AMED - Licê'de yerleşim alanlarını tehdit eden bakır madeni için ağaçlar kesiliyor. "Yürütmeyi durdurma" başvurusunda bulunan Amed Barosu'ndan Ahmet İnan, "90’larda boşaltılan köyler bugün madenlerle yok edilmeye çalışılıyor" dedi.
Amed’in Licê (Lice) ilçesine bağlı Zengesor, Heşeder, Mizak, Bayırlı ve Şaxur kırsal mahallelerini de kapsayan geniş bir bölgede açılmak istenen bakır madeni için 2020 yılında "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir" yönünde rapor verildi. Konyalı şirket Dimin Madencilik, rapor sonrası sondaj çalışmalarına başladı. Bölgede binlerce ağaç kesilirken, doğaya büyük bir zarar verildi. Mahalle sakinlerinin başvurusu üzerine Amed Barosu ve Ekoloji Derneği harekete geçti. Şirketin çalışmasına karşı “yürütmeyi durdurma” talebiyle mahkemeye başvuru yapıldı.
‘MADEN İSTEMİYORUZ’
Hukuki süreç devam ederken, şirketin çalışmaları da devam ediyor. Duruma tepkili olan Şaxur mahallesi sakinlerinden Mehmet Yılmaz, yaklaşık 2 yıldır ormanlık alanın yok edildiğini belirtti. Yılmaz, Bayırlı’ya bağlı Bilgili mezrasında ağaçların kesildiği noktaya karakol da inşa edildiğini aktardı. Tüm canlıların yaşam alanlarının tehlikede olduğuna dikkati çeken Yılmaz, "Aynı şekilde köylülerin geçimlerini sağlamak için kurdukları sebze ve meyve bahçeleri ile hayvan türlerinin hepsi bu durumda yok olacaktır. Bölgemizde maden açılmasını ve bu maden şirketlerinin orada maden çıkarmasına kesinlikle istemiyoruz. Talebimiz derhal ocağın iptal edilmesi ve o şirketlerin o bölgeyi terk etmeleridir” diye belirtti.
AV. İNAN: İNSANLAR YERLERİNİ TERK EDECEK
Konuyu yargıya taşıyan Amed Barosu Kent ve Çevre Komisyonu Sekreteri Ahmet İnan ise, ÇED sürecinde mahallelinin görüşüne başvurulmadığını ifade etti. İnan, "Onların yaşamını etkileyecek bir uygulamada fikirleri alınmadan, itiraz hakkı tanınmadan böyle bir usulsüzlük yapılmıştır” dedi.
Mahalle sakinlerinin geçim kaynaklarının arıcılık ve hayvancılık olduğuna dikkati çeken İnan, "Arıcılık, ormanlar, bahçeler yok olacak. Oradaki insanlar hayvanlarını otlatamadığı zaman nereye göç edecek? Bu işin rant tarafı da var ama bir de politik tarafı var. 1990’larda bombalanarak boşaltılan köyler, bugün maden ve HES'lerle yok edilmeye çalışılıyor. Bu sistem, hukuka da uydurulmaya çalışılıyor. Yine sonuç aynı olacak; insanlar yerlerini terk etmek zorunda kalacaklar, bu durumu biz de kabul etmiyoruz" ifadelerini kullandı.
KENT BİLEŞENLERİNE ÇAĞRI
Amed'deki sivil toplum örgütlerinin sürece dahil olmasının önemli olduğunu vurgulayan İnan, "Biz 'yürütmeyi durdurma' talebinde bulunduk ama idari yargılama usulü gereği keşif ve bilirkişi raporu oluşturulmayana kadar bu proje son sürat devam ediyor” dedi.
İnan, maden ocaklarının su kaynakları için tehdit oluşturduğunu ve bölgenin ormanlık yapısına zarar verdiğine işaret ederek, tek başına dava açmanın bu durumu durdurmaya yetmediğini kaydetti. İnan, şunları söyledi: "Maalesef ülkede hukuk işlevsizleştirilmiş durumda. O yüzden şehrin tüm bileşenlerinin devreye girmesi gerekiyor. Zaten bu tüm süreci başlatan oranın halkıdır. Aynı şekilde alana gidip halka birlikte yasal bir protesto düzenlenebilir ve toplumsal bir refleks gösterilebilir.”
MA / Müjdat Can