlandı, çok yaygın bir biçimde kutlandı. Kürdistan’ın diğer parçalarında ve yurt dışında da biraz böyle gelişti. Bunu biraz süreklileştirmek lazım. Çok önemli ve Amed bunun zirvesi oldu, Wan Newroz’u da çok görkemliydi, Êlih öyle, Sêrt öyle. Aslında hepsi öyle gerçekten. Amed bu anlamda doruk oldu. Hepsine de Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü, ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’, bunu sahiplenme damgasını vurdu” diye konuştu. 
 
TARİHİ ÇAĞRI VE İKTİDARIN TUTUMU! 
 
Abdullah Öcalan’ın 50 yıldır Türkiye’nin demokratikleşmesi, Kürt sorununun demokratik çözümü için kesintisiz mücadele yürüttüğünü dile getiren Besê Hozat, İmralı Adası’nda bulunduğu 26 yıl içinde de bunun mücadelesini verdiğini kaydetti. Hozat, Abdullah Öcalan’ın tarihi çağrı ile Türkiye’nin demokratikleşmesi, Kürt sorununun demokratik çözümü, Kürt sorunun demokratik siyaset ve hukuk yoluyla çözümü konusunda çok güçlü bir irade ortaya koyarak çağrıda bulunduğunu belirterek, “Bu hem Kürdistan, Kürtler açısından hem tüm Türkiye halkları, ezilenleri açısından, kadınlar açısından çok çok gerçekten önemli bir çağrı. Önder Apo’nun geliştirdiği tutum, emek çok çok değerlidir. Fakat devlet çok gayri ciddidir. Özellikle AKP-MHP iktidarı bu sürece çok gayri ciddi yaklaştı gerçekten. Samimiyetsiz yaklaştı. Bugüne kadar da bu gayri ciddi Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, böyle hiç bu gelişmelerin ruhuyla, karakteriyle bağdaşmayan ciddiyetsiz açıklamalar yapıyor. Pratiği de odur. Yani sorun sadece açıklama değil, pratiği de odur. İktidar, devlet hiçbir adım atmış değil” dedi. 
 
‘UMUT HAKKI SAĞLANMADI, YASAL DÜZENLEME YAPILMADI’ 
 
Besê Hozat, tarihi çağrının hemen ardından "Umut Hakkı"nın uygulanması gerektiğini ancak bunun yapılmadığını ifade ederek, “Umut hakkının devreye girmesi için yasa değişiklikleri gerekiyordu. Mecliste komisyon, hukuki yasal düzenlemeler, değişiklikler şarttı, bu gerekliydi. Fakat bu yapılmadı. Yani Önder Apo’nun koşullarında hiçbir değişiklik olmadı. Tecrit devam ediyor İmralı’da. Normalde çağrıyla birlikte tecridin tamamen ortadan kaldırılması gerekiyordu. Umut hakkının işlemesiyle Önder Apo’nun fiziki özgürlüğüne kavuşması gerekiyordu. Önder Apo’nun çağrı sonrası hareketiyle, PKK’yle doğrudan iletişime geçmesi gerekiyordu, sürekli bir iletişim halinde olması gerekiyordu. Gerekiyordu ki kongre tarihini birlikte belirlesinler, gündemini birlikte belirlesinler, Önder Apo PKK kongresini kendisi yönetsin, yönlendirsin, PKK kongresine katılsın. Önder Apo, PKK’nin kurucu önderidir tabii. Kendileri de ifade ediyor, Bahçeli’de söylüyor. AKP’lilerde bunu söylüyor. PKK’nin kurucu önderiyse, bu PKK kuran önderse, PKK’nin feshedilmesinde de bu kurucu önder rol oynayacak, doğrudan içinde olacak, doğrudan bu kongreyi yönetecek, yönlendirecek. Bu sağlanmadı” şeklinde konuştu. 
 
'TARİHİ ÇAĞRI SONRASI İLETİŞİM OLMADI!'
 
