RIHA - Prof. Dr. Rıza Öztürkmen, artan yangınların iklim krizinin bir sonucu olduğuna işaret ederek, krizin devam etmesi durumunda su kıtlığının yaşanabileceği uyarısında bulundu.
Kuraklık, aniden değişen hava sıcaklıkları, sel ve orman yangınları gibi doğa olayları küresel iklim krizinin daha da derinleşeceğine işaret. Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) Riha Temsilcisi Rıza Öztürkmen, yaşanan küresel krizin olası risklerini değerlendirdi.
Aniden değişen hava durumu ve don hareketlerinin iklim değişikliğinden kaynaklandığına dikkati çeken Öztürkmen, krizin sonuçlarının Türkiye'yi derinden etkilediğini ifade etti. Riha'da yıllık yağış miktarının 462 milimetre olduğunu, ancak ani beklenmedik yağmurlarla kentte günde bir günde 150 milimetre yağış düştüğünü aktaran Öztürkmen, iklim krizi nedeniyle aşırı sıcaklıların da mevsim normallerinin çok üstünde seyrettiğini vurguladı.
ANİ YAĞIŞLAR
Öztürkmen, "Urfa'da Temmuz-Ağustos aylarında elbette sıcaklık artışı oluyor. Bu aylarda elbette Urfa'nın serin olması beklenmez, ancak Haziran ayındaki yoğun yağış ve ya yağışların hızlı bir şekilde yükselip hızlı bir şekilde azalması bana göre de iklim tutarsızlığının ya da değişikliğinin bir etkisi" diye kaydetti.
Son dönemlerde artan yangınların da iklim krizinin getirdiği değişiklin sonucu olduğuna dikkati çeken Öztürkmen, "Son günlerde yaşanan orman, anız yangınları ve bunların şiddetinin artarak hızla yayılmasının en büyük sebeplerinden bir tanesi yine doğa ile oynadığımız bu oyunun bir sonucu" ifadelerini kullandı.
BETONLAŞMA ÖNEMLİ SEBEP
Betonlaşmayı iklim krizinin en önemli sebeplerinden sayan Öztürkmen, kentlerde bu sebeple hızlı ısınmanın gerçekleştiğinin altını çizdi. Şehir ile kent arasında sıcaklık farkının 6-8 derece arasına ulaştığını dile getiren Öztürkmen, "Sıcaklık, bulut ve rüzgâr hareketlerini daha çabuk etkiliyor. Önümüzdeki günlerde daha farklı iklimler, daha farklı hava hareketleri görebiliriz" dedi.
Riha'da ilkbaharın başında ani sağanağın getirdiği sel nedeniyle 17 kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlatan Öztürkmen, "O yağmurun felakete dönüşerek 17 insanı kaybetmemize sebep olma nedeni, yağışa ait güzergahları tahrip etmemizdi. Eğer doğa ile aramızda olan şey bir 'mücadele' ise burada zararlı çıkan insan olur. Doğada en büyük tahribatı insan yapıyor. Bugün Harran Ovası gibi tarımsal niteliği yüksek, sulu tarımın yapıldığı bir ovada 100 bin dekarın üzerinde bir alanı betonla kaplarsanız, siz doğa ile oynamış olursunuz. Su yollarını kapayıp, sulama yollarını bozarsanız bundan en büyük zararı siz görürsünüz" şeklinde konuştu.
'SU KITLIĞI BİZİ BEKLİYOR'
Öztürkmen, krizi tetikleyen dinamiklerin devam etmesinin ısınma ve sıcaklık artışlarına neden olacağını ifade etti. Öztürkmen, krizin devam etmesiyle su kıtlığı gibi sorunlarla karşı karşıya kalınabileceğine işaret ederek, "Su krizine karşı tasarruf sistemi kurulması şart" dedi.
Krizin çözümü için yerel müdahalelerin yetersiz kalacağını dile getiren Öztürkmen, küresel ölçekte bir mücadelenin şart olduğunu vurguladı.
MA / Ceylan Şahinli