HABER MERKEZİ - Hasta tutsaklar Mehmet Edip Taşar, İbrahim Tekin ve Fırat Nebioğlu için yapılan açıklamalarda, "yaşamları risk altında" uyarısı yapıldı.
Yaşadıkları ağır sağlık sorunlarına rağmen tahliye edilmeyen hasta tutsaklara dair eylem ve etkinlikler sürüyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, bugün de haftalık eylemlerini sürdürdü. İstanbul, İzmir ve Ankara'da yapılan açıklamalarda hasta tutsakların durumuna dikkat çekildi.
68 YAŞINDAKİ TAŞAR'IN DURUMU
İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, her hafta düzenledikleri “F Oturması” eyleminin 640’ıncısını Beyoğlu’nda bulunan dernek binası önünde gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde, Marmara 5 No’lu L Tipi Cezaevi’nde bulunan 68 yaşındaki Mehmet Edip Taşar’ın sağlık durumuna dikkat çekildi. Hasta tutsakların fotoğraflarının taşındığı eylemde, “Tedavi haktır engellenemez” ve “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın” pankartı taşındı. Ayrıca “Tedavi haktır engellenemez”, “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın”, "Mehmet Edip Taşar serbest bırakılsın" ve “Tecrit öldürür, dayanışma yaşatır” sloganları atıldı.
Mukaddes Şamiloğlu, hasta tutsakların kaderlerine terk edildiğini söyledi. İHD’nin hasta tutsak listesinde de yer alan Şefik Esen’nin 20 Haziran’da ve Yıldırım Han’nın ise 27 Haziran'da yaşamını yitirdiğini hatırlatan Şamiloğlu, ölümlerin "cinayet" olduğunu ifade etti. Şamiloğlu, tutsak Mehmet Edip Taşar’ın cezaevinde iki defa kalp krizi geçirdiğine işaret ederek, "Kalp yetmezliği, ritim bozukluğu, hipertansiyon, yüksek diyabet, prostat, görme yetisinde azalma ve uykusuzluk sorunları yaşamakta. Yürüme güçlüğü nedeniyle tekerlekli sandalye ile hareket edebilmekte. Özbakım ve beslenme gibi ihtiyaçlarını dahi başkalarının yardımı ile yapabilmektedir” bilgilerini paylaştı.
Taşar’ın toplamda 17 defa anjiyo olduğunu ifade eden Şamiloğlu, "Her an yeni kalp krizi yaşayabilir. Bazen günlerce yatağından çıkamamakta, zaman zaman arkadaşlarının desteğiyle ayağa kaldırılıp 10 dakika dolaştırılabilmektedir. Hastalıkları nedeniyle haftanın 3 gününü hastanede geçirmek zorunda kalan ve tekerlekli sandalye ile götürülüp getirilen Taşar, ağır ve kronik hastalıklarından kaynaklı olarak 3 defa Adli Tıp Kurumu’na (ATK) sevk edilmiş ancak infaz erteleme talepleri karşılanmamıştır. ATK’ye yeniden başvuru yapılmış ve süreç devam etmektedir” diye belirtti.
TEKİN'İN SAĞLIK DURUMU AĞIR
İHD İzmir Şubesi Hapishane Komisyonu, 2 haftada bir gerçekleştirdikleri eylemin 292'ncisini gerçekleştirdi. İHD üyeleri ve çok sayıda kişi, Konak Eski Sümerbank önünde bir araya geldi. Açıklamada, "Hasta mahpuslar ölüyor. Susma, suça ortak olma" pankartı açıldı. Bu haftaki açıklamada, İzmir Şakran Cezaevi'nde tutulan İbrahim Tekin’in (66) durumuna dikkat çekildi. Açıklamada, geçtiğimiz yıl 36 yaşındayken kronik hastalıklarına rağmen tutuklanıp yaşamını yitiren Şefik Esen için başsağlığı dileklerinde bulunuldu.
