İSTANBUL - Anayasa Mahkemesi'nin "ihlal" kararına rağmen eylemleri engellenen Cumartesi Anneleri'nin yargılandığı davanın duruşması, "savunmaları alınmayan sanıkların savunmasının alınması" için ertelendi.
Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararına rağmen 950'nci hafta eylemleri polis tarafından engellenmeye çalışması sırasında, eylemlerini sürdürmek istemeleri nedeniyle Cumartesi Anneleri/İnsanları hakkında açılan davanın duruşması görüldü.
20 kayıp yakını hakkında "2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet etmek" iddiasıyla açılan davanın duruşması Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi 39'uncu Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada, bir kısım sanık ve avukatları hazır bulunurken çok sayıda insan hakları aktivisti de duruşmayı izledi. Duruşma, salonun küçük olmasından kaynaklı, İstanbul 27'nci Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görüldü.
Duruşmada ilk savunmayı yapan kayıp yakını Selvi Gülmez, "Biz bir şey yapmadık. Bize kelepçe taktılar, gözaltına aldılar" dedi.
'BABAMI KAYBEDENLER 29 YILDIR YARGILANMIYOR'
Babası gözaltında kaybettirilen Besna Tosun ise yaptığı savunmada, "İnsanlığa karşı işlenmiş bir suçun tanığı olmama rağmen, üçüncü kez sanık olarak hakim karşısındayım" diye belirtti. Babası Fehmi Tosun’u kaybedenlerin 29 yıldır yargılanmadığını hatırlatan Tosun, kendisine sokak ortasında 6 kelepçe takarak "işkence" uygulayan polis amirlerinin de yargılanmadığını söyledi. Tosun, "Ama babamın akıbetini öğrenmek ve onu kaybedenlerin adil bir yargı önünde hesap vermesini istediğim için bugün bir kez daha yargılanıyorum. Babamın akıbeti açıklansaydı, failleri yargılansaydı, yani adalet sağlansaydı ben ve diğer kayıp aileleri 1001 hafta boyunca Galatasaray Meydanı'na çıkmazdık.
Bugün de burada yargılanmazdık. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 'ihlal' kararlarına rağmen 8 Nisan-11 Kasım 2023 tarihleri arasında Galatasaray Meydanı'nda basın açıklaması yapma girişimimiz her seferinde polis şiddeti ile engellendi. Mevcut yasalara göre suç unsuru olmamasına rağmen hukuka aykırı olarak 29 kez gözaltına alındık, bu süreçte hakkımızda 29 soruşturma açıldı. Soruşturmalardan 28 tanesi hakkında 'kovuşturmaya yer olmadığı' kararı verilirken, tamamen benzer koşullardaki 950'nci hafta için bu dava açıldı" diye konuştu.
'POLİS DAĞILMAMIZ İÇİN KORİDOR AÇMADI'
AYM'in ihlal kararı vermesi üzerine açıklama gerçekleştirmek istediklerini ifade eden Cumartesi İnsanları'ndan Sebla Arcan, ancak polislerin onlara engel olduğunu ifade etti. Polisin dağılmaları için eylemcilere bir koridor açmadığının altını çizen Arcan, "Suç işlemedim, anayasal hakkımı kullandım. Hakkımdaki suç isnatlarını kabul etmiyorum. Mahkemenizi de bağlayan AYM kararlarının gereği olarak, davada derhal beraat kararı verilerek yargılamanın bir an önce sonuçlanmasını talep ediyorum" dedi.
Kayıp yakını İrfan Bilgin, polisin AYM ihlal kararına uymadığını dile getirdi. Bilgin, suç işlemediklerini belirterek, esas yargılanması gerekenlerin gözaltı talimatı verenler olduğunu söyledi.
'KİMSENİN HUKUK VE YARGI GÜVENLİĞİ YOK'
Kayıp yakınlarının avukatı Gülizar Tuncer ise "Bu insanlar bir devlet politikası olarak şiddete maruz kalıyor. Böyle bir hukuksuzluk düzleminde sözlerimizin ne anlamı olabilir ki. İdari bir kararla bir hak engellenebilir mi? Keyfi engellemeler söz konusu. İlk duruşmada derhal beraat kararı verebilecek güçtesiniz ama bunun yerine yıllarca sürecek bir yargılama eziyetine dönüştü bu davalar. Kimsenin bu ülkede hak ve özgürlükleri kullanma imkanı, olanağı yok. Kimsenin hukuk ve yargı güvenliği yok" sözleriyle savunma yaptı.
Yargılananların avukatlarının tümü müvekkilleri hakkında "derhal beraat" hükmünün kurulmasını istedi.
Beraat taleplerini reddeden mahkeme, savunması alınmayanların savunmalarını alınması için 4 Ekim'e erteledi.