İSTANBUL - Kürtlere karşı çifte standart uygulandığını belirten İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis üyesi Abdulcebbar Barış, "Edirne'de belediye başkanı yerine meclis encümenleri atanırken, Hakkari'de vali atanıyor. Ayrı kanunlar uygulayamazsınız" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) 31 Mart yerel seçimlerinde kazandığı Colemêrg Belediyesi’ne kayyım atanmasına tepkiler devam ediyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclis üyesi Abdulcebbar Barış, kayyım kararının politik bir karar olduğunu belirterek, Kürtlere karşı çifte standart uygulandığını dile getirdi.
DEM Parti’nin AKP iktidarına ve politikalarına karşı dik duran bir parti olduğunu belirten Barış, partinin yüksek oy aldığı bölgelerde AKP’nin otoritesini kaybettiği için, halkı askeri operasyon, tutuklama ve ekonomik baskı ile cezalandırdığını kaydetti. Barış, “Hükümet kendi otoritesini o bölgede kaybetmiş durumda. Demokratik yollarla seçimi kaybeden iktidar kolluk kuvvetleri, siyasi oyunlar ve ekonomik paketlerle bölgedeki halkı kendine bağlamaya çalışıyor” dedi.
İktidarın DEM Parti’ye dönük politikalarının kayyım siyaseti ile devam ettiğini hatırlatan Barış, Colemêrg Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış’ın hukuksuz bir şekilde tutuklandığının altını çizdi. Barış, “Bu başkan hakkında fezleke hazırlayan savcı ve hakim, şimdi FETÖ'den aranıyor. Bu fezlekeyi hazırlayanların ülkeyi nasıl bir kaosa sürüklediklerini biliyorlar mı? Mehmet Sıddık Akış otuz yıldır Hakkari halkı için çalışıyor. Bu karar siyasi bir karardır” diye belirtti.
'EDİRNE’DE AYRI HAKKARİ’DE AYRI KANUNLAR'
Colemêrg’te yaşanan irade gaspının kaosa neden olacağını belirten Barış, sözlerini şöyle sürdürdü: “Halkın iradesini gasp eden uygulamalar kaosa ve çatışmaya neden olacaktır. Demokratik bir çağdayız; sandık en büyük adresimizdir. İktidar için sandık irade iken Kürtler için bir şey değil. Edirne'de ayrı, Hakkari'de ayrı kanunlar uygulayamazsın. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir anayasa devletidir ve seçme-seçilme hakkı en temel vatandaşlık hakkıdır. Bu hakları elinden alırsan, vatandaşlık duygusu nasıl korunabilir? Kayyum politikası beyhude, gereksiz ve vicdansız bir politikadır. Demokratik hakla gelen, sandıkla giden bir yönetim modeli tek çözümdür.”
'KÜRTLERE ÇİFTE STANDART'
Türkiye'de Kürtlerin seçme ve seçilme hakkının elinden alındığını dile getiren Barış, Kürtlere çifte standart uygulandığını belirtti. Seçim sürecinin Kürtler açısından bir aldatmacaya dönüştüğünü belirten Barış, “Kürtlere seçme ve seçilme hakkı veriliyor mu? Demokratik haklarından yararlanabiliyorlar mı? Kürtler seçiyor ama iradelerini kullanamıyor. Bu durumun benzeri batıda da yaşandı. Ancak bu belediyelere kayyım atanmadı. Belediyenin encümenleri yeni bir başkan seçtiler. Edirne'de belediye başkanı yerine meclis encümenleri atanırken, Hakkari'de ise vali atanıyor. Bu çifte standart, Kürtlerin demokratik haklarının askıya alındığını açıkça gösteriyor” şeklinde konuştu.
MUHALEFETE ÇAĞRI
CHP’nin de kayyım uygulamalarına karşı olduğunun altını çizen Barış, bütün toplumsal kesimlerin demokratik yöntemlerle bu haksızlığa karış ses çıkarması gerektiğini vurguladı. Barış, “CHP, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve diğer yetkililer, hukuksuz uygulamalara karşı ciddi açıklamalar yaptı. CHP'nin tavrı, Türkiye demokrasisine darbe olduğunu gösteriyor. Kürt halkı ve partisi, kayyuma karşı sokaklarda eylemler yapıyor. Başta ana muhalefet olmak üzere tüm muhalefetin bu irade gaspına karşı mücadele etmesi gerekiyor. Kayyumların artık son bulması ve demokrat kamuoyunun duyarlı olması gerekiyor. Türkiye toplumsal muhalefetinin güçlü bir şekilde ses çıkarması gerektiği bir döneme giriyor” diye belirtti.
MA / Ferdi Bayram