HATAY - Hatay'da “Rezerv Alan Yasası” mağdurları ile bir araya gelen DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Sakın ola depreme dayanıksız binaları yapmaya kalkmayın” uyarısında bulunarak, yeni bina yapımları için “denetleyici, bağımsız” bir heyetin oluşturulmasını önerdi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Ekmek ve Adalet" kampanyası kapsamında Hatay'ın Defne ilçesinde “Rezerv Alan Yasası” mağdurları ile bir araya geldi. Abdullah Cömert Parkı’ında gerçekleşen buluşmaya DEM Parti Mersin, Adana, Hatay İl Eşbaşkanları ve çok sayıda yurttaş katılım sağladı. Kadınların ve gençlerin yoğun ilgi gösterdiği buluşmada ilk sözü Hatimoğulları aldı.
'TERK EDİLDİK'
Depremde yalnızlığa ve ölüme terk edildiklerini belirten Hatimoğulları, “İnsanlar günlerce o enkaz altında can çekişirken, devletin, iktidarın yaptığı ayrımcılığı bir kere daha deneyimlemiş olduk. İş makinaları şu an dört bir yanda güçlü bir biçimde enkaz kaldırmaya gelmişler. Geldiler yani birkaç ay sonra. Bu gerçekten sadece benim değil. Herkesin yüreğini yakan bir şey. Biz o gün o iş makinaları için iktidara seslendik. ‘Seferberlik ilan edin’ dedik. ‘Herkes ve her şey işini gücünü her şeyini bıraksın deprem bölgelerine koşsun’ dedik. O iş makinaları parayla, sözleşmeyle, demir karşılığındaki sözleşmelerle, para pulla geldikleri zaman aynı seferberlikle depremin ilk günü gelseydiler, inanın biz o kadar ölmeyecektik. İnanın çok insanı kurtaracaktık. Depremin ilk gününde arama kurtarma çalışmalarına katılan arkadaşlarınızdan biriydim. Deprem olduğunda hemen buraya geldim. Ve orada iş makinalarının ne kadar önemli olduğunu arama kurtarma ekiplerinin çalışmalarında, o uzmanların ağzından defalarca duyduk. ‘İş makinası olsa, bir kepçe olsa biz insanları daha çok kurtarırdık’ dediler” ifadelerini kullandı.
‘MURAT KURUM SÖZÜNÜN ARKASINDA DURMALIDIR’
"Ekmek ve Adalet" kampanyası ile yoksulluğun, işsizliğin, umutsuzluğun kavgasını verdiklerini söyleyen Hatimoğullları, deprem bölgesinde yoksulluğun daha çok katlandığını ifade ederek, “Bizim yürüttüğümüz kampanya bir yandan ekmek kampanyası, öte yandan bu ülkede artan adaletsizliğe karşı her alandaki adaletsizliğe karşı güçlü bir mücadele vermek istiyoruz. Uzun sürecek bu kampanyamızda Türkiye'nin dört bir yanında bütün mağdurlarına, bütün sorun sahibi insanlarla biz bir arada olacağız. Bugünün ana teması, ana konusu: adaletsizliğin derin yaşandığı konulardan biri rezerv alan. İlan edildiği zaman hem Antakya ve Defne'nin diğer mahallelerinde hem Samandağ'da çok güçlü yürüyüşler, çok güçlü çalışmalar, güçlü mitingler, güçlü karşı tepkiler gösterildi. En son Murat Kurum geldi ve dedi ki, ‘biz halk istemiyorsa rezerv alan ilan etmeyeceğiz’. Grup toplantısında bu konuyla ilgili uzun uzun konuştum. Şu çağrıyı yaptım, buradan bir kez daha yapıyorum; Murat Kurum verdiği sözün arkasında durmalıdır. Halk rezerv alan istemiyorsa siz rezerv alan ilan etmeyeceksiniz. Bugün Gültepe'de ve Akevler'de yıkım kararı hayata geçirilmek isteniyor ve bize gelen bilgiler bu civardaki evlere tedbirler gelmiş. Üç gün içinde burayı boşaltın diyorlar. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Rezerv alan, kelimenin tek anlamıyla bizim topraklarımızı kafalarına göre istimlak etmeleridir. Zaten depremde bize yardım etmediler. Zaten depremde çadırları sattılar. Zaten depremde iş makinesi bile getirmediler. Depremde konserve kutularını sattı Kızılay. Daha ne satabilir? Daha ne kadar insan vicdansızlaşabilir? Daha bir iktidar, bir kurum ne kadar vicdansız olabilir?” diye konuştu.
‘NE ZAMAN DERS ÇIKARACAĞIZ?’
İktidara seslenerek uyarıda bulunan Hatimoğulları, sözlerini şöyle tamamladı: “Yandaş firmalara ve taşeronlarına vermiş olduğunuz bu işler sağlam bir denetim altına alınmak zorundadır. İnsan yaşamı sizin için kıymetsiz olabilir. Bizim için bir karıncanın canı bile kıymetlidir. Bizim canımız kıymetlidir. Herkesin canı kıymetlidir. Buradan bir kez daha uyarıyoruz: sakın ola depreme dayanıksız binaları yapmaya kalkmayın. Ayrıca da buradan bir önerimiz, denetleyici, bağımsız heyetin oluşturulmasıdır. Bu heyette yerel yönetimler, belediyeler yer almalı. En önemlisi emek meslek örgütlerinden uzmanlık alanı olan örneğin mühendisler odası yer almalı. Biz yeni depremlerde, yeni ölümler istemiyoruz. Bakınız uzağa gideceğim biraz, Japonya'ya. Japonya'da 9 şiddetindeki depremde bile evler yıkılmıyor. Bir insanın bile burnu kanamıyor. Çünkü gerçekten deprem bölgelerinde depreme dayanıklı evler yapıldı. Biz yaşadığımız Şubat depreminden eğer dersler çıkarmayacaksak neyden ve ne zaman ders çıkaracağız? Türkiye'de seksen milyon yurttaş öldükten sonra mı çıkaracağız? Bu ders çıkarılmalı ve ona göre bir planlama içine girilmelidir.”
Buluşma, depremzedelerin soruları ve taleplerini dile getirmesi ile sona erdi.