İHD'li yönetici Ahmet Çiçek, Tekin’in 1994 yılında Devlet Güvenlik Mahkemesince yargılanıp, 1995 yılında müebbet ceza aldığını hatırlattı. Çiçek, “Tekin’in, sorgu aşamasında iken gördüğü işkenceler nedeniyle kalıcı hastalıkları oluşmuştur. İşkencede testislerinde sorunlar yaşamış ve hâlâ bu sorunları devam etmektedir. Hapishanedeyken işkencelerden kaynaklı göbek fıtığı ameliyatı olmuştur. Uyku apnesinden kaynaklı, uyumadan önce ve uyku boyunca oksijen makinesine bağlı yaşamak zorundadır, bu durum onun için sıkıntıya dönüşmüştür. Guatr hastalığından dolayı ameliyat olması gerekmektedir. Ameliyat sonrası boğazından açılacak delik kapatılmayacağı için ameliyatı kabul etmemiştir. Kullandığı ilaçlardan kaynaklı böbrek yetmezliği yaşamaktadır. Prostat sorunları nedeniyle ilaçlı tedavi görmektedir” dedi.
Çiçek, aileden aldıkları bilgilere göre Tekin’in karaciğer yetmezliği, kalpte sıkışma ve zorlanma yaşadığını belirtti. Çiçek, şöyle devam etti: "Yaşının ilerlemesinden ve hapishane ortamının sağlıksızlığından kaynaklı fiziki sorunlar da yaşamaktadır. Son zamanlarda diş sorunları yaşamakta ancak tedaviye gönderilmemektedir. Bu durum yeme ve içmesinde sorunlara neden olmaktadır. Denetimli serbestlikle tahliye olacağı günler yaklaşmakta olan İbrahim Tekin’in tedavileri bir an önce yapılmalı, yaşı ve hastalıkları dikkate alınarak bir an önce serbest bırakılmalıdır."
Açıklama, 5 dakikalık sessiz oturma eylemiyle sona erdi.
NEBİOĞLU: RAPORA RAĞMEN TAHLİYE EDİLMİYOR
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 512’nci haftasında İHD Ankara Şube binası önünde bir araya geldi. Eylemde, “Tedavi haktır engellenemez, hasta mahpuslar serbest bırakılsın” pankartı açıldı.
İHD Ankara Şubesi Eşbaşkanı Ömer Faruk Yazmacı, Diyarbakır Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutsak Fırat Nebioğlu’nun durumuna dikkat çekti. Yazmacı, 2017 yılında tutuklanan 24 yaşındaki Nebioğlu’nun 3,5 yıldır cezaevinde tutulduğunu söyledi. Genetik böbrek yetmezliği olduğunu ve bu sebeple artık kulaklarının duymadığını söyleyen Yazmacı, Nebioğlu’nun 7 Mart 2022 tarihinde Eğitim Araştırma Hastanesine sevk edildiğini ve Nefroloji uzmanı tarafından “Cezaevinde kalması hayatı açısından ciddi risk barındırır’’ şeklinde rapor hazırlandığını aktardı.
Yazmacı, "Bunun üzerine infaz durdurma talepli başvurusu Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesine sunulmuş fakat bu talep reddedilmiştir. Hapishanenin hijyenik ve steril olmamasından dolayı hastalığı ilerlemiştir. Böbrek nakli olması gerekmektedir. Ama doktorlar, ‘Cezaevinde kalmasının kendisi için halen riskli olduğunu ve bu şekilde ameliyat yapmak için uygun koşulların oluşmayacağını, dolayısıyla ameliyat yapılamayacağını’ söylemektedir” diye konuştu.
Yazmacı, Nebioğlu’nun 15 Mart 2022 İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) sevk edildiğini ancak muayene ve tetkik yapılmadan “Cezaevinde kalabilir” raporu verildiğine dikkat çekti.
Nebioğlu’nun 30 Mart 2022 yılında Batman Eğitim Araştırma Hastanesine sevk edildiğini ve doktor tarafından her iki böbreğinin de iflas ettiğinin söylendiğini belirten Yazmacı, doktorun Nebioğlu’nun nakil ya da diyalize bağlı yaşamak zorunda olduğunu bilgisini verdiğini aktardı. Haftanın 3 günü diyalize bağlı olan Nebioğlu’nun hijyenik olmayan bir ortamda tutulduğunu ve söz konusu koşullarda naklinin yapılmasının mümkün olmadığını belirten Yazmacı, şunları söyledi: “Bu nedenle hayati tehlikesi söz konusu olduğundan, böbrek nakli için daha steril bir ortamda tedavi olması gerektiğinden bir an önce tahliye edilmesini talep ediyoruz."