Tarihi çağrının ardından Abdullah Öcalan ile hiçbir iletişimin olmadığına dikkatleri çeken Besê Hozat, “Aile, avukat görüşmeleri için sürekli başvurular oluyor, reddediliyor, kabul edilmiyor. Normalde hem PKK’yle sürekli düzenli bir iletişim halinde olması gerekiyordu, kongrenin toplanması, tarihi, gündemi, doğrudan yönetmesi, yönlendirmesi bütün bu sürece Önder Apo’nun PKK yönetimiyle birlikte yürütmesi gerekiyor. Doğrudan yürütmesi gerekiyordu. Bunun yanı sıra Önder Apo’nun istediği herkesle iletişim halinde olması gerekiyordu. Önder Apo’yu görmek isteyen, görüşmek isteyen, gazeteci olur, siyasetçi olur, akademisyen olur, yazar olur, sivil toplum kurumları olur, çeşitli heyetler olur, hukukçular olur… Tüm bu kesimlerle, çevrelerle Önder Apo’nun görüşmesi gerekiyordu. İsteyen herkesin Önder Apo’nun yanına gitmesi, görüşmesi gerekiyordu. Önder Apo’nun istediği herkesle görüşmesi, iletişim kurması gerekiyordu. Tamamen İmralı statüsünün değiştirilmesi gerekiyordu. Bu İmralı işkence ve tecrit sisteminin tamamen ortadan kaldırılması gerekiyordu. Parçalanması, lağvedilmesi gerekiyordu. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğüne kavuşması gerekiyordu, çalışma koşulları, özgür yaşam koşullarından kast ettiğimiz budur. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğüdür. Önder Apo’nun örgütü de dahil ve başta olmak üzere istediği, isteyen tüm çevrelerle görüşme, ilişki içerisinde olması gerekiyordu. Bunun sağlanması gerekiyordu. Bu yapıldı mı? Yapılmadı” ifadelerinde bulundu. 
 
‘ÖNDER APO DIŞINDA KİMSE KONGREYİ TOPLAYAMAZ’ 
 
Tarihi çağrının üzerinden geçen süreye rağmen İmralı’da tecridin devam ettiğini, hiçbir değişikliğin olmadığını söyleyen Besê Hozat, “Hiçbir iletişim yok, bilgi yok, bilgimiz yok. Bu nasıl olacak? Arkadaşlar da açıkladı: Önder Apo olmadan, doğrudan devreye girmeden PKK kongresi toplanamaz, karar alamaz, kendisini feshedemez, silah bırakamaz. Nettir, bunun tartışılır hiçbir tarafı yoktur. Bu süreci ancak Önder Apo geliştirebilir. Arkadaşlar da ifade etti, kesinlikle öyledir. Barış ve Demokratik Toplum sürecinin önderi, yürütücüsü Önder Apo’dur. Bu süreci Önder Apo yürütür. Demokratik dönüşüm, yeniden yapılanma sürecini Önder Apo geliştirir, yürütür, yönetir, yönlendirir. Onun dışında kimse o iradeyi, gücü, inisiyatifi geliştiremez. Bu nettir. Bu konuda bir adım atılmadan -PKK yönetiminin kendisi doğrudan ifade etti- bu kongre toplanamaz, öyle bir karar alınamaz. Öyle bir karar için toplanamaz. Bunu yapacak tek kişi Önder Apo’dur. PKK’nin kurucusudur, bu silahlı mücadele sürecini sonlandıracak olan da Önder Apo’nun kendisidir. Bu nettir” vurgusunda bulundu. 
 
