WAN - Kürt diline ve kültürüne yapılan saldırıların İmralı tecridinin yansıması olduğunu belirten TJA aktivisti Çağlar Demirel, "İktidarın geçmişte olduğu gibi bugün de başarılı olma şansı yoktur" dedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 25 yılı aşkın süredir tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 41 aydır haber alınamıyor. Abdullah Öcalan’dan haber alınamaması savaş siyasetini derinleştirirken, tecrit politikası her alana sirayet etmeye devam ediyor. Bunun sonucunda da Kürtlerin kültürel mekanizmalarına ve diline saldırı gerçekleştiriliyor. Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad/TJA) aktivisti Çağlar Demirel, tecrit sistemini ve yansımalarını değerlendirdi.
AKP-MHP iktidarının kriz yaşadığını ve bu süreci Kürtlere baskı, şiddet ve tecrit uygulamalarıyla yönetmeye çalıştığını belirten Demirel, “Kürtlerin dilini, kültürünü yok ederek, hiçleştirerek, asimilasyon uygulamalarını geçmiş tarihten bugüne kadar getiren bir anlayış nasıl yürütemediyse, bugün ki iktidar da bu politikalarla bu süreci yürütemez” dedi.
TJA aktivisti Çağlar Demirel
‘90’LI YILLARIN POLİTİKASIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ’
Ülkenin anti-demokratik yöntemlerle yönetildiğini ve demokrasinin olmadığı yerde “başarının da” olmayacağını ifade eden Demirel, “Demokrasiyi oturtabilmenin ve özgürlüğü geliştirebilmenin temel yolu halkların inançlarına, kültürlerine saygı duymaktır. Bu durum bizi, 1990’lı yılların da ötesine götüren bir politikayla karşı karşıya getirdi. Sayın Abdullah Öcalan’a dönük başlayan tecridin bugün bütün halkı genel bir tecrit içerisine aldığını görüyoruz. Çözümün adresinin İmralı olduğunu ifade etmemizin nedeni, bütün yaşam alanının demokratikleşmeye doğru gitmesinin gerekliliğini göstermek. Bugün Kürt diline ve kültürüne yapılan saldırıların hepsi tecridin yansımadır. Çünkü iktidar demokrasiyi oturtamadığı sürece demokratik, özgürlükçü bir bakış açısı yaratmadığı sürece, krizlerden çıkamayacak” diye belirtti.
‘ÇÖZÜM TECRİDİN KALKMASI’
Yaşanan tüm anti-demokratik uygulamaların sonucunda Kürt diline, kültürüne ve halayına yönelik saldırıların başladığını belirten Demirel, “Gittikçe geriye giden ve daha geri yerlerde çözümü arayan bir noktadalar. Oysa çözüm tecridin kaldırılması, halkların, inançların özgürce yaşaması. Bütün halklar ancak tecrit kalktığı zaman kendilerini özgürce ifade edebilir. Bunun için de başta İmralı tecridi olmak üzere, toplumdaki bu asimilasyon ve inkar politikalarından vazgeçin diyoruz” dedi.
‘KÜRT SİYASİ HAREKETİ ALTERNATİFSİZ DEĞİLDİR’
Kürtlere yönelik baskının geçmişte de var olduğunu ancak baskı uygulayan hiçbir iktidarın başarılı olamadığını dile getiren Demirel, şunları söyledi: "İktidarın geçmişte olduğu gibi bugün de başarılı olma şansı yoktur. Halkları inkar eden, parçalayan, bölen, dilini yasaklayan, kültürünü yasaklayan bir yaklaşımın kabul edilemez olduğunu ifade etmek istiyoruz. Kürt siyasi hareketi hiçbir zaman alternatifsiz değildir, bu durumda da alternatifsiz olmadığımızı ifade ediyoruz. Demokratik, toplumcu bir anlayışın hayat bulması için mücadele ediyoruz. Dolayısıyla biz hiçbir zaman dilimizden, kültürümüzden vazgeçmeyeceğiz, halkımız bundan vazgeçmeyecek. Tutuklamalar yaşadık, katliamlar, yasaklamalar yaşadık. Görmediğimiz şey kalmadı. Bunlar başarılı oldu mu? Hayır, olmadı ve olmayacak. Mücadele sürecek.”