AMED - Uluslararası kurumların sessizlikleriyle İmralı tecridine ortak olduğunu söyleyen siyasetçi Lezgin Botan, "Sorunların çözümü tecridin kaldırılması ve Öcalan'ın özgürlüğünün sağlanmasından geçiyor” dedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'dan 39 aydır haber alınamıyor. “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa demokratik çözüm” talebiyle başlatılan kampanya ise devam ediyor. 7 Haziran’da Fransız 61 aydın PKK Lideri Öcalan üzerindeki tecridin son bulması için, İşkenceyi Önleme Komitesi’ni (CPT) İmralı'ya gitmesi mektup gönderdi. Avrupa'da yapılan kampanyanın çalışmaları içerisinde yer alan siyasetçi Lezgin Botan, tecrit ve uluslararası kuruluşların sessizliğini değerlendirdi.
‘HANGİ KOŞULLARDA BİLMİYORUZ’
İmralı’da sürdürülen tecridin dünyada örneğinin olmadığının altını çizen Botan, “Türkiye cezaevlerinde suç ayırımı yapılmadan bütün tutsakların, avukat, telefon ve aile görüş hakları kanunlarla korunuyor. Ancak İmralı’da Türkiye kendi kanunları ile çelişerek, bu kanunları uygulamıyor. Bu kanunlar herkes için geçerlidir. Sayın Öcalan'ın tedavi durumu ne durumda kimse bilmiyor. Doktorlar kontrole gittiği zaman aile, vasisi ve avukatlarını bilgilendirmesi gerekiyor. Ancak bu da yok. Orada Sayın Öcalan ve arkadaşları hangi koşullarda yaşadığını kimse bilmiyor. Sayın Öcalan sıradan biri değil. Milyonlarca insan Sayın Öcalan’ı lider olarak görüyor. Bu durum hassasiyetleri daha da artırıyor” dedi.
'CPT 3 MAYMUNU OYNUYOR'
Uluslararası güçlerin tecrit politikalarıyla ilişkili olduğunu söyleyen Botan, "Sayın Öcalan’ın yarattığı felsefe bugün bütün Ortadoğu halklarına umut olmuş durumda. Dünyanın birçok yerinde siyasi, ekonomik ve askeri anlamda çoklu krizler var. Bütün bunların tecritle yakından ilişkisi var. Çünkü Ortadoğu’da yaşanan sorunların başında Kürtlerin haklarının yok sayılması geliyor. Dört parça Kurdistan’da sözü dinlenen Sayın Öcalan’ın tecrit edilmesi çoklu krizlere neden oluyor. Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmeler vardır. Bunlardan biri de CPT’dir. CPT üye devletlerdeki cezaevlerini denetleme görevi vardır. Denetlemelerinde üye ülkelerin sorumluluklarını yerine getirip getirmediğine bakıyor. Ancak 3 maymunu oynuyorlar ve sorumluluklarını yerine getirmiyorlar" diye belirtti.
‘TÜRKİYE’YE YAPTIRIM UYGULANMALI’
Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin yükümlülüklerini yerine getirmediğini söyleyen Botan, "Kurumların sessizliği ortaklıklarını gösteriyor. Gözümüzün önünde Sayın Öcalan’a işkence uygulanıyor. Avrupa Konseyi ve kurumları tecrit ve işkenceye göz yumuyor. Buna rağmen Türkiye’ye karşı herhangi bir adım atılmıyor. Ortadoğu'da Kürt sorunu çözülmeden hiçbir sorun çözülemez. Suriye'de savaş devam ediyor. Türkiye her gün Irak’ı bombalıyor. İran da aynı şekilde sorunlarla boğuşuyor. Ortadoğu’daki sorunların çözümü, Sayın Öcalan üzerinde devam eden tecridin kaldırılması ve özgürlüğünün sağlanmasından geçiyor” dedi.
‘TECRİTE KARŞI HER YERDE DİRENİŞ OLMALI’
Avrupa’da diplomasi, hukuk ve toplumsal anlamda tecride karşı çalışmalarını sürdürdüklerini dile getiren Botan, “Kurdistan’da bulunan hukuk örgütleri ve baroların da bu konuda harekete geçmesi gerekiyor. Nasıl ki tecrit bütün alanlara yayılmışsa her yerde buna karşı direniş gerçekleşmelidir. Bugün kayyımlarla toplumun iradesi tecrit ediliyor. Kürtlerin seçme ve seçilme hakları tecrit ediliyor. Mücadelemizi çeşitli eylem ve etkinliklerle sürdürmemiz gerekiyor. Ancak bu şekilde sonuç alabiliriz. Son olarak Fransa’da toplumun önde gelen isimleri CPT’ye mektup gönderdi. Tecridin kaldırılması için çağrılarda bulundu. Bunu dünyanın diğer ülkelerine de yaymalıyız. Mısır, Suudi Arabistan, Rusya, Hindistan, Çin ve dünyanın diğer ülkelerinde toplumun önde gelen isimlerinin tecride karşı çağrı yapması için girişimlerimiz olacak. Bu anlamda planlamalarımız devam ediyor. Sonuç alana kadar dünyanın her yerinde eylem ve etkinliklerimizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
MA / Delal Akyüz