COLEMÊRG - Kayyımların sadece Colemêrg’in değil tüm ülkenin sorunu olduğunu vurgulayan "Demokrasi Yürüyüşçüleri, tüm kesimleri 13 Haziran’daki büyük mitinge çağırdı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Colemêrg'e 3 Haziran'da kayyım atanmasına ve Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış'a ceza verilmesine karşı 13 Haziran'da miting düzenlenecek. Mitinge hazırlık çalışmaları kapsamında sivil toplum örgütleri ve demokratik kurumların çağrısıyla miting öncesi yapılan “Demokrasi Yürüyüşü” ikinci gününe girdi. Yürüyüşe katılanlar, tüm halkı mitinge davet ederek, kayyım gidene kadar mücadele edeceklerinin vurgusunu yaptı.
Yürüyüşe katılan Gever Barış Anneleri Meclisi üyelerinden Emine Engüdar, “Colemêrg’e atanan kayyımı kabul etmiyoruz. Kayyım geri çekilene kadar bu yürüyüşe devam edeceğiz. Halka çağrımdır; kayyıma karşı ayağa kalkın. Kayyım politikasına karşı ayaktayız buradayız haklarımızı istiyoruz” dedi.
'BU SESE KULAK VERİN'
Kürt halkına kayyıma karşı ses olma çağrısında bulunan Barış Annesi Saadet Doğma, çünkü seçilmişlerin iradeleri olduğunu ve belediyenin de kendi iradeleri olduğunu belirterek “Herkes bu sese kulak vermeli. 13 Haziran’da vicdan sahibi olan 7’den 70’e tüm halkın ayağa kalkıp miting alanını doldurmalı” çağrısında bulundu.
Kayyım politikalarını kabul etmeyeceklerini ifade eden Şevket Şin, iradelerinin ayaklar altına alınmasını kabul etmeyeceklerini belirtti. Kendi seçtikleri belediye eşbaşkanları belediyeye dönene kadar mücadelelerinin süreceğini ifade eden Şin, 13 Haziran'da miting alanında bu talepleri haykıracaklarını ifade etti.
İLK HEDEF KÜRT KÜLTÜRÜ OLDU
Yürüyüşe katılan DEM Parti Amed Milletvekili Serhat Eren, kayyım politikalarının tümden Kürtlerin iradesine dönük atamalar olduğuna dikkat çekti. "Kayyım politikası Kürt halkının iradesini, seçme seçilme hakkını bertaraf eden, Kürt halkının yurttaş olma hakkını ortadan kaldıran bir politikadır" diyen Eren, kayyımların ilk atandıkları dönemleri hatırlatarak bu dönemlerde ilk olarak Kürt kültürünün hedef alındığını belirtti. Eren, "Kayyımlar ilk atandıklarında yaptıkları ilk şey kültür kurumlarımızı kapatmak oldu. Ahmede Xanî Kültür Merkezi’nden tutunda da Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki Amed Tiyatro Grubuna yine Batman'daki kültür merkezine yine Cizre Berivan Kültür Merkezine kadar hep Kürt kültürüne dair yasakçı bir politika yaşama geçirildi. Öte yandan yine belediyelerimiz bünyesindeki birçok Kürtçe dil kurumlarını, okullarını kapatmakla işe başladılar. Hatta onun ötesine geçerek kayyımlar her kentin girişine yazılan Kürtçe 'Hun bi xer hatîn' yazılarına bile tahammül edemeyecek seviyelere geldiler" dedi.
‘KAYYIM BELLEKSİZLEŞTİRMEDİR’
Kayyım politikalarının aynı zamanda Kürt halkını belleksizleştirme, hafızasızlaştırma politikası olduğunu vurgulayan Eren, "Kayyımları sadece belediyedeki rantla, oradaki çıkarla izah etmenin çok ötesinde. Katledilen gazeteci Hafız Akdemir'in isminin verildiği parkın 'restore' adı altında isminin silinmesi. Bedeni paramparça edilen Ceylan Önkol'un büstü, Roboski'de yaşamını yitiren yurttaşlar için yapılan heykele dönük saldırılar aynı zamanda Kürt halkının belleğine hafızasına yönelik bir politikadır" şeklinde kaydetti.
MİTİNGE ÇAĞRI
Kayyım atamaları neticesinde Kürt halkının öz kaynaklarına da bir saldırı yapıldığını söyleyen Eren, bu yolla halkın belediyelerden hizmet alma hakkının ortadan kaldırıldığını dile getirdi. Tüm bunlara karşı yürüyüşe geçtiklerini ve 13 Haziran'da Colemêrg'de miting düzenleyeceklerini ifade eden Eren, "Bu politikalar sebebiyle Kürt halkı 10-15 yıllık süreç boyunca hizmet göremeyecek duruma getirdiler. Çünkü her bir belediyemizi borç batağına dönüştüren bir kayyım politikasından bahsediyoruz. Kayyımın bu dönem ilk olarak Colemêrg’e atanmasının manasını da biliyoruz. Burası sınır bir kent. Bu kentte nelerin döndüğünü az çok biliyoruz. Burada uyuşturucu faaliyetlerinden tutun da çete faaliyetlerine kadar büyük bir rantın döndüğünü biliyoruz. Sınır illerinde Kürtlere karşı yürütülen savaş politikasının finanse edilmesi aynı zamanda bu sınırlar üzerinden gerçekleştirmeye çalışan bir zihniyet ile karşı karşıyayız. O nedenle Colemêrg’e atanan kayyım sadece buranın değil tüm Türkiye'nin meselesidir. Bu yüzden bu yürüyüşe başladık. Demokrasi yürüyüşüyle halkımızla bir araya gelip, Kürt halkına bu saldırının ne anlama geldiğini, buna karşı birlikte nasıl mücadele etmemiz gerektiğini anlatmak ve onlardan öneri almak için bu yürüyüşü başlattık. Aynı zamanda 13 Haziran'da Colemêrg’de gerçekleştireceğimiz mitinge çağrı yapıyoruz” diye konuştu.
MA / Ceylan Şahinli