İSTANBUL - "Kuyu tipi" olarak nitelendirdikleri cezaevlerinin kapatılması, tecridin ve keyfi sevklerin son bulması talebiyle ölüm orucunda olan tutsakların sağlık durumlarının kritik aşamada olduğu belirtildi.
Cemil Kurt ve Alişan Gül, Silivri Cezaevi’nden 2023 yılının Mart ayında Erzurum Dumlu 1 No’lu Cezaevine sevk edildi. Aynı tarihte tutsak Nurettin Kaya ise Burhaniye T Tipi Cezaevi’nden Erzurum Dumlu 1 No’lu Cezaevi’ne sevk edildi. 3 tutsak, “Kuyu Tipi” olarak nitelendirdikleri S, R, Y ve Yüksek Güvenlikli cezaevlerinin kapatılması, tecridin son bulması ve ailelerine yakın cezaevlerine sevk edilme talebiyle 2023 yılının Mayıs ayında süresiz açlık grevi eylemi başlattı. Açlık grevlerinin 100’üncü gününde cezaevi idaresinin taleplerinin karşılanacağına dair söz vermesi üzerine tutsaklar açlık grevine son verdi.
Geçen süre içerisinde taleplerinin karşılanmaması üzerine ölüm orucuna başlayan tutsak Nurettin Kaya 29 Şubat’ta Bolu F Tipi Cezaevi’ne sevk edildi ancak arkadaşları sevk edilmedi. Kaya’nın arkadaşlarının da sevkinin yapılması talebiyle sürdürdüğü ölüm orucu eylemi 258’inci gününe girerken, hala Dumlu 1 No’lu da tutulan Alişan Gül ve Cemil Kurt ise 115 gündür süresiz açlık grevini sürdürüyor.
Tutsaklardan Alişan Gül’ün ablası Songül Emir, kardeşinin son durumuna ve taleplerine dair değerlendirmelerde bulunarak, yaşanabilecek tüm olumsuzluklardan Adalet Bakanlığı’nın sorumlu olduğunu belirtti.
TECRİDİ KABUL ETMİYORLAR
Bulundukları cezaevinde tutsakların tüm haklarının kısıtlandığı belirten Emir, “Havalandırmanın üstü tellerle kapalı, camlar tellerle kapalı, güneş görmüyor, yağmur görmüyor, gerçekten çok dar bir alan; yürüme, spor yapma alanlarının hepsi kısıtlandığı, onlara uygulanan bu ağır tecridi kabul etmedikleri için açlık grevine başladılar” diye konuştu.
DENGE SORUNU BAŞLADI
Kardeşinin 115 gündür açlık grevinde olduğunu ve durumunun kötü olduğunu belirten Emir, “Durumu çok kötü, çok kilo kaybetmiş, yürürken dengesinde problem var” dedi. Görüşe gitme imkanlarının çok kısıtlı olduğunu ve maddi, manevi zorluklar çektiklerini ifade eden Emir, “Marmara Bölgesi’nde herhangi bir cezaevine sevkini istiyor, sevki kabul edilirse onunla birlikte, Nurettin Kaya’nın da talepleri kabul olmuş olacak” diye ifade etti.
‘YAŞIYOR MU, YAŞAMIYOR MU..’
Ölüm orucunun 257’nci günündeki Nurettin Kaya’nın da durumuna değinen Emir, “Çok kritik bir durumda, iki saatte bir Nurettin Kaya’yı uyandırıyorlar, sırf ölümü daha çok hızlandırılsın diye; iki saatte bir yaşıyor mu yaşamıyor mu kontrol ediyorlar. Ağzında, boğazında yaralar var, bacakları şişmiş, her an her şey olabilir, her an ölümü gerçekleşebilir biz bunu kabul etmek istemiyoruz. İstiyoruz ki çocuklarımızın talebi kabul edilsin” ifadesinde bulundu.
‘TECRİT İÇİNDE TECRİT’
Açlık grevi sürecinde de bir dizi hak ihlali yaşandığına dikkat çeken Emir, “Şekere belirli bir süre, vitamine ulaşamadılar. Kardeşimin zaten mide problemi vardı, açlık grevinin ilk zamanlarında kusma olayı çok gerçekleştiği için aşırı derecede kilo kaybetti” diye konuştu.
Taleplerin demokratik ve yerine getirilebilir olduğunu belirten Emir, “Hepsinin talebi aynı bu kuyu tipleri hapishaneler kapatılsın. İnsanları resmen ölüme terk etmişler, insanlar orada artık görmesin, duymasın, beyinleri küçülsün, yaşam alanları daralsın, ölsünler diye yapılmış. Orada tecrit içinde tecrit yaşatıyorlar” diyerek tepki gösterdi.
TALEPLER KABUL EDİLSİN
Kardeşinin başına gelecek her şeyden Adalet Bakanlığı ve cezaevi müdürlerinin sorumlu olduğunu belirten Emir, son olarak şunları söyledi: “Yetkililerden Alişan Gül’ün, Cemil Kurt’un ve Nurettin Kaya’nın taleplerini kabul etmesini istiyorum. Bunlar insani talepler sonuç olarak orada kimsenin yatmasını istemem orası kimsenin kalabileceği bir yer değil. Tamamıyla insanları ölüme terk etmişler buna hakları yok.”
MA / Yeşim Tükel