İSTANBUL - Cumartesi Anneleri eyleminde 43 yıl önce idam edilen ve cenazesi ailesine teslim edilmeyen Veysel Güney’in yeğeni Doğan Güney, “Aradan geçen 43 yıla rağmen amcamın mezarı halen birilerini korkutuyor olmalı ki biz ailesine teslim edilmedi” dedi.
Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 1002'nci kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Ellerinde karanfil ve kayıpların fotoğraflarını taşıyan Cumartesi Anneleri’nin bu haftaki eylemine, hak savunucuları da katıldı.
Eylemde 12 Eylül askeri darbesinin ardından 28 Aralık 1980 tarihinde Antep’te yaralı olarak gözaltına alınan ve kaybettirilen 24 yaşındaki Veysel Güney’in akıbeti ve failleri soruldu. Basın metnini okuyan gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun, 1000’inci haftanın ardından meydanın yeniden bariyerlerle kapatılmasına tepki gösterdi.
Tosun, “Buradan devleti yönetenlere soruyoruz: Anayasa Mahkemesi’nin hak arama özgürlüğü olarak hükme bağladığı Galatasaray Meydanı’ndaki buluşmalarımız neden engelleniyor? 1000. haftada açılan meydan, ne oldu da 1001. haftada yeniden kapatıldı? Bu konuda bize ve kamuoyuna bir açıklama yapılmasını bekliyoruz” dedi.
‘SAVUNMASI YOK SAYILDI’
“Veysel Güney nerede?” diye soran Tosun, Güney’in yaralı olarak gözaltına alındıktan sonra, Adana Bölgesi Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Nolu Askeri Mahkeme’de yargılandığını hatırlattı. Güney’in avukat talebinin reddedildiğini belirten Tosun, “Savunma hakkı yok sayıldı. İlk duruşma 6 Şubat 1981’de yapıldı ve 17 Şubat 1981 tarihinde yapılan ikinci duruşmada, kendine yönelik suçlamaları ispat edecek deliller olmaksızın idama mahkûm edildi. Meclis kararı olmadan, özel kanun çıkarılarak, 10 Haziran 1981’de Gaziantep E Tipi Cezaevi’nde idam edildi” diye konuştu.
‘İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ BİR SUÇTUR’
Veysel Güney’in cenazesinin ailesine teslim edilmeyerek kaybedildiğini belirten Tosun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ailesi ve arkadaşları yıllarca Veysel’in mezarını bulmak için mücadele etti. Bütün mercilere başvurular yapıldı, kampanyalar yürütüldü ve hukuk mücadelesi verildi. Milletvekilleri soru önergeleri ile konuyu defalarca Meclis’in gündemine taşıdı. Ancak Veysel’in mezar yeri hâlâ öğrenilemedi. Kaybedilişinin 43’üncü yılında bir kez daha tekrarlıyoruz: Veysel Güney’in idamı ve bedeninin kaybedilmesi insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve zamanaşımına tabi değildir. Adli makamları Veysel Güney’in idamı ve kaybedilmesi ile ilgili etkin bir hukuki süreç başlatmaya çağırıyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin Veysel Güney için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”
‘KAYIPLARIMIZI ARAMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ’
Ardından Veysel Güney'in yeğeni Doğan Güney’in yazdığı mektup, İHD Van Şube Başkanı Mehmet Salih Coşkun tarafından okundu. Amcasının hukuksuz bir şekilde idam edildiğini belirten Güney’in mektubunda devamla şu sözler yer aldı: “Aradan geçen 43 yıla rağmen amcamın mezarı halen birilerini korkutuyor olmalı ki biz ailesine teslim edilmedi. Bizler ailesi olarak, Veysel Güney’i ve tüm kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz. Cumartesi Annelerinin ahlarıyla yaşamaya devam edenler bilsinler ki kayıp amcam ya da kaybedilen ağabeylerim, ablalarım bulunana kadar sormaya ve aramaya devam edeceğiz.”