İSTANBUL - Politik tutsaklara dönük çifte standart politikalarına tepki gösteren MATUHADER Eşbaşkanı Dilek Sönmez Demir, verilen keyfi kararlar nedeniyle hasta tutsakların yaşamlarının tehlikede olduğunu söyledi.
Hak ihlallerinin merkezi haline gelen cezaevlerinde, başta ağır hasta olmak üzere tutsakların yaşamı tehdit altında. 651’i ağır olmak üzere bin 564 hasta tutsağın temel yaşam hakkı Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) “cezaevinde kalabilir” raporlarıyla ihlal ediliyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre, 2022’de yılında 78, 2023 yılında ise en az 42 tutuklu cezaevinde yaşamını yitirdi. Hasta tutsakların serbest bırakılmasına dair yapılan eylem ve çağrılar duymazlıktan gelinirken, 28 Şubat davası hükümlüsü eski komutanlar sürekli hastalık ve kocama hali gerekçesiyle AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın affıyla tahliye edildi.
Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (MATUHAYDER) Eşbaşkanı Dilek Sönmez Demir, cezaevindeki ihlaller ve iktidarın ikili politikalarına dair değerlendirmelerde bulundu.
Dilek Sönmez Demir
HASTA TUTSAKLAR ÖLÜME TERK EDİLİYOR
Cezaevlerinde binlerce hasta tutsağın olduğunu hatırlatan Demir, söz konusu tutsakların birçoğunun ihtiyaçlarını tek başına karşılayacak durumda olmadığını belirtti. Politik hasta tutsakların göz göre göre ölüme terk edildiğini söyleyen Demir, "Daha geçtiğimiz günlerde Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 'düştü' iddiasıyla hastaneye kaldırılarak ameliyat edilen Ergün Akdoğan, şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Bu tutsak şahsında geçmiş dönemlerde yaşamını yitiren birçok tutsak var. Bunu iktidar görmüyor mu? Örneğin; Metris Cezaevi'nde tutulan ağır hasta tutsak Abdulkadir Kuday 41 kiloya düştü. Yaşama tutunmakta ciddi şekilde zorlanan bir tutsak. İktidar politik tutsaklar üzerinden Kürt halkına gözdağı vermek istiyor. Adeta ‘Kürt'ün yaşam hakkı yoktur’ deniliyor" ifadelerini kullandı.
ÇİFTE STANDART
Politik hasta tutsakların tedavi ve tahliye edilmelerine dönük yapılan çağrılara kulaklarını kapatan iktidarın çifte standart politikasıyla 28 Şubat Davası'nda tutuklu yargılanan askerlerin tahliye edilmelerini hatırlatan Demir, "Kürt'e ayrı Türk’e ayrı politika uygulayamazsın. Birini yaşatırken, bir diğerini öldüremezsin" diyerek tepki gösterdi.
Cezaevlerinde kurulan İdare ve Gözlem Kurulu'na dikkati çeken Demir, "Mevcut kurul çeşitli bahanelerle tutsakların tahliyesini engelliyor. Bu kurul bağımsız değil. Kuruluşundan geldiğimiz aşamaya bakıldığında keyfi kararların verildiğini görüyoruz. Adeta hasta tutsakların yaşamlarına tehdit oluşturuyor" dedi.
DUYARLILIK ÇAĞRISI
Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerin son bulması için ailelere, siyasi partilere ve sivil toplum örgütlerine duyarlılık çağrısı yapan Demir, şunları belirtti: "Var olan baskılara karşı ortak mücadele yürütülmelidir. Kendine demokratım diyen ve vicdanı olan hiçbir kesim bu hukuksuzluk karşısında kayıtsız kalmamalıdır. Başta hasta tutsaklar olmak üzere tüm tutsakların sesini duymamız ve yükseltmemiz gerekiyor."