AMED - Özgür Gündem gazetesi muhabiri Hafız Akdemir, ölümünün 32’inci yılında katledildiği sokakta anıldı. DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, “Yollarından ayrılmayacağız” dedi.
Amed’de 8 Haziran 1992 tarihinde katledilen Özgür Gündem Gazetesi Muhabiri Hafız Akdemir, katledildiği Sûr ilçesi Melik Ahmet Caddesi üzerindeki isminin verildiği sokakta anıldı. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) tarafından gerçekleştirilen anmaya DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, DİSK Basın İş Amed Bölge Temsilcisi Hakkı Boltan, gazeteciler, DEM Parti milletvekilleri Ceylan Akça ve Adalet Kaya, DBP ve DEM Parti il eşbaşkanları ve Akdemir’in ailesi katıldı. Sokak başında yapılan yürüyüş Akdemir’in katledildiği yerde son buldu.
Açıklama metninin Kürtçesini gazeteci Fahrettin Kılıç, Türkçesi’ni DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu okudu.
Özgür Basın’ın gerçeğin peşinde koşan, hakikatin halka ulaştırılması için her türlü bedeli ödemeye hazır olan bir geleneğin yaratımı olduğunu dile getiren Müftüoğlu, “Kapatılan gazeteler, bombalanan binalar,katledilen, kaybettirilen gazeteciler, dağıtımcılarla gerçeği perdelemeye çalışan iktidarların karşısında hakikati haykıran bir gelenektir. Özelde 1990’lı yıllardan bu yana hem devlet hem de devlet destekli yapıların hedefinden olan Kürt gazeteciler, mesleklerini yapmaya devam ettiler. O dönem katledilenlerden biri de gazetenin Amed Bürosu muhabirlerinden 27 yaşındaki Hafız Akdemir’di” dedi.
Müftüoğlu, Akdemir’in haftalık çıkan Yeni Ülke Gazetesinde muhabirliğe başladığını, gazetenin kapatılması sonrası Özgür Gündem gazetesinin Amed bürosunda çalışmaya başladığını hatırlattı. Müftüoğlu, katledilen gazeteci Akdemir’in Halkın Emek Partisi (HEP) binalarındaki açlık grevleri, Tekel'deki işçi direnişi, işkence görenlerin veya köyü yakılanların haberlerini yapıp, kamuoyuna duyurduğunu vurguladı.
AKDEMİR’İN KATLEDİLME SÜRECİ
Akdemir’in, Hizbullah ve kontrgerilla hakkındaki haberleri ile dikkatleri üzerine çektiğini dile getiren Müftüoğlu, şöyle devam etti: “Bir sabah gazetenin kapısına ‘Kaleminiz kırılacak, sıra sizde’ yazılı bir not bırakıldı. Ertesi gün ise yapılan kimlik kontrolünde ‘Yazdıklarına dikkat et’ denilerek, tehdit edilen Akdemir, 8 Haziran 1992'de gazete bürosuna giderken bugün isminin verildiği Melik Ahmet Caddesi üzerindeki Hafız Akdemir Sokağı'nda uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitirdi. İşlenen cinayetle ilgili başlatılan soruşturmada, 8 yıl boyunca hiçbir ilerleme kaydedilmedi. 90’lı yıllarda devlet tarafından kullanılan Hizbullah sorumlusu Hüseyin Velioğlu’nun, 17 Ocak 2000’de İstanbul Beykoz'da bulunan bir villada öldürülmesinin ardından Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan Hizbullah Ana Davası’nda yer alan 31 sanığa yöneltilen 188 cinayet arasında Hafız Akdemir cinayeti de yer aldı. Cinayetin tetikçisi olduğu belirtilen Hizbullah üyesi ‘Hüseyin’ kod adlı Cihan Yıldız, 2008 yılında İnterpol tarafından Avusturya’nın başkenti Viyana'da yakalanıp, getirildiği Türkiye’de Akdemir’in de aralarında olduğu 11 cinayetten sorumlu tutuldu. Yargılama sonucunda Yıldız, 6 cinayet ve 2 silahlı yaralama suçundan müebbet hapis cezasını çarptırıldı. Fakat Fakat Yargıtay 9. Ceza Dairesi'ne giden dosya karara bağlanamadan, 1 Ocak 2011'de Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) yürürlüğe girdi. Bu kapsamda tutukluluk süresi on yılı geçen 12 sanık tedbir şartıyla 3 Ocak 2011'de tahliye oldu. Akdemir'i öldürmekten de yargılanan diğer Hizbullah hükümlüleri ile birlikte 9 yıllık tutukluluğun ardından serbest bırakıldı. Yıldız’ın diğer Hizbullah sanıkları gibi örgütün yurtdışında bulunan kamplarına kaçtığı belirtiliyor.”
