İSTANBUL - Kayyım politikasının sürdüğü bir ortamda yeni anayasa ve “normalleşme” tartışmalarının karşılığının olmayacağını belirten DİB Koordinasyon üyesi Hakan Dilmek, "Kürt sorunu çözülmeden yeni bir anayasa yapılamaz” dedi.
Colemêrg Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış'ın tutuklanması ve yerine kayyım atanmasına karşı yükselen tepkiler devam ediyor. Bir tepki de Demokrasi İçin Birlik (DİB) Koordinasyon üyesi Hakan Dilmek’ten geldi.
İktidarın "siyasallaşmış" yargıyı devreye koyarak belediyeye kayyım atadığını belirten Dilmek, Colemêrg halkının seçme iradesinin yok sayıldığını vurguladı. Dilmek, "Anayasal hak ve güvenceler göz ardı edilerek, halk iradesi yok sayılarak, seçilmiş yöneticilerin salt iktidar istedi diye görevden alınması, iktidarın söylediklerinin tam tersine despotik ve çatışmacı politikalarda ısrar edeceğini gösteriyor" dedi.
DİB Koordinasyon üyesi Hakan Dilmek
MUHALEFETE TUTUM ALMA ÇAĞRISI
"Yumuşama" ve "normalleşme" söylemlerinin arkasında iktidarın antidemokratik uygulamaları olduğunu ifade eden Dilmek, iktidarın bu adımla yerel seçimlerde ekmek ve adalet talebi etrafında ortaklaşan muhalefeti parçalamak ve etkisizleştirmek amacında olduğunu söyledi. Dilmek, anti demokratik ve hukuksuz adımlara karşı demokrasiden yana olan tüm muhalefeti ve toplumsal kesimleri tutum almaya çağırdı.
‘YENİ ANAYASA KARŞILIĞI YOK’
Kayyım atama sürecinden önce Kobanê Davası’ndan yargılanan birçok siyasetçiye onlarca yıl hapis cezası verildiğini hatırlatan Dilmek, Gezi Davası’nda verilen cezaları ve 1 Mayıs tutuklamalarına işaret etti. Böylesi bir tabloda "yumuşama" ve "normalleşme" söylemlerinin karşılığı olmadığına dikkati çeken Dilmek, "İçeride baskıların arttığı, ekonomik krizin işçilere, emekçilere, yoksullara ve halklara yıkılmaya çalışıldığı; dışarıda ise savaş politikalarının sürdüğü ve derinleştirildiği bir coğrafyada yaşıyoruz. Böyle bir ortamda yeni bir anayasa ve yumuşama tartışmasının hiçbir karşılığı yok" diye belirtti.
İktidarın gerçek sorunların üzerini örtmek için "yeni anayasa" tartışmasını başlattığını belirten Dilmek, Kürt sorunu çözülmeden bu tartışmanın yapılamayacağını söyledi. Dilmek, "Kürt sorunu çözülmeden yeni bir anayasa yapılamaz. Evet, bugüne kadar yapılan anayasalar var ama sorunları çözmeden yeni bir anayasa yapmak mümkün değil. Yeni bir anayasa yapılabilir ama bu toplumsal talepler gözetilmeden, herkesin özgürce ifade edebildiği bir ortam sağlanmadan olmaz. Bugünkü iktidarın anayasa tartışmalarına dahil olması, bu sürecin meşruiyetini zayıflatıyor ve gerçek sorunları gizlemeye yönelik bir girişim olarak görülüyor. Sonuç olarak yeni bir anayasa yapılması gereklidir ancak bu toplumun tamamının ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak ve mücadeleyle gerçekleşebilir" ifadelerini kullandı.
'TEKÇİLİK DAYATMASI'
İktidarın tekçi bir anayasa yapmayı hedeflediğini belirten Dilmek, şöyle devam etti: "Yeni anayasa yapma girişimi aslında tekçilik dayatmasıdır. Tek dil, tek bayrak ve tek kimlik üzerinden inşa edilen cumhuriyetin kuruluş kodlarına dayanmaktadır. Bu nedenle anayasanın ilk dört maddesi de bu şekilde yazılmıştır. Bu, toplumsal huzursuzluk yaratmaktadır çünkü toplumsal gerçekliğe uygun değildir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesine uygun olarak, anayasalar hep bu toprakların gerçekliğiyle uyuşmayan metinler olmuştur. 12 Eylül Anayasası da bundan farklı değildir. Bu durumda yeni bir anayasa tartışması yapmak, 12 Eylül Anayasası’nın darbeyle geldiği vurgusuyla sivil bir anayasa olarak tanımlanması anlamsızdır."
MA / Ferdi Bayram