İSTANBUL - Kadın karşıtı politikalara karşı ortak mücadelenin önemini anlatan kadınlar, "Kürt kadın hareketi ile feminist kadın hareketi arasındaki ilişki sadece bir dayanışma değil, birarada mücadele ilişkisidir" dedi.
AKP iktidarının uyguladığı politikalar nedeniyle kadına yönelik saldırılar gün be gün artarken, kazanımlar ise yasal düzenlemelerle bir bir hedef alınıyor. Kadına yönelik şiddeti ve aile içi şiddeti önlemede önemli bir sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi iptal edildikten sonra şiddetin önüne geçmeyi amaçlayan 6284 sayılı yasa, eşit temsiliyeti açısından önemli bir kazanım olan eşbaşkanlık ve nafaka hakkı hedef alındı. Şimdi de Meclis'e gelmesi beklenen 9. Yargı Paketi'nde yer alan "kadının soyadı" düzenlemesi ile kadınların evlendikten sonra bekarlık soyadlarını tek başına kullanmalarının önüne geçilmeye çalışılıyor.
Kazanımları hedef alan eril politikalara karşı kadın mücadelesi de devam ediyor. Kürt kadın hareketi ve Türkiye feminist hareketi, İstanbul'da 4 Haziran'da gerçekleştirilen "Kobanê’den Gezi’ye Adalet ve Özgürlük için buluşuyoruz" etkinliğinde bir araya gelerek, saldırıları ve mücadeleyi konuştu. Buluşmaya katılan Bağımsız Feminist Filiz Karakuş ve Kadın Zamanı Derneği Başkanı Dilek Başalan, kadın hareketinin ortak mücadelesini değerlendirdi.
DAYANIŞMA DEĞİL ORTAK MÜCADELE
Filiz Karakuş, Gezi eylemlerinin ortak mücadele tarihinde önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, Gezi’nin kadın hareketi başta olmak üzere ülkedeki tüm kesimlerin bir arada olduğu bir zemin olduğunu söyledi. Karakuş, "Kürt kadın hareketi ile feminist kadın hareketinin ilişkisi de o zamandan bu zamana giderek güçlenerek sürüyor. Aradaki ilişki sadece bir dayanışma ilişkisi değil aynı zamanda ortak zeminlerde bir arada mücadele ilişkisidir. Birçok soruna karşı Kürt kadın hareketi ve feminist hareket ortak mücadele yürütüyor. Türkiye’de ve Kürt bölgesinde, cinayetlere, kadın emeğinin sömürülmesine, baskılara karşı, İstanbul Sözleşmesi’nin yok olmaması için beraber mücadele ettik ve etmeye devam ediyoruz" diye belirtti.
BARIŞ MÜCADELESİ
Tüm kadın hareketlerini bir arada tutan Kadınlar Birlikte Güçlü (KBG) gibi bir platformun olduğunu anımsatan Karakuş, kadınların ortak gündemlerinden birinin de barış olduğunu söyledi. Daha önce Barış İçin Kadın Girişimi kurulduğunu hatırlatan Karakuş, kadınların barış için mücadele etmeye devam edeceklerinin altını çizdi. Karakuş, “Kürt kadın hareketi ve feminist hareket olmadan Türkiye’de bir barış mücadelesi verilmesi mümkün değil” dedi.
‘KADIN KADININ YURDUDUR’
Kadın mücadelesinde gelinen aşamaya dikkati çeken Kadın Zamanı Derneği Başkanı Dilek Başalan ise, dernek çalışmalarına dair bilgiler paylaşarak, "Sahaya indiğimizde ya da kurumlarla iletişime geçtiğimizde, ortak çalışmalar içerisinde olduğumuzda çok güzel bir mirası devraldığımızı fark ediyoruz. Bu mirası daha da ileriyle nasıl götürebileceğimizi tartışıyoruz. Feminist ya da Kürt kadın hareketi ayrımı yapmadan her kadının birbiriyle bir şey paylaştığı, eksiklerini birlikte giderdiği bir çalışma içerisindeyiz. Bu da Türkiye’de ve Ortadoğu’daki bütün kadınlara güç ve umut veriyor" diye konuştu.
Başalan, şunları söyledi: "Kadın olarak ilk doğduğumuz andan itibaren önce evlerimizde annelerimizle, kız kardeşlerimizle dayanışma içerisinde oluyoruz. Sonra kadın hareketinin, feminist hareketin bilinciyle yolda, iş yerinde, atölyede, okuldaki kadınlarla bir dayanışma içerisinde oluyoruz. Çünkü bizim dayanışmadan ve örgütlenmeden başka yolumuzun olmadığını biliyoruz. 'Kadın kadının yurdudur ve bu yurdu nasıl inşa edeceğimizi çok iyi biliyoruz. Dayanışmayla, barışa dair her daim söz kurarak insan haklarını ve kadınların özgürlüğünü savunacağız. Yaşadığımız coğrafyadaki doğayı, çocukları, hayvanları da koruyarak, onların haklarını da savunmaya devam edeceğiz. Bu kesişimsel mücadele bize çok şey anlatıyor.”