ŞIRNEX - Doğa talanına karşı Gabar Dağı eteklerinde buluşan ekolojistler, “Oganize suç ve kırım gerçekleştirilmektedir. Şırnak’ın sesinin Akbelen’de yankılandığı, Kazdağları direnişinin Cudî direnişiyle birleştiği özgür doğa ve toplumu biz kuracağız” dedi.
Mezopotamya Ekoloji Hareketi öncülüğünde Şirnex'te yaşanan doğa talanına karşı kitlesel açıklama gerçekleştirildi. Açıklamaya, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şirnex il ve ilçe yöneticileri, Şirnex Milletvekilli M.Zeki İrmez, Dem Parti Ekoloji Eş Sözcüsü Melis Tantan, Barış Anneleri Meclisi, Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) aktivistleri, Tarım Orkam-Sen Genel Başkanı Serap Baysal, Amed ve Mêrdîn ve Şirnex’teki ekoloji dernekleri, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ile İnsan Hakları Derneği (İHD) Şirnex Şubesi yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
Hezex (İdil) ilçesine bağlı Deşta Darê (Sırtköy) beldesinde bulunan Gabar Dağı eteklerinde yapılan açıklamada, “Polîtîkaya dijî erdnîgarîyê em tu carî qebûl nakin” pankartı açılarak, “Ekolojik kırımlara ağaç katliamlarına son verin”, “Jîyana xwezayî biparêze pêşerojê misoger bike”, “Hebûna xwezayê pêşerojameye” dövizleri taşındı.
‘SAVAŞ SUÇLARI AKP-MHP DÖNEMİNDE ARTTI’
Açıklamayı yapan Şirnex Ekoloji Derneği Sözcüsü Adnan Şenbayram, ulus devletlerin Kürtlere yönelik politikalarına dikkati çekerek, “On yıllardır kimlikleri ve varlıkları yok sayılmıştır. Ezen ulus olan devletin, Kürt halkına yönelik gerçekleştirdiği savaş suçları AKP-MHP döneminde katmerlenerek artmış, adeta halkı nefes alamayacak seviyeye getirmiştir” dedi.
Kurdistan ve Türkiye’deki ekoloji kıyımına değinene Şenbayram, “Türkiye tarafında rant odaklı gerçekleşen bu talanlar, Kurdistan’da rantın yanında özel savaş yöntemlerini de barındırmaktadır. Kurdistan halkına yönelik gerçekleştirilen sömürge politikaları bugün gelinen noktada ekolojik varlıkların özel savaş yöntemleriyle silah olarak kullanılmasına dayanmıştır. Asimilasyona ve tasfiyeye odaklanan ekolojik talan pratiği Kurdistan’ın neredeyse tamamını kuşatmıştır. Birçoğu usulsüz ve hukuksuz olan maden ocakları, barajlar ve HES’ler tüm kentleri ve kırsalları baskı altına almıştır” diye belirtti.
‘ORGANİZE SUÇ İŞLENMEKTEDİR’
Her yıl özellikle “güvenlik alanı” ilan edilen bölgelerde meydana gelen orman yangınlarına işaret eden Şenbayram, “Şırnak ili başta olmak üzere Kurdistan’ın ormanlarını, ağaçlarını yakan güvenlikçi politikalar, son yıllarda ağaçları köklerinden sökerek tamamen yok etmeye odaklanmıştır. Şırnak’ın Besta, Gabar, Cudi, Kureş, Kometa bölgelerinde kesintisiz ‘15 günlük valilik’ yasaklarıyla doğaya açtıkları savaşın iznini çıkararak, denetimli ağaç kesimi gerçekleştirmektedirler. Halka yasaklı olan bölgelerde korucular tarafından ağaçlar köklerinden sökülerek, gözler önünde kamyonlarla farklı illere taşınmaktadır. Yapılan tüm resmi ve sivil itirazlar bugüne kadar sonuç getirmemiş, güvenlik adı altında Kurdistan’da katliam yapılmaktadır. Orman katliamı yapılarak aynı zamanda tekellere maden alanı açarak, organize suç ve kırım gerçekleştirilmektedir” ifadelerini kullandı.
‘İNSANSIZLAŞTIRMA POLİTİKASI YÜRÜTÜLÜYOR’
Şirnex’te çok yönlü bir savaş pratiğinin devrede olduğunun altını çizen Şenbayram, “Devletin türlü türlü oyunlar çevirdiği, irade gaspı, rant, talan ve yok etme politikalarıyla Şırnak iline çok yönlü bir savaş pratiği uygulanıyor. Güvenlik bölgesi ilan edilen alanlar, yasaklanan meralar ile faşist ve ırkçı politikalar hayata geçirilerek yaşamsal devamlılığı ve bir aradalığı yok etmeye çalışıyorlar. Yürütülen bu kirli savaş ile Kurdistan’da cansızlaştırma ve insansızlaştırma amaçlanarak, bir halkın benliği silinmek isteniyor. Toplumsal ve ekolojik kırımların iç içe geçtiği bu düzene karşı tekrardan sesimizi yükseltmek için buradayız” dedi.
AKBELEN’DEN CUDÎ’YE…
Yeryüzünün sermayenin ve iktidarın mülkü olmadığını vurgulayan Şenbayram, son olarak şunları belirtti: “Tüm varlıkları ile içerisinde yaşadığımız yeryüzü, sermayenin ve iktidarın mülkü değildir. Bugün Meclis’te hayvan katliamını yasalarla meşru kılan zihniyet de, yasa tanımadan ağaçları katleden zihniyet de aynı. Bu zihniyetin yok ettikleriyle yaratılan iklim krizini, gıda krizini, su krizini görmezden gelen savaş ve rant odaklı sömürü düzeninde, tek bir ağacın bile yok olmasına seyirci kalmayacağız. Şırnak’ın sesinin Akbelen’de yankılandığı, Kazdağları direnişinin Cudî direnişiyle birleştiği özgür doğa ve toplumu biz kuracağız. Bizler doğa, yaşam ve emek savunucuları olarak ekolojik kırımlar ve cins kırımları bitene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Açıklama, “Bê xweza jiyan nabe” ve “Xweza jîyane, jîyanê biparêze” sloganlarıyla son buldu.
YOL HARİTASI İÇİN FORUM
Açıklamadan sonra kitle daha sonra forum gerçekleştirmek için Cizîr Belediyesi’ne geçti. Cizîr Belediyesi Konferans Salonu’nda yapılan forumda, doğa talanına karşı ilerleyen süreçlerde izlenecek yol ve yöntemler konuşuldu.