İSTANBUL - DEM Parti Kadın Meclisi’nden Semiha Şahin, “Özgür ve eşit yaşamda ısrarcıyız, örgütleniyoruz” kampanyası kapsamında alanlarda olacaklarını belirterek, "Direnmek yetmiyor, kazanmak gerekiyor" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, 20 Temmuz’da Ankara’da "Özgür ve eşit yaşamda ısrarcıyız, örgütleniyoruz" şiarıyla kampanya başlattıklarını duyurdu. Bu kapsamda birçok ilde konferans düzenleyen kadınlar, önümüzdeki süreçte kadın yapısını güçlendirmeyi hedefliyor. DEM Parti Merkezi Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Semiha Şahin, kampanyanın kapsamını, politik başlıklarını ve yapacakları çalışmalara dair konuştu.
DEM Parti Kadın Meclisi olarak 6 ay sürecek bir kampanya planladıklarını ifade eden Şahin, kampanyaya dair “Tüm toplumda; hem parti içerisinde kadın meclislerini örgütlemek hem de kadınların taleplerini taleplerimiz sayarak, onlarla birlikte bir mücadele programı olarak tarif edebiliriz” ifadelerini kullandı.
'KADINLAR TECRİT ALTINA ALINMAK İSTENİYOR'
AKP-MHP iktidarının kadın düşmanı politikalarına karşı topyekun bir mücadeleyi esas aldıklarını belirten Şahin, “Birçok alanda kadınlara, bedenlerine, emeklerine yönelik şiddet, sömürü ve kadının kimliğini tanımama hali söz konusu. Ülke bir bütün olarak hapishaneye dönüştürülmüş durumda. Tecrit rejimi her alanda yansıyor. Kadınlar tecrit altına alınmak isteniyor. Yaşam biçimlerinden giydikleri kıyafetlere, kendi yaşamı için bir gelecek belirlemeye kadar kadının adını gittikçe silikleştiren, görünmez kılan bir aile olgusu etrafında kadının tüm benli yok ediliyor” ifadelerini kullanıldı.
'DİRENMEK YETMİYOR, KAZANMAK GEREKİYOR'
AKP-MHP’nin kadınlara dönük politikalarının yaşamın her alanına sirayet ettiğine dikkat çeken Şahin, “DEM Parti Kadın Meclisi şunu ifade ediyor: ‘Bizim hayatlarımız için özgürlük, eşitlik talebini bulunduğumuz her alanda dile getirmekten vazgeçmeyeceğiz, ısrar ediyoruz bu konuda.’ Tüm bu baskı ortamlarına, 20 yıllık AKP iktidarı içerisinde kimi eksikliklere rağmen hala en güçlü direnişi sergileyen kadınlar oldu. Ama sadece direnmek yetmiyor, kazanmak da gerekiyor. Bunun için en temel özsavunma gücümüz, örgütlülüğümüz olarak tarif ediyoruz” diye belirtti.
'KADINLARIN YAŞAM ALANLARI DARALTILIYOR'
Kadınların hem kadın meclisi hem parti içerisinde daha güçlü bir araya gelişler sağlamasını hedeflediklerini belirten Şahin, “Bu kampanya ekseninde birkaç temel konu başlığımız var. Biri hapishanelerdeki kadınların en demokratik taleplerinin bile birçok baskıyla karşılaşması, bu anlamıyla da başta hapishanelerde ve topluma uygulanan tecridin kırılması. Yine, rant politikasıyla kadınların yaşam alanları daraltılıyor. Buna karşı doğanın talan edilmesine karşı sözümüzün olduğunu söylüyoruz” ifadelerini kullandı.
KADIN YOKSULLUĞUNA KARŞI MÜCADELE VURGUSU
Kapitalizmin içinde bulunduğu varoluşsal krizin Türkiye’ye derin bir yoksullaşma olarak yansıdığınu vurgu yapan Şahin, “Bu yoksullaşma krizinin en fazla etkilenenlerin kadınlar olduğunu biliyoruz. Bu ucuz iş gücü olarak emek sömürüsüne tabi olmasından, emeklerinin görünür olmaktan çıkarılmasından, devletlerin gerçekleştirmesi gereken sosyal hizmetlerin kadınlar üzerinden görülmesinin sonuçları, toplamda neoliberal politikaların tümünün en ağır sonuçlarını kadınlar yaşıyor. Kadın yoksulluğuna karşı özel bir vurgu var beyannamemizde” diye belirtti.
Ülkenin dört tarafının bir savaş içerisinde olduğunu ve bundan en çok kadınların etkilediğini belirten Şahin, “Bir bölgede çıkan savaş başka bölgelerdeki kadınları da halkları da doğal olarak etkiliyor. Bu anlamıyla başta kendi ülkemizden başlayarak savaş karşıtı bir hareketin kurulması, inşa edilmesi bakımından da bir girişim içinde olmamız gerekir” diyerek kampanya kapsamında bu konunun üzerinde durduklarını ifade etti.
ERKEK EGEMENLİĞİN PARTİDEKİ YANSIMALARI
Tüm bunlarla beraber parti içerisinde gelişen erkek egemenliği de göz ardı etmediklerini belirten Şahin, şöyle devam etti: “Erkek egemen sistem, toplumun birçok yerine bu yaklaşımını çok derinlikli şekilde nüfuz ettiriyor. Sonuçta bu toplumun parçaları olarak bizim parti içimizde de gelişen erkek egemenliğini de başka bir mücadele alanı olarak görüyoruz. Bu anlamıyla biz kadın meclislerini örgütlerken aynı zamanda parti içerisindeki erkek egemenliği ile de mücadeleyi paralel bir şekilde yürüteceğiz.”