ANKARA - Kayyım ataması sonrası belediyeyi ablukaya alan polislerin fotoğrafını ve Gazze parlamentosunu işgale eden İsrail askerlerinin fotoğrafını aynı karede Meclis kürsüsünde havaya kaldıran DEM Partili Salihe Akdeniz, iki ayrı fotoğrafın aynı zihniyeti taşıdığını ifade etti.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mêrdin Milletvekilli Salihe Akdeniz, Meclis’te kayyıma tepki gösterdi.
Akdeniz, kayyıma karşı direnenleri selamladığını belirtti. Akdeniz, kürsüde Gazze parlamentosunu işgal eden asker ve kayyım ataması sonrasında polisin Colemêrg Belediyesi önünde verdiği fotoğrafı gösterdi. Akdeniz, “İkisi de aynı abluka altında yani zihniyetinizin İsrail'le tek benzerliği, tek bir binanın işgali değil tabi ki. 2015’ten bu yana İsrail ordusu gibi bin bir baskıyla, Kürdistan’da faşizmi uyguladınız. Bu yetmedi, kayyımlarla bütün şehirleri talan ettiniz” dedi.
‘BÖLÜCÜ SİZSİNİZ’
Belediyelerin kasalarının boşaltıldığını da sözlerine ekleyen Akdeniz, “Daha ne arıyorsunuz! Yani belediyelerde artık çalınacak hiçbir şey kalmadı, ‘Artık yeter.’ diyoruz. Bir belediye halkın evidir, evi. Bu evin kapısının herkese açık olması gerekirken polis ablukasıyla, polis barikatlarıyla kapatarak mı hizmet üreteceğinizi zannediyorsunuz? Kapatarak mı huzuru getireceğinizi zannediyorsunuz? Vallahi, yanılıyorsunuz. Kırk beş yıldan sonra Hilvan’ı almamızın, yine Van’ın kararlılığının, yine Rojava’da yapılacak olan seçimin acısını çıkarmanın derdindesiniz, Afrin’e bile kayyum atamanın derdindesiniz. Kürt’e reva gördüğünüz sömürge hukukudur. Afrin’i yönettiğini zanneden kaymakam da kayyumdur ve gayrimeşrudur. Açık konuşalım, Kürtleri vatandaş ve yurttaş görmüyorsunuz, seçilme ve seçme haklarını ellerinden alıyorsunuz; üstelik bunları yapan sizlerken Kürtleri bölücülükle suçluyorsunuz, en büyük bölücülüğü siz yapıyorsunuz” diye konuştu.
‘İŞGALE KARŞI DİRENİŞTEYİZ’
Akdeniz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece Türkiye’de değil, Başur’da referandum sizi rahatsız ediyor, Kerkük'te seçim sizi rahatsız ediyor, Rojava’da seçim sizi rahatsız ediyor çünkü Kürtlerin kendi kendini yönetmesi sizi rahatsız ediyor; istediğiniz şey, Kürtlerin kendi kendini yönetmemesi. Ama şunu çok iyi bilin, Kürtler her yerde; siz rahatsız da olsanız, kabul etmeseniz de Kürtler bulunduğu her yerde bir şekliyle kendi kendini yönetecektir. Bu baskı ve yönelimlerle Türkiye halklarının geleceğine kilit üstüne kilit vuruyorsunuz. Bu düşmanlık politikalarınızla Kürdistan’da işgalcisiniz. Siz düşmanlığınızla düşmanlığınızın altında kalacaksınız ama şunu çok net söyleyelim: Bütün bu yönelimlere rağmen azalmamış, vazgeçmemiş, hiçbir şekilde yıkılmamış, bütün asimilasyon politikalarına karşı tek bir adım bile geri atmamış bir halk gerçekliği var karşınızda; buradayız, direnişteyiz, nöbetteyiz. Uşak’tan gelip Hakkâri’de dağını, taşını, dilini değiştireceğinizi mi zannediyorsunuz; vallahi yanılıyorsunuz, haddinize de değil. Biz her zaman her yerde direneceğiz ve direnmeye de devam edeceğiz; halkımızı ve bütün demokratik kamuoyunu direnişe davet ediyoruz.”