MERSİN - Colemêrg Belediyesi’ne kayyım atamasının hukuki değil, siyasi bir karar olduğunu söyleyen avukat İbrahim Cinbaş, “Bu hukuksuzluğun sonu yok. Ses çıkarılmazsa seçimlerin anlamsızlaştığı bir ortama gideceğiz” dedi.
Colemêrg Belediyesi’ne kayyım atanması ve Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış’ın tutuklanmasına karşı tepki eylemlerle devam ediyor. Mersin Yenişehir Belediyesi Meclis üyesi ve Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukat İbrahim Cinbaş, yaşanan irade gaspının hukuki boyutuna dair değerlendirmelerde bulundu.
2016 ilanda edilen Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde yayımlanan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) belediyelere kayyım atanmasının yolunun açıldığını belirten Cinbaş, ancak yapılan düzenlemelerin hukuki olmadığını söyledi. 5393 Sayılı Belediye Kanunu’na değinen Cinbaş, “Kanunun 45 ve 46’ncı maddeleri bir belediye başkanının hüküm alması durumunda yürütülmesi gereken hukuki süreci net bir şekilde anlatıyor. Belediye meclis üyelerinin kendi aralarında bir başkan seçebileceğine yönelik bir düzenleme var. Anayasanın ilgili hükümleri aslında seçme ve seçilme hakkını temelde koruyan hükümler. Anayasa bir sınırlayıcı madde yeri değildir. Tabii ki devlet olmanın gereği suç işleyen bir kişiye karşı ne yapılacağını düzenlemelidir. Ancak bugüne kadar Halkların Demokratik Partisi (HDP) geleneği dışında hiçbir partiye kayyım atandığını görmedik. Bunun hukuki bir karar olmadığı ortada. Siyasi bir karar. Bu durumu hukuki bir çerçeveye sığdırmak imkansız. Her şeyin dışında oy vermiş her bir bireyin seçme hakkına yapılmış bir müdahaledir. Burada sadece belediye başkanına yapılmış bir müdahale yok. O belediye başkanına oy vermiş herkese yapılmış bir haksızlık olarak değerlendirmek lazım” diye belirtti.
‘HUKUKİ BİR TUZAK’
Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış’ın siyasi faaliyetlerden dolayı suçlandığını söyleyen Cinbaş, şunları belirtti: “Akış’ın soruşturması hiçbir somut dayanağı olmayan bir dosya üzerinden hazırlanmış hukuki bir tuzak. Bir kişiyi seçilmesi için insanların önüne koyuyorsunuz, o kişi seçim sürecini yönetiyor, çalışıyor, partisi onun için çalışıyor. Sonuç olarak da bir şekilde seçimi kazanıyor. Sonra ‘sen belediye başkanı olamazsın’ deniliyor. Bunun hukuki bir durum olmadığı her yönüyle açık. Kürtler açısında siyaset yapmanın bedelinin çok ağır olduğunu görüyoruz. Halk buna karşı tepkisini sandıkta gösteriyor. Özellikle Türkiye’nin diğer belediyelerinde özellikle ‘kent uzlaşısı’ ile kazanılan belediyelerde DEM Parti geleneği dışındaki bütün seçilmişlerin buna tepki vermesi gerekir. Bugün Hakkari halkına yapılan yarın hepimize yapılabilir. Bu hukuksuzluğun sonu yok. Buna yüksek bir şekilde ses çıkarmak lazım. Çünkü bu işin sonunda gerçekten Türkiye’nin tamamı açısından seçimlerin anlamsızlaştığı bir ortama gideceğiz”
‘HALKIN YANITI NET’
İktidar medyası eliyle belediye çalışmalarının "terörize" edilmeye çalışıldığına dikkati çeken Cinbaş, “Halk sandıkta bunların hiç birine önem vermediğini gösterdi. Çünkü halkın çok daha temel ihtiyaçları var. Halk yoksulluk içerisinde ve ciddi sıkıntılarla boğuşuyor. Halkın verdiği cevabın çok net olduğunun, iktidar tarafından anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. Bütün demokratik kamuoyu da bu anlamda tepkisini ortaya koymalıdır” dedi.