ADALET BAKANININ ‘UMUT HAKKI’ AÇIKLAMASI
 
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “Umut hakkı mevzuatta yoktur” açıklamasına atıfta bulunan Besê Hozat, “Bu mevzuat Kur’an ayeti midir? Sen bu kadar ciddi bir süreç başlatıyorsun, mevzuatı değiştireceksin tabii. O mevzuatı değiştireceksin. O mevzuatın değişmesi, 2-3 günlük bir iştir. Biz araştırdık, soruşturduk. Bilenler biraz inceledi, bizi bilgilendirdi. İsterseler birkaç günde o mevzuat değişir, yasa değişiklikleri sağlanır. Umut hakkı 3-4 gün içinde uygulanır. 3-4 tane yasadır, bunlar değiştirilir, umut hakkı uygulanır. İstemiyor. Yapılmayacak iş değil ki. Mevzuat değişebilir. Mevzuatı değiştirebilir, Önder Apo görüntülü mesaj da verebilir. Biz niye görüntülü mesajda ısrar ettik. O bir sınavdı, test etmekti iktidarı, devleti. Ne kadar ciddidir. Eğer ciddiyse videolu bir mesaja hiç itiraz etmemesi, engel olmaması gerekiyordu. Bu kadar tarihi süreç bir süreç geliştirilecek, yüz yılın sorunu çözülecek görüntülü mesajdan sakınılacak. Nasıl oluyor bu? Bu senin ciddiyetini, samimiyetini ortaya koyuyor. Aslında maskesi orada düştü. Görüntülü mesaja engel koyarak maskesi düştü, gerçek yüzü göründü. Sonrasında da devamı gelmedi. Şimdi de konuşuyor, ‘Umut hakkı mevzuatta yok’ diyor. Ciddiysen mevzuatı değiştirirsin o mevzuatı. Yasa değişikliğine gidersin ve umut hakkını 3-4 günde uygularsın” şeklinde konuştu. 
 
‘YASAL VE HUKUKİ GÜVENCE OLMALI’ 
 
Yasal ve hukuki garanti, güvence olmadan sürecin gitmeyeceği uyarısı yapan Besê Hozat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu haliyle yarın öbür gün, o İmralı’ya giden 7 kişilik heyeti de tutuklayabilirler. Hiçbir güvencesi yoktur gerçekten. DEM Parti Eş Genel Başkanları dahil olmak üzere garantisi yok. Çünkü hukuki yasal güvencesi yok. Gayri hukuki yapılıyor her şey. Adeta illegal yapılıyor. Bu sürecin hiçbir garantisi yok. Dolayısıyla bu sürecin kesinlikle bir yasal ve hukuksal güvencesinin olması gerekiyor. Bu konuda yasa çıkarılması gerekiyor. Hukuki düzenleme yapılması gerekiyor ve meclisten yasanın çıkması gerekiyor. Önderliğimiz sürecin ta başında söyledi: ‘Meclis’te bütün iktidarda yer alan partilerin, tüm muhalefetin ve iktidar partilerinin katılımıyla ortak bir komisyon kurulsun. Bu komisyon yasal düzenlemelere gitsin. Bu sürecin yasal ve hukuki güvencesinin zemini oluşsun’ dedi. Bunların hiç biri yapılmadı. Aksine giderek tamamen bu zeminin oluşmaması için her türlü saldırı yapılıyor. Olamaz ki, nasıl olacak bu? Kürt sorunu silahlı mücadeleyle değil, demokratik siyaset ve hukuk boyutunda çözeceksek, bu zeminde çözeceksek, o zaman demokratik siyaset ve hukuk zemininin oluşması gerekiyor. Bunun ortamı, zemini oluşmalı. Bu olmadan nasıl PKK silah bırakacak? PKK’nin silah bırakmasının temel bir gerekliliği demokratik siyasetle hukuk boyutunun oluşmasıdır. Bu oluşmadan PKK silah bırakamaz, kendisini feshedemez. Bu çok nettir.”
 
‘ÇAĞRI MUTABAKATTIR, ADIM ATILMALI’ 
 
‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın da bunu gerektiren ortak bir mutabakat olduğunun altını çizen Besê Hozat, şunları söyledi: “Kimse çok fazla bu gerçeğe dikkat çekmiyor. Ama şahsen ben bunu çok önemli buluyorum. Devlet de bu çağrının içeriğini kabul etmiş, bu anlamda ortak bir konsensüs oluşmuş. Bu çağrının içeriği, anlamı nedir? Bu çağrı bir demokratik cumhuriyet çağrısıdır, demokratik uzlaşma çağrısıdır, Kürt sorununun demokratik siyaset ve hukuk boyutuyla çözülmesi çağrısıdır. Devletin de bunu kabul etmesi durumudur. Çünkü bu bir ortak mutabakattır aynı zamanda. Devlet bunu kabul etmeseydi, bu çağrı yapılabilir miydi, mümkün müydü, buna izin verir miydi? Madem ki ey devlet, iktidar, sen demokratik cumhuriyet projesini, perspektifini, politikasını kabul ediyorsun, demokratik uzlaşmayı kabul ediyorsun, Kürt sorununun demokratik siyaset ve hukuk boyutuyla çözülmesini kabul ediyorsun, o zaman adım atacaksın, somut adım atacaksın. Bunun yasal, hukuki zeminin oluşturacaksın, Kürt sorununun demokratik çözümü için demokratik siyaset ve hukuk boyutu çözümü için buna zemin oluşturacaksın mecliste. Meclis harıl harıl çalışacak. Önder Apo derhal hemen çağrıdan sonra fiziki özgürlüğüne kavuşacak. Örgütüyle, herkesle ilişki içine girecek, iletişim içerisine girecek. Ciddi olacaksın, samimi olacaksın. Bu saldırıları durduracaksın. Yok, ısrarlı bir biçimde, ‘Şartsız, koşulsuz, Öcalan böyle demiş’ diyorlar. O zaman sen o çağrıdan bir şey anlamamışsın devlet, iktidar! Oturup, oturup o çağrıyı 40 defa okumaları gerekiyor. Ne anlama geldiğini anlamaları gerekiyor.” 
 
ADIM ATMAYAN İKTİDARIN ÇAĞRILARI
 
Adım atmayan iktidar ve devletin PKK’ye yaptığı çağrılara değinen Besê Hozat, “Çağrı oldu hemen kongre tarihi belirlesin, kongresini toplasın, feshetsin kendini, silah bıraksın” yaklaşımına da tepki gösterdi. Besê Hozat, “Bu oyunlara kim gelir? Sen bunda ısrar edersen, o zaman biz de deriz ki; sen hile, oyun yapıyorsun. Seninki komploculuktur. Sen oyun peşindesin, siyasi taktik, manevra yapıyorsun. Senin öyle sorunun demokratik siyasetle, hukukla çözümden yana bir şeyin yok. Senin derdin bir bütünen Kürtlerin 50 yıllık mücadeleyle ortaya çıkardığı tüm değerleri, demokrasi, özgürlük değerlerini ortadan kaldırmaktır, tasfiye etmektir, soykırım politikasını sürdürmektir. Bunu sonuca götürmede ısrardır. Taktik yaparak bunu sonuca götürmek istiyorsun. O zaman bizde böyle deriz, böyle değerlendiririz. Bu anlamda da zaten derin kuşkular var. Baştan itibaren vardı gerçekten. Ama Önder Apo devletin bu gerçeğini bilerek çok güçlü bir mücadele yürütüyor orada. Kürt halkı, halklar, Türkiye toplumu lehine, kadınlar lehine, yararına bir süreç geliştirmek istiyor ve bunu gerçekten sonuca götürmek istiyor. Bu konuda da elbette mücadeleyi sürdürmek lazım. Özellikle Önder Apo’ya fiziki özgürlük hamlesini bizim çok güçlü bir şekilde yürütmemiz gerekiyor. Bu süreçten bu sonucu çok iyi çıkarmalıyız. Önder Apo’nun çağrısını da dikkate alarak, yani Önder Apo’ya fiziki özgürlük ve demokratik toplum perspektifiyle bu hamleyi mutlaka başarılı bir biçimde yürütüp sonuca götürmemiz lazım” dedi. 
 
