AMED - Cezaevinde tutulan çocuklarıyla uzun bir aranın ardından görüşebilen anneler, tutsakların İmralı tecridine karşı mücadelelerinde kararlı olduğunu vurguladı. 

 

Cezaevlerindeki tutsaklar, "PKK Lideri Abdullah Öcalan'a özgürlük, Kürt sorununa çözüm" kampanyası kapsamında 27 Kasım 2023'te açlık grevine başladı. Açlık grevi eylemlerini 4 Nisan'da sonlandıran tutsaklar, daha sonra mahkemeleri boykot ederek, telefon ve aile görüşüne çıkmamaya başladı. Tutsaklar, 4 Temmuz itibariyle söz konusu eylemlerini sonlandırma kararı aldı. Aileler, eyleme dair yapılan açıklamanın ardından cezaevlerinde tutuklu bulunan yakınlarıyla görüşmeye başladı. 

 

'ONLARIN İZİNDEYİZ'

 

Antalya Y Tipi Kapalı Cezaevi'ndeki tutsak oğlu Muhammed Kartal ile 3 ay sonra görüşebilen Afife Kartal, "3 ay sonra oğlum görüşe çıkacağını duyunca hemen kızımla biletlerimizi aldık, Antalya'ya yola çıktık. Yaklaşık 19 saat yol gittik, bu 19 saati oğlumu 40 dakika görebilmek için gittik. Cezaevinde nasıl onlara kötü muamele yapıyorlarsa, bize de aynı şekil kötü muamele yapıyorlar" dedi. 

 

Oğlu ile yaptığı görüşmeye değinen Kartal, "Çocuklarımız diyor ki 'Sayın Abdullah Öcalan bizim önderimizdir. Ve bizim önderimiz ne avukatıyla ne de ailesiyle görüştürülmüyor. Önderimiz avukatı ve ailesiyle görüştürülene kadar eylemlerimiz devam edecek.' Çocuklarımız Sayın Abdullah Öcalan izinde bizler de çocuklarımızın izinde olacağız" ifadelerini kullandı. 

 

'ÖCALAN 40 MİLYON KÜRT'ÜN LİDERİDİR'

 

Tecridin devam etmesi halinde tutsakların farklı eylemlere başvuracaklarını aktaran Kartal, bu durumun yaşanmaması için tüm ailelerin tecride karşı çıkması gerektiğini vurguladı. Kartal, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un "Tecrit yok" sözlerine işaret ederek, "Madem 'Tecrit yoktur' diyorlar, o zaman niye Sayın Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla veya ailesiyle görüşmesine müsaade etmiyorsunuz? Bunlar gerçekleşmiyorsa demek ki tecrit vardır ve gittikçe de ağırlaşıyor" diye kaydetti. 

 

Kartal, "Abdullah Öcalan 40 milyon Kürt'ün lideridir. Ben 3 ay oğlumdan haber almadığım için çok tedirgin oldum. Bu kadar uzun zamandır Abdullah Öcalan'dan haber alamayan ailesinin durumu nasıldır? 'Vicdan sahibiyim' diyen herkese sesleniyorum; Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki bu tecridin kalkması için mücadele etmeliyiz. Eğer Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kalkarsa çocuklarımız ve Kürtler üzerindeki tecrit de kalkar" ifadelerini kullandı. 

 

'ANNELERİN YÜREĞİ YANMASIN'

 

Diyarbakır 1 No'lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi'ndeki tutsak Reber Altuntaş ile görüşen annesi Hazal Altuntaş, oğlunu görmediği süre içinde üzüntüden kaynaklı rahatsızlandığını kaydetti. Anne Altuntaş, "En son pazartesi günü, büyük bir heyecan ve sevinçle oğlumun kapalı görüşüne gittim onda da oğluma sarılamadım bile" dedi. 

 

Eylemlerin amacının Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması olduğunu hatırlatan Altuntaş, "Bu tecrit kalkmadığı taktirde eylemler devam edecek. Çünkü bizler adalet ve barış istiyoruz ve hiçbir annenin yüreği yanmasın. Abdullah Öcalan’ın ailesi çoktandır hiçbir haber alamıyor ve sağlık durumu nasıldır, bunu bile bilmiyorlar. Biz bir an önce bu tecridin kalkmasını, adalet ve barışın gelmesini istiyoruz. Bütün annelere sesleniyorum: Gelin cezaevi önüne bu tecridi protesto edelim ve annelerin yüreğinin yanmasını engelleyelim" diye belirtti. 

 

'MÜCADELEDE KARARLILAR'

 

İzmir Buca Cezaevi'nde tutulan Mazlum Alan'ın annesi Remziye Alan, Amed'de yaşadığı için oğlunu görmeye gidemediğini, ancak telefonla görüştüğünü ifade etti. Oğlunun sesini duymanın verdiği mutluluğu anlatan Alan, "Eğer bir sonuç almazlarsa tekrardan farklı bir evreyle eylemlerini kaldıkları yerden devam edecekler. Oğlum, 'Sonuçları ve bedeli ne olursa olsun Önderimiz üzerindeki tecrit kalkana kadar mücadele edeceğiz ve siz annelerden de isteğimiz mücadelemize sahip çıkmanız' dedi. 'Vicdanlıyım' diyen herkes Abdullah Öcalan ve çocuklarımız üzerindeki tecridi kabul etmemeli" şeklinde konuştu. 

 

Antalya S Tipi Cezaevi'nde tutsak bulunan Mehmet Kırık'ın annesi Behiye Kırık da oğluyla telefonla konuştuğunu aktararak, oğlunun eylem sırasında kötü muameleye maruz kaldığını söyledi. Anne Kırık, "Bu çözümsüzlük devam ettikçe çocuklarımız eylemlerini farklı bir evreye taşıyacak. Herkese çağrımdır, gelin bu mücadeleyi daha güçlü ve kitlesel olarak büyütelim" çağrısı yaptı.