ANKARA - DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli, kayyım protestoları sırasında kolluk kuvvetleri tarafından uygulanan şiddeti Meclis gündemine taşıdı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli, Mêrdîn, Êlih, Xalfeti ve Esenyurt belediyelerine kayyım atanmasına karşı yapılan protestolar sırasında polisin uyguladığı şiddet nedeniyle yaşanan hak ihlallerinin araştırılması için Meclis Başkanlığı’na araştırma önergesi verdi.
Kayyım politikalarıyla halk iradesinin yok sayıldığı ve demokrasiye karşı bir darbe anlayışının yürürlükte olduğu belirtilen önergede, “Halk, seçtikleri belediye eşbaşkanlarını savunarak, kayyım atamalarına karşı protesto eylemleri gerçekleştirmiş ve belediyelere sahip çıkma çağrısında bulunmuştur. Ancak bu barışçıl protestolar, kolluk şiddetiyle bastırılmak istenmiştir” denildi. Önergede, Êlih’te sivil polislerin hukuksuz şekilde gözaltı işlemleri gerçekleştirdiği, gazetecilerin hedef alındığına da dikkat çekildi.
SİYASİ İRADEYE GÖZDAĞI
Önergenin devamında şu ifadelere yer verildi: “Halkın yerel yönetim iradesine sahip çıkarak gerçekleştirdiği gösteri ve protestolar karşısında ağır insan hakları ihlalleri içeren uygulamaların açığa çıkması, demokratik hak ve taleplerin karşısına şiddeti ve işkenceyi yerleştirmek anlamına gelmektedir. İrade gaspı karşısında yalnızca kayyım atanan il/ilçelerde değil, Türkiye’nin dört bir yanında, demokrasiye sahip çıkma maksadıyla protesto eylemleri gerçekleştirilmektedir. Barışçıl protesto hakkını kullanan kişiler, kriminalize edilmekte, siyasi iradenin gözdağı verme niyetiyle gözaltına alınmakta ve tutuklanmaktadırlar. İçişleri Bakanlığı’nın aktarımıyla, 47 şehirde 253 kişi gözaltına alınmıştır. Bu kişilerden 33’ü tutuklanmış, 37’si hakkında adli kontrol kararı ve 3’ü hakkında ev hapsi kararı verilmiştir. Sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek 217 kişi tespit edilmiş, haklarında yasal işlem başlatılmıştır.
MECLİS ARAŞTIRMA TALEBİ
Halkın yerel yönetim iradesine sahip çıkarak gerçekleştirdiği gösteri ve protestolar karşısında ağır insan hakları ihlalleri içeren uygulamaların açığa çıkması, demokratik hak ve taleplerin karşısına şiddeti ve işkenceyi yerleştirmek anlamına gelmektedir. İşkence ve şiddeti denetimsiz bırakarak, normalleştirmek, yurttaşları temel insan hakları korumasından yoksun bırakmak demektir. Bu bağlamda, Batman, Mardin ve Halfeti başta olmak üzere, kayyım karşıtı barışçıl gösterilerin şiddet ve işkence ile bastırılmasının ve buna bağlı olarak yaşanan hak ihlallerinin boyutlarının ve sorumlulularının belirlenmesi elzemdir. Bu çerçevede gerekli yasal incelemelerin yapılması, mağdur edilen yurttaşlara karşı adil çözüm üretilmesi ve gerekli önlemlerin alınması için bir Meclis Araştırması açılması gerekmektedir.”