'ATEŞKES İLANINA RAĞMEN SALDIRILAR SÜRÜYOR'
 
Abdullah Öcalan’ın tarihi çağrısının ardından PKK’nin 1 Mart’ta ateşkes ilan etmesine rağmen saldırıların aralıksız sürdüğünü belirten Besê Hozat, “Ağır silahlarla yoğun saldırı var, kimyasal silah yine bu son süreçte kullanıldı. Fosfor bombaları kullandı. Her türlü yasaklı silahı da kullanmaya devam etti. Savaş suçu işlemeye devam etti. Bu konuda hiç bir şeye gitmedi. 1 Mart’tan bu yana bu saldırılar yoğun biçimde aralıksız devam etti. Bu haliyle aslında bu saldırılar durumunda PKK’nin ilan ettiği ateşkesin de aslında fazla bir anlamı kalmıyor. İşin gerçeği öyledir. Zaten Yaşar Güler’de açıklama yaptı. Ateşkesi kabul etmediklerini söyledi, ‘nerden çıktı bu ateşkes’ dedi. İşte ‘biz savaşmıyoruz ki bize ateşkes ilan ediliyor, bizden ateşkes isteniyor’ diyor. Bazı çevreler ‘PKK ateşkes ilan etmişse devlette ateşkes ilan etmeli, çift taraflı ateşkes olsun ki bu süreç ilerleyebilsin. Bu da iyi niyet yaklaşımı olur, güvenirlik, samimiyet, ciddiyet açısından da bir ölçü, gösterge olur, önemlidir’ gibi değerlendirmeler yaptı. Bir bakıma bunlara da cevap verdi. Yaşar Güler’e ve Türk devletine, iktidara göre bir savaş yürütmüyorlar onlar, ‘teröre’ karşı mücadele yürütüyorlar. Dolayısıyla savaş olmadığı için ateşkes de olmaz. Mantıkları böyle işliyor, bakış açıları böyle. Şimdi 41 yıldır kıyasıya bir savaş var. On binlerce insan yaşamını yitirmiş, Türkiye’nin bütün ekonomik kaynakları bu savaşta çökmüş, 4 trilyon dolar para gitmiş bu savaşa, ekonomisi çökmüş, devlet çökmüş, çöken bir Türkiye var bu savaşta, halen bunun savaş olmadığını söylüyor. Her gün havada 10-20 tane savaş uçağı bombalama yapıyor, İHA’sı, SİHA’sı sürekli havada geziyor. Tankı topu sürekli bomba atıyor, kimyasal silah, fosfor kullanıyor, taktik nükleer kullanıyor, her türlü silahı kullanıyor, adına savaş demiyor. Ya bu nedir? Devletin bir biri ile savaşında bu kadar teknik kullanılır. Bu kadar can kaybı olur. Bir devlet bu düzeyde çöker” diye konuştu. 
 
MUHALEFETE YÖNELİK BASKI VE SALDIRILAR
 
AKP’nin İstanbul Barosu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi üzerinden süren baskı ve saldırılarını değerlendiren Besê Hozat, “AKP-MHP iktidarı bir bakıma can derdine düşmüş, kendi iktidarının derdine düşmüş. İktidarını ayakta tutmak, sürdürebilmek için şimdi böyle doludizgin, çok pervasız bir şekilde muhalif tüm kesimlere yöneliyor. Gerçekten çok pervasızca yöneliyor. Öyle ortada ne hukuk var, ne ahlak var, ne vicdan var hiçbir değer tanımıyor. İnsanlık namına hiçbir ilke tanımıyor. Böyle yoğun bir saldırı içerisindedir. Zaten Kürdistan’da on yıllardır bir soykırım savaşı yürütüyorlar. On yıllardır yürüyen bir soykırım savaşı ve faşizm var. Biz hep söyledik. Kürdistan’da faşizm olursa, Türkiye’de demokrasi olmaz. Kürdistan’da soykırım savaşı olursa, Türkiye’de hukuk, demokrasi, adalet olmaz. Bu Türkiye’ye de vurur, genelleşir. Biz bu konuda Türkiye toplumuna, Türkiye demokrasi güçlerine, Türkiye muhalefetine, birçok siyasi çevreye sürekli ama sürekli bu çağrılarda bulunduk ve haklı çıktık. Şuan da Kürdistan’daki faşizm, baskı tüm Türkiye’ye yayılmış durumdadır. Tersi de öyledir. Şimdi örneğin Kürdistan’da baskı, şiddet halen devam ediyor. Şuan da Türkiye’deki bu baskı, faşizm varken, Kürdistan’da demokrasi olur mu? Barış olur mu? Barış ve Demokratik Toplum süreci gelişir mi? Mümkün müdür, asla” ifadelerini kullandı.
 

Diğer başlıklar

15:54 Katledilen Sevcan Demir için çağrı: Fail cezalandırılsın
15:31 IHR: İran'ın 'Jîna Emînî' raporu gerçek dışı!
15:19 KESK ve DİSK’ten iş bırakma eylemi
14:59 Roboskî Katliamı 159'uncu ayında: Kayıp hukukun peşindeyiz
14:56 Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde darp ve soruşturma
14:46 İBB soruşturması ve polis şiddetine ortak tepki
14:32 İHD: Gözaltına alınanlar işkenceye maruz kaldı
14:20 DEM Parti Kadın Meclisi’nden polis şiddetine tepki
14:20 Ankara’da kaza: 6 ölü, 3 yaralı
14:12 Amed Barosu ve ÖHD'den Newroz raporu
13:57 Tahrip edilen mezarlıklara bayram ziyareti
13:22 Emek ve Demokrasi Güçleri'nden Maltepe mitingine çağrı
13:14 BYC: Gazeteci Khan şiddeti çektiği için kaçırıldı
13:02 CHP kayyım düzenlemesinin iptali için AYM'ye başvurdu
12:43 Öğrenciler: Hukuksuzluklar son bulana kadar boykota devam
12:22 Kayyım kadın çalışanları temizlik işlerine gönderiyor
12:05 Suriye-Lübnan arasında sınır anlaşması
11:55 İran, Trump’ın mektubuna yanıt verdi
11:16 Ne zaman indirileceğini bilmeden tutulduğun Filistin Askısı: Karihomenlilik
11:14 Myanmar'da 7,7 büyüklüğünde deprem
11:00 Avusturyalı siyasetçiler: Türkiye Öcalan’ın mesajını dikkate almalı
10:00 4 aylık İmralı raporu: CPT'ye 'ivedi' başvuru
09:26 Gözaltındaki ihlalleri anlattılar: Gençliğin gücünden korkuyorlar
09:15 İstanbul ve Ankara'da ev baskınları: 2 gazeteci gözaltında
09:09 Mêrdîn’de 26 kişiye ‘kayyım protestosu’ davası
09:08 Muş Ovası'nda kardelen şöleni
09:08 Bayram şekerinden de kıstılar
09:07 ‘Suriye’de kadınlar katılmadan yeni sistem inşa edilemez’
09:05 Tunç Soyer: Barış ve demokrasi mücadelesi birbirinden ayrılamaz
09:04 Abdullah Öcalan’ın çağrısının üzerinden bir ay geçti: Fiziki özgürlüğü sağlanmalı
09:00 28 MART 2025 GÜNDEMİ
08:06 Ankara'da 3 tutuklama
07:59 ODTÜ’de gece boyunca direniş
27/03/2025
23:34 BİRTEK-SEN üyesi Halil Kara tutuklandı
23:26 DTCF’lilerden 27 Mart Dünya Tiyatro Günü açıklaması
22:39 Hacettepe Üniversitesi öğrencilerinden yürüyüş
22:36 CHP’li Ali Mahir Başarır: Seçim otobüsümüz kaçırıldı
21:35 Kürt Konferansı sona erdi: Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü sağlanmalı
21:25 Bismil'deki kazada 3 kişi yaşamını yitirdi
20:54 Kürt ve Azerbaycanlı insan hakları grupları Urmiye'deki ırkçı gösteriyi kınadı
20:50 AP'de Abdullah Öcalan'a uluslararası destek: 200 isim barış çağrısı yaptı
20:25 Anadolu Üniversitesi’nde boykota katılım çağrısı
20:20 Xana Axpar’da yüzlerce kişi iftar yemeğinde bir araya geldi
20:16 İsrail'in Gazze saldırısında 20 kişi katledildi
20:11 Ayvalık'ta 7 kişi gözaltına alındı
19:38 Hesekê'de kadın çalıştayı
19:34 DFG bilançoyu açıkladı: Gazetecilik yargılanamaz
19:00 Erdoğan Somali Cumhurbaşkanı ile görüştü
18:57 14 kişinin daha mal varlıklarına el konuldu