‘YOLLARINDAN AYRILMAYACAĞIZ’
1990’lı yıllarda gazetecileri katlederek, gerçeği perdelemeye çalışan iktidar anlayışının bugün de erişim engelleri, sansür, sahada saldırılar ve yargı kıskacıyla sürdürdüğünü kaydeden Müftüoğlu, “Özgür Basın geleneğinin sürdürücüsü olan bizler de tüm engellemelere rağmen gerçeğin takipçisi olmaya devam edeceğiz. Hem Hafız Akdemir’in hem de katledilen diğer tüm gazetecilerin failleri yargılanıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Hafız Akdemir’in katledildiği bu sokakta bir kez daha hem onu hem de onun gibi katledilen hakikat arayışçılarını anıyor ve yollarından ayrılmayacağımızı belirtiyoruz” diye konuştu.
‘32 YILDIR ADALET ARIYORUZ’
Akdemir vurulurken yanında yer alan yeğeni Veysi Polat, aile adına söz aldı. Polat, “Bir toplumu var eden ve geleceğe taşıyan en önemli unsurlarından biri o toplumun var olma mücadelesi, verdiği bedel ve diri tutulan hafızasıdır. 32 yıldır bu sokakta bu hafızayı diri tutmaya ve katillerden hesap sormaya çalışıyoruz. Hafız Akdemir’in ailesi olarak, 32 yıldır adalet arıyoruz. Bakın; cinayetin işlendiği 1992’den bugüne mevcut bakan Yılmaz Tunç ile birlikte 22 Adalet Bakanı değişti. 1992’den bugüne tam 8 kez hükümet değişti. En son, kuruluş felsefesinde vurgusunu yaptığı ve partisinin başlangıcına ‘Adalet’ kavramını koyan mevcut iktidar, geçmişle yüzleşeceğiz, karanlık dönemleri aydınlatacağız sözlerinin hiçbirini yerine getirmedi. Aksine, cezasız bırakılan davalarla karanlık olaylar aklanmaya başlandı” dedi.
‘YARGILAMADAN HABERİMİZ YOK’
Akdemir’in katledilmesine dair süren yargı sürecini hatırlatan Polat, “32 yıl önce bu sokakta yan yana yürürken, cinayete tek tanıklık etmiş, bu sokakta köşe kovalamaca yaşamış biri olarak bir kez daha söylüyorum; aile olarak yapılan yargılamadan haberimiz yok. Müdahilliğimiz yok. Mahkemeye davetimiz yok. Türk Hukukunda böyle bir örnek var mı? Katili yargılayan savcı ve hakimlere sesleniyorum, bu soruşturmayı hangi hukuka göre yaptınız? Kabile hukukunu mu uyguladınız? Eksik yapılan yargılamada tetikçiye hem cinayetleri senin işlediğin kesinleşti denilip ceza veriliyor, ardından 5 yıl hapis yatan şahıs tahliye ediliyor. Geçmişle yüzleşeceğiz dediniz, pratiğinizle toplumun vicdanını derinden yaraladınız” şeklinde konuştu.
‘BİR KEZ DAHA YANILDILAR’
Polat, devamında şunları söyledi: “Hafız Akdemir, bir gazeteciydi. Bugün hayatta olsaydı, kuşkusuz bu anmayı izleyen bir gazeteci olacaktı. Cesurdu, bölgedeki yanlışların üzerine kılıçtan keskin kalemiyle gidiyordu. Korktukları için bedenini aramızdan aldılar. Yetmedi, naaşını morgdan çaldılar. Bir ölü hırsızlığı yaptılar. Yetmedi, mezarını tahrip ettiler. O kadar tahammülsüzdüler ki parklara ve caddelere verilen Hafız Akdemir ismini sökmeye kalktılar. Ayıptır, ayıp. Hafız Akdemir’in ismini parktan söken kayyum bey, sen kimsin ki milyonların evladının adını sökmeye cüret ediyorsun. Hafız Akdemir, iyi bir gazeteci ve güçlü bir kalemdi. Onu aramızdan alırken ‘bir belleği daha ortadan kaldırdık’ diyenler, bugün bir kez daha yanıldılar” ifadelerini kullandı.
Anma, Hafız Akdemir’in vurulduğu yere fotoğrafı, Yeni Yaşam Gazetesi ve karanfillerin bırakılması ile son buldu.