AMED - DBP Kadın Meclisi Sözcüsü Berivan Bahçeci, özel savaş politikalarıyla en çok hedeflenen kadınların iradesiz bırakılmak istendiğini belirterek, "Kadınlar, kadın düşmanı ittifakın sonunu getirecek" dedi.
Kurdistan coğrafyasında ajanlık dayatması, fuhuş ve uyuşturucu gibi özel savaş politikalarıyla kadınlar ve gençler hedef alınıyor. Söz konusu politikaları yürütenlerin başında ise asker ve polislerin yanı sıra yandaş dernekler, "düşünce kuruluşları", cemaat ve tarikatlar geliyor. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Meclisi Sözcüsü Berivan Bahçeci, özel savaş politikalarını değerlendirdi. Özel savaşın yöntem ve hedef kitlesinin çok geniş olduğunu dile getiren Bahçeci, sistemin bu politikalarla ilk olarak kadınları hedef aldığını kaydetti.
Kadın Meclisi Sözcüsü Berivan Bahçeci
DOKU VE ER
Bahçeci, 5 Ocak 2020’de Dêrsim’de kaybettirilen ve akıbeti hala ortaya çıkarılmayan üniversite öğrencisi Gülistan Doku ile Êlih’in Qûbîn (Beşiri) ilçesinde Uzman Çavuş Musa Orhan'ın tecavüzüne uğradıktan sonra intihara sürüklenen ve 18 Ağustos 2020’de yaşamını yitiren 18 yaşındaki İpek Er olaylarını hatırlattı. Bahçeci, iki örneğin kadınlara karşı yürütülen özel savaşın politikalarının örneklerinden olduğunu dile getirdi. Kurdistan'a gönderilen asker-polislerin bu politikaların yürütücülerinden olduğunu kaydeden Bahçeci, "En son Şırnak'ta yaşanan askerin taciz olayında da bunu görebiliriz" dedi.
'TEMEL HEDEF KADINI İRADESİZ KILMAK'
Bahçeci, özel savaşın sadece kadınlar üzerinde değil, sosyal ve ekonomik olarak tüm toplum üzerinde yürütüldüğünü dile getirdi. Bahçeci, "Özel savaş politikaları ile kadını iradesiz kılmak istiyorlar. Kadını toplumda etkisiz kılmak istiyorlar. Bizler ideolojik olarak kadının öncü olduğu bir toplumsallık inşa etmek istiyoruz. Kadın mücadelesi sonucunda kadınlar bugün çok daha güçlü. Sistem de özel savaş ile bunun tam tersini amaçlıyor. Kadını metalaştırmak, erkeğin kölesi haline getirmek istiyor. Örgütlü bir toplumun öncü inşa gücünün kadın olduğunu biliyorlar. Kendini bilen güçlü kadını kendilerine tehdit olarak görüyorlar" ifadelerini kullandı.
'KADIN DÜŞMANI İTTİFAKIN SONU GELECEK'
Kurdistan'da belediyelere atanan kayyımların da özel savaş politikalarından bağımsız ele alınamayacağını vurgulayan Bahçeci, şunları söyledi: "Kürt halkının iradesine kayyım atayan zihniyetin aslında ilk hedefi kadınlar, çocuklar ve gençlere yönelik yapılan sosyal ve ekonomik faaliyetlerdi. Halkın belediyelerinde kadın kurumları vardı. Orada kadınlar kendini daha iyi ve rahat hissediyordu. Eşi, kardeşi, ağabeyi, babası tarafından şiddet gördüğünde gidebileceği, kendini ifade edebileceği bir ortam ve destek hizmeti sunabilecek bir mekanizma vardı. Yani kadınlar şiddete, tacize, tecavüze karşı kendini savunabilecek bilinç ve örgütlülüğünü oluşturuyordu. Ama 2016'dan beri halk iradesini gasp ediyorlar. Bunu yaparken erkek egemen, faşist zihniyet bundan cesaret alarak her türlü şiddet ve psikolojik savaşı kadın ve gençler üzerinde yürütüyor."
Kürtlerin son seçimlerde bu politikalara "dur" dediğini söyleyen Bahçeci, şöyle devam etti: "Ama yenilgiyi kabul etmeyen AKP-MHP faşist ittifakı bir kez daha halkın iradesine kayyım atadı. Ama bu sefer halkımız kayyum politikalarına, özel savaş politikalarına izin vermeyecektir. Onun için iktidar daha büyük yenilecek, kadınlar tüm bu kirli politikalarına karşı sahada güçlenerek ve örgütlenerek, kadın düşmanı ittifakın sonunu getirecektir."