18:46 Gazeteci Can Ataklı serbest bırakıldı
18:41 Uludağ'da çıkan yangında otel müdürü gözaltına alındı
18:33 Kızıldeniz kıyısında denizaltı battı: 6 ölü
18:17 Boykottaki öğrencilere akademisyenlerden destek
18:13 Muğla'da orman yangını
18:11 Metro İstanbul, toplu ulaşıma kısıtlama getirdi
17:57 Tişrîn'de direniş nöbeti 78'inci gününde
17:45 Avusturya’da öğrencilerin telefon kullanması yasaklandı
17:39 Avrupa Konseyi’nden Türkiye’ye heyet gönderme kararı
17:20 Avrupalı iki bakanın Şam ziyareti iptal edildi
17:10 RTÜK TV’lere ceza yağdırdı
17:09 Suzan Uçakan’ın mezarı başında açıklama: Hayatlarımızdan vazgeçmeyeceğiz
17:01 Ayşe İnceyol davası ertelendi: Fail hala yakalanmadı
16:52 ‘Gözaltılar toplumsal barışı zedeliyor’
16:43 Eskişehir’de 6 kişi serbest bırakıldı
16:30 MEBYA-DER'den Cizîr'de anma
16:29 İBB Genel Sekreter Yardımcısı Polat hastaneye kaldırıldı
15:55 Kolunu kaybeden Kadri Ceyhan davasında 18 yıl sonra ‘ihlal’ kararı
15:50 BBC muhabiri Türkiye'den deport edildi
15:50 AP’de Kürt konferansı: Abdullah Öcalan halen muhatap arıyor
15:48 Gazetecilere yönelik baskılara tepki
14:58 Gazeteci Egîd Roj anıldı
14:33 Gazetecilere yönelik baskılar protesto edildi
14:24 Akademisyen Levent Dölek tutuklandı
13:52 Nesibe Elgün'ü katleden fail tutuklandı
13:51 Bakırhan: Kürt sorununun çözümü tercih değil, zorunluluk
13:46 Belucistan’da eylemler sürüyor
13:41 DEM Parti’nin Ramazan Bayramı programı belli oldu
13:14 Ali İsmail Korkmaz’ın fakültesinde boykot
13:10 İzmir'de tutuklanan 10 kişi cezaevinde darp edildi
12:48 Gazetecilerin Anadolu Üniversitesi’ne girişine engel
12:15 TÜİK Şubat ayı işsizlik oranını açıkladı
11:59 Hamas sözcüsü İsrail saldırısında yaşamını yitirdi
11:31 Avukatlardan İmralı için 2 ayrı başvuru
11:20 LAB: Eğitim Sen'in yanındayız
11:19 Bin 876 gözaltı, 260 tutuklama
11:06 Gazeteci Yağız Barut serbest
10:16 BAC: Beluc gazeteciden haber alınamıyor
09:54 50 akademisyen açığa alındı
09:50 Şirnex'te 11 bölgeye yasak
09:46 Otel yangınında ölü sayısı 2'ye çıktı
09:23 Nicolas Walder: Türk devleti sürece samimi yaklaşmalı, somut adım atmalı
09:21 Yılın son Newroz’unu kutlayan Kırşehirliler: Umutluyuz
09:01 Yerine kayyım atanan Sarıyıldız: Umudumuz dimdik ayakta
09:00 27 MART 2025 GÜNDEMİ
08:54 7 gazeteci hakkında tahliye kararı
08:26 Ankara'da ev baskınları: Veli Saçılık gözaltında
08:20 ODTÜ'nün eyleminde çok sayıda gözaltı
07:51 Uludağ’da otel yangını: 1 ölü
26/03/2025
23:57 DEM Parti ve DBP heyeti KNK ile görüştü
23:49 Ankara Barosu'ndan kitlesel yürüyüş: Meslek onuru için mücadele edeceğiz
23:43 NATO: Litvanya'da kaybolan 4 ABD askeri ölü bulundu
23:37 Adana’da protestolar sürüyor
23:20 19. Uluslararası Avrupa Birliği, Ortadoğu, Türkiye ve Kürtler Konferansı başladı
21:53 CHP'nin olağanüstü kurultay kararı için iptal başvurusu talebine ret
21:40 Hozan Comerd'in yeni albümü ‘Xozan’ çıktı
20:22 DEM Parti ve DBP heyeti Halk Cephesi ile bir araya geldi
19:38 Kütahya'da kadın cinayeti
19:34 32 yıllık tutsaklık sona erdi: Güzel günlerin gelişi yakın
19:27 KHK eyleminde Eğitim Sen'in hedef gösterilmesi protesto edildi
19:23 31 yıl sonra tahliye edildi: Başaracağımıza inanıyorum
19:05 Soruşturma protesto edildi: Eğitim Sen biat etmez
18:26 Cenevre eylemi 51'inci ayında: Çağrıya karşılık sorumluluk alın
17:50 Özel: Maltepe Mitingi'nde cumhurbaşkanı adayımızı ilan edeceğiz
17:45 Üniversiteliler boykotta: Mücadelemize omuz verin
17:41 Xana Axpar’daki kum ocağı Meclis gündeminde
17:32 Gülistan Kılıç Koçyiğit: İktidar üzerine düşen sorumluluğu yapmalı
17:06 ‘Fuhuş Çetesi’ davası: Tutuklama talebi reddedildi
16:50 İHD’den ‘ekolojik hak ihlalleri’ raporu: Barınma hakkı hedefte
16:42 Eğitim Sen MYK’ye ev hapsi
16:38 İBB’de başkanvekili CHP’li Arslan oldu
16:23 DEM Parti AKP ve MHP'ye bayram ziyaretinde bulunacak
15:28 Gençlerden Amara yürüyüşüne videolu çağrı
15:23 İskenderun’da gözaltı ve tutuklamalara tepki
15:09 Anadolu Üniversitesi’nde boykot
15:05 Halide Türkoğlu: Kadınlar ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısı etrafında kenetlenecek
14:59 Kerboran Belediye Eşbaşkanı’nın duruşması ertelendi
14:49 DEM Parti Kadın Meclisi Gelecek Partisi ile görüştü
14:36 12 kadın örgütünün X hesabına erişim engeli
14:26 Kayyım nöbetinde gözaltıların serbest bırakılması çağrısı
14:15 Erdoğan’dan ‘Heybedeki büyük turp’ açıklaması
14:04 İstanbul Barosu’ndan bilanço: 20’si çocuk 447 kişi gözaltına alındı
13:18 İHD’den İçişleri Bakanlığı’na kayyım mektubu
13:03 Dekan tehdit etti, özel güvenlik saldırdı
12:48 Adalet Bakanı: İmralı’ya aile görüşmesini değerlendiriyoruz
12:21 Eski belediye meclis üyesine 8 yıl hapis cezası
12:15 Bir yıldır yakalanmayan failin 5’inci duruşması yarın
11:59 Ankara’da gözaltına alınan öğrencilere ev hapsi
10:54 337 yazar ve akademisyenden ‘demokrasi ittifakı’ çağrısı
10:46 Beylikdüzü Belediyesi'nde başkanvekilliği görevine Serkan Çebi seçildi
10:41 Mezopotamya Ajansı'na erişim engeli
10:38 DEM Parti Grup Başkanvekili: Kürt sorunu çözülmeden Türkiye demokratikleşemez
10:24 İstanbul, Bursa ve Adana’da ev baskınları: Çok sayıda gözaltı
10:08 İzmir ve Antalya'da 20 tutuklama
09:48 Ma Music kitap kampanyasını Avrupa'ya taşıdı
09:45 Maden talanına direnenler: Toprağımızı vermeyeceğiz
09:03 Kıbrıs görüşmeleri: Türkiye çözüm istemiyor
09:01 Zürih Kent Konseyi üyesi: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü refah için zorunlu
09:00 26 MART 2025 GÜNDEMİ
08:38 Türkiye Yayıncılar Birliği: Halkın demokratik taleplerine kulak verin
25/03/2025
22:19 DEM Parti ve DBP heyeti, PYD’yi ziyaret etti