HABER MERKEZİ - IHR Direktörü Mahmood Amiry-Moghaddam, İran'daki tutsak Hatem Özdemir hakkındaki idam kararının siyasi ve toplumsal baskıyla durdurulabileceğini belirtti.
İran güçleri tarafından pusuya düşürüldükten sonra yaralı yakalanarak tutuklanan HPG'li Hatem Özdemir, yargılandığı İran Devrim Mahkemesi'nde "devlete karşı silahlı isyan" iddiasıyla idam cezasına çarptırıldı. Karar bir üst mahkemece onandı. Özdemir hakkındaki kararın ne zaman uygulanacağı bilinmiyor. Konuya dair konuşan İran İnsan Hakları Derneği (Iran Human Rights NGO) Direktörü Mahmood Amiry-Moghaddam, kararın ancak kurulacak baskıyla durdurulabileceğini söyledi.
Özdemir'in Türkiye vatandaşı olmasının "İran için idam edilmesi önünde bir engel olmadığına" işaret eden Amiry-Moghaddam, İran'ın 2006'da da Türkiyeli 3 tutukluyu idam ettiğini hatırlattı. İran'ın neredeyse her yıl İran vatandaşı olmayan kişileri, infaz ve idam ettiğini söyleyen Amiry-Moghaddam, "Afganistan, Pakistan ve Irak bu ülkelerin başında geliyor, fakat 2006 yılında İran, uyuşturucu suçlamaları nedeniyle 3 Türkiye vatandaşını idam etti" dedi.
Kendileri için "yaşam hakkının her şeyden önce geldiğini" vurgulayan Amiry-Moghaddam, kendilerinin Özdemir'in idam edilmesindense, idamın bulunmadığı Türkiye'ye teslim edilmesini istediğini söyledi. Türkiye'den, Özdemir'in iadesi için baskı kurmasını beklediklerini dile getiren Amiry-Moghaddam, "Türk Hükümeti vatandaşlarının haklarını savunmakla yükümlüdür" ifadesini kullandı.
'ADİL YARGILAMA YOK, SÜREÇ GÖSTERMELİK'
Devrim Mahkemelerindeki yargılarda yasal sürecin işletilmediğini belirten Amiry-Moghaddam, "İran devleti özellikle Devrim Mahkemeleri söz konusu olduğunda süreci işletmiyor. Adli süreç yok, adil yargılama yok ve göstermelik, bir avukata erişim bile kısıtlı" diyerek, Özdemir'in de yargılamasında aynı durumun söz konusu olduğuna işaret etti.
'İNFAZI TOPLUMSAL VE SİYASI BASKI DURDURUR'
İdam kararına karşı kimsenin sessiz kalmaması gerektiğini söyleyen Amiry-Moghaddam, "İnfazı durdurabilecek şey, İran hükümetine yapılan siyasi ve toplumsal baskıdır. Türk Hükümeti'nin İranlı yetkililere baskı yaparak onları etkilemesi durumunda idam kararı iptal edilir. Hatem'in ailesi sessiz kalmayabilir, kalmamalı. Aile medyayı kullanarak toplumsal bir baskı yaratmalı. İnsan hakları örgütleri, Hatem konusunda farkındalık yaratmalı. İnsan hakları örgütleri bir açıklamalar yapmalı, İran İnsan Hakları Derneği de Hatem konusunda açıklama yapacak. Ama yine de ailenin elindeki tüm imkânları kullanmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum, biliyorsunuz Türk Hükümeti Hatem için bir Türk avukat da atayabilir. Bu da medya için ve doğru bilgi vermek için bir referans noktası olabilir" diye konuştu.
İDAMLAR ARTTI
İran'da bu yıl en az 240 kişinin idam edildiği bilgisini paylaşan Amiry-Moghaddam, "İdamlar ‘Jin, jiyan, azadî’ eylemlerinin başlamasından sonra dramatik bir şekilde arttı ve bu eğilim devam ediyor. IHR'ye göre geçen yıl en az 834 kişi idam edildi. Bu sayı 2020'ye kıyasla üç kat daha fazla. Yani bu artış ülkenin her yerinde. Ancak idam edilenler arasında etnik azınlıkların, özellikle Belucilerin, ama aynı zamanda Kürtlerin de fazla temsil yer aldığını biliyoruz. İranlı yetkililer bu cezayı insanlar arasında korku yaratmak için kullanıyor. İdamların amacı suçla mücadele etmek değil, toplumda korku yaratmak çünkü bu ceza korku yaratmak için en güçlü araç. Bunu yaparak Kürt bölgelerinde daha fazla protesto olmasını engellemek istiyorlar ve Belucistan'da ülkenin geri kalanından daha fazla protesto oldu ve bu da İranlıların etnik grupları diğerlerinden daha fazla idam etmesinin nedeni de bu" şeklinde konuştu.
İran’ın daha önce PKK militanları ve PJAK militanlarını idam ettiğini hatırlatan Amiry-Moghaddam, "Mayıs ayında tüm İran'da yaklaşık 65 kişi idam edildi ve bunların çoğu uyuşturucu suçundan idam edildi, ama idam edilen Kürt mahkumları siyasi suçlamalardan idam edildi. Bildiğiniz gibi hukukun üstünlüğü ve adil yargılama olmadığı için idam cezasına çarptırılanların çoğu işkence altında alınan itiraflara dayanılarak mahkum ediliyor ki bu kişilerin gerçekten suç işleyip işlemediklerini söyleyemeyiz, ancak ne olursa olsun amaç toplumda korku yaratmak. İran rejimi insanların günlük sorunlarını çözme konusunda yetersizdir. Oldukça yozlaşmış bir rejimdir. Halk desteğine sahip değil, bu nedenle iktidarı elinde tutmak için sahip oldukları tek yol korku yaratmak. Bunu da infazlarla yapıyorlar” diye belirtti.
'REJİM SON 45 YILIN EN BÜYÜK KRİZİNİ YAŞIYOR'
İran rejiminin halk üzerindeki baskısının arttığına dikkat çeken Amiry-Moghaddam, "Rejim son 45 yılın en büyük krizini yaşıyor. Rejimin korkusu, İran içindeki insanlar tarafından tehdit ediliyor olması. İşte bu yüzden hem Kürt bölgelerinde hem de İran'ın her yerinde siyasi faaliyet gösteren insanları tutukluyorlar. Ancak bu şekilde ilerleyebileceklerini ve iktidarı ellerinde tutabileceklerini düşünüyorlar. Kontrolü bir kez daha kaybetmeyi göze alamıyorlar" diye kaydetti.
'SEÇİMLERDEN SONRA DAHA FAZLA İDAM GÖRECEĞİZ'
Seçimler olmasaydı daha fazla idamın gerçekleşeceğini, seçimler nedeniyle bu sürecin seçim sonrasına bırakıldığını ifade eden Amiry- Moghaddam, seçimden sonra çok daha fazla idam kararı ve idamların infazını beklediğini dile getirdi.
MA / Berivan